22.bölüm -Adım adım sonumuza-

37 4 0
                                    

Hepinize tekrardan merhaba değerli okuyucularım umarım beğenirsiniz bölümü hepinize iyi okumalar dilerim...

*ilk yardım çantasından bir pamuk alıp üzerine tentürdiyot döktü biraz dizimin üzerinde gezdirdikten sonra bir silah sesi geldi ve arkamdaki camın kırılması bir oldu...*

Mermi sesiyle beraber Tolga'nın beni yere çekmesi bir oldu Burak'a baktığımda onunda yere sindiğini gördüm Tolga Burak'a seslenip "kim lan bunlar?" dedi Tolga haykırırcasına, "bilmiyorum abi bilmiyorum!" Tolga bir sağına bir soluna birde bana baktıktan sonra benim kim olduklarına bakmam lazı-" Tolga'nın cümlesini bitirmesine izin vermeden Burak İle aynı anda Tolga'ya karşı çıktık "ben delirdin mi sen?" dememle Tolga'nın öfke dolu bakışları bana döndü "delirdim Açelya bu adamlar bizimle uğraşmaktan bıkmadı ama ben bıktım tamam mı? yeter!" dedi Tolga.

"Tolga üzerimize mermi yağdırıyorlar başının buradan çıkartırsan hayatta kalacağını mı sanıyorsun?"dedim yüksek bir sesle Tolga bana cevap vermeden öylece camdan dışarıya bakmaya çalışıyordu olduğumuz yerden, sonra silah sesleri kesildi Tolga ağır ağır başınını çıkaracağı sırada camdan içeriye bir taş atıldı taşa baktığımda taşını üzerinde bir kağıt olduğunu fark ettim taş tamda  önüme düşünce uzanıp olmak istedim ama Tolga benden önce davranıp taşı aldı ve üzerindeki kağıdı çıkarıp arkasına ve önüne baktıktan sonra bize dönüp "yine o notlardan." dedi.

Burak bizim yanımıza gelip "okusana abi" dei bir yandan dışarıya bakarken, yavaş yavaş civardaki evlerdeki insanlar mahalleye dökülmeye başlamıştı, Tolga elindeki kağıdı ice açarak okumaya başladı;

"Ben her ne kadar son olmayacak desemde her şeyin mutlaka bir sonu vardır,ben ne kadar istesemde siz kendi sonunuzu yazıyorsunuz,yanınızdaki o küçük salağa bir dahakine daha iyi saklanmasını söyleyin çünkü gördüğüm yerde başını delik deşik edeceğim,gözleri çok hoşuma gitti belki kolye yapıp boynuma asarım.Az kalsın sormayı unutuyordum bugünkü cinayeti hanginiz işledi yani cesedin başında olan kişinin sırtı dönüktü de merak ettim."

Tolga notu okur okumaz bakışları bana döndü ardından Burak'a dönüp "ne diyor lan bu bir şey planladı olum evi taramaları hiç normal değil kendilerini ele veriyorlar." Burak ensesini kaşıyarak "Bilmiyorum abi bilmiyorum." ben korkudan konuşamıyor dum bile beni sadece fark ettiler yüzümü bile görmeden nasıl tanıya bildiler Tolga'nın omzuma dokunmasıyla bakışlarımı ona çevirdim başıyla kapıyı gösterdi ama o kadar afallamıştım ki ne demeye çalıştığını dahi anlayamadım,ben anlayamayınca Tolga derin bir nefes alıp "dışarı çıkmamız gerekiyor." dedi sakin kalmaya çalışarak başımla onaylayınca oturduğum yerden ayağa kalktım dizim hala zonkluyordu,evin bahçesine çıktığımızda bir kaç tanımadığım kişi yanımıza gelip iyi olup olmadığımız sordu,

 Tolga hepsine "biz iyiyiz siz polisi aradınız mı?" yanımızdaki adamlardan bir tanesi "evet aradım yoldalar." dedi ben bahçedeki sandalyelerden birine otururken Bulut ve Umut'un seslerini duydum direkt olarak Burak ve Tolga'nın yanına gittiler, birşeyler konuştuktan sonra Tolga başıyla beni gösterdi beni gösterir göstermez Bulut yanıma geldi arkasından üçüde benim oturduğum sandalyenin etrafına toplandı ben hepsine teker teker baktıktan sonra "Neden bana öyle bakıyorsunuz? dedim ve başımı Bulut'a çevirdim.

