"Kıskanma Tetem o zaten senin eşin bol bol öpersin."
Jeongguk kızarmış yanaklarıyla yanındaki alfaya baktı. Onunda yanakları kızarmıştı. Onlar birbirlerine bakarken Jimin oğlunu yanına çağırmıştı. Ama Soobin gitmemekte ısrar edip omegaya daha çok sarıldı.
Jeongguk, Jimin'e dönüp sorun yok dercesine başını salladı.
Tatlılar yendikten sonra bulaşıkları toplamasına yine izin verilmedi omeganın. Zaten kucağında uyuyan çocuk vardı. Jimin ve Yoongi