Bulut tam cevap verecekken bahçeye polis arabası girdi dördünün başıda polis arabasına döndü ve polis arabasından inen 4 polis bize doğru yöneldi yanımıza gelen polislerden biri silahlı saldırı ihbarı aldık olay anında içeride birileri varmıydı Tolga bir adım öne çıkarak "ben ve iki arkadaşım vardık." dedi eliyle Burak ve beni göstererek yine aynı polis peki kim yaptı bu saldırıyı birileri varmı?, size bunu yapacak birileri?" "Yani tanıdığım birileri yok.!" dedi Tolga, "Peki bu ev kimin?" dedi arkadaki diğer bir polis, Burak boğazını temizleyip "benim!" dedi tekdüze bir sesle.

Öndeki polis eliyle bize polis arabasını gösterip karakolda ifadenizi almamız gerekiyor dedi polis cümlesini bitirmesiyle benim "karakol mu?" demem bir oldu hepsinin başı bana dönünce aynı polis "evet karakola ifadenizi almamız lazım korkulacak bir şey yok merak etmeyin." başımla onaylayarak ayağa kalktım Bulut bana dönerek "iyi misin?" dedi başımı sallayarak "yani, galiba iyiyim!" Bulut yüzüne hafif bir tebessüm takınarak benimle beraber polis arabasının yanına kadar geldi fakat polisler onların kendi arabalarıyla gelmesini söyledi her ne kadar itiraz etselerde polisler izin vermedi.

Şu an Tolga,ben ve Burak polis arabasındayız karakola gidiyoruz,ben her zaman olduğu gibi yine ortalarında oturuyorum,içimde bir korku var o notta bir cinayetten bahsediyor,bize soruyor ya cinayeti kim işledi diye anlayamıyorum.Tolga omuzuyla omuzumu itip ona bakmamı sağladı benim aksime çok sakindi "sakin ol dedi,korkma!" dedi kısık sesle "sakinim zaten." dedim kaşlarımı çatıp, hafif sırıtıp "o yüzden mi titriyorsun?" tam cevap verecekken bu arada korkmadığını biliyorum çünkü ben varım yanında ?" dedi durgun sesiyle garip ama sesi yorgun gibiydi buruktu, "çok biliyorsun sen korkmuyorum çünkü korkulacak bir şey yok hem sen bugün varsın yarın yoksun kendimi sana alıştırırsam her korktuğumda yanımda olman gerekir bu da imkansız olduğu sen yanımda olduğun için değil kendimi koruyabiliceğim için korkmuyorum bunu anlasan iyi olur." Tolga tam cevap verecekken araba durdu ve öndeki polis bize dönüp "muhabbetinizi bölüyorum ama geldik inmemiz gerekiyor." Dedi imalı sesiyle.

Burak kapıyı açıp indiğinde biz de arkasından indik, karakola her bir adım attığımızda sanki sonumuza yürüyerek gidiyormuşuz gibi hissediyordum, karakola girdiğimizde Bulut ve Umut'a arkamızdan karakola girdiler Burak'ı Tolga'yı benim ifademizi alacaklardı iyi de ben ne anlatacaktım endişeli bir şekilde Tolga'ya baktım başımı ne yapacağız dercesine sağa sola salladım, Tolga biraz düşündükten sonra cebinden telefonunu çıkardı ve bir şeyler yazmaya başladı telefonundan başını kaldırınca cebimde telefonumun titrediğini hissettim hemen elimi cebime atarak telefonumu çıktartıp ekranına baktım Tolga gruba yazmıştı bildirimin üzerine basıp Tolga'nın ne yazdığını okudum;

Minik Katil adlı grup:
Minik Sincap: Açelya sen bu sabah seni uyku tutmadığı için yüyüşe çıktın ardından Burak'ı gördün biraz canın sıkkın dı ben de yanınıza geldim hepsi bu kadar geri kalan kısmı olduğu gibi anlatıyoruz biz evde otururken evi tarıyorlar ama nottan bahsetmeyin  Burak sende olaydan bu şekilde bahset ve hepiniz okuduktan sonra bu mesajı silin!!
Burak gördü
Bulut gördü
Umut gördü
 
Başımı çevirip Tolga'ya baktığımda onun da bana baktığını gördüm onu onaylarcasına başımı salladım Tolga benim ardımdan başını Burak'a çevirince onunda benim gibi Tolga'yı başıyla onayladığını gördüm ardından Bulut ve Umut'da başıyla onayladı Tolga tekrar bana dönüp sakin olmamı söyledi kısık sesle ben Tolga'nın kurduğu planı düşünürken aklıma cadde de beni çeken güvenlik kamerası geldi,kamera an be an beni çekmişti.

Oy vermeyi ve yorum yazmayı unutmayın lütfen kitabımın gidişatı için çok önemli yorumlarınız...

Suç MahalliTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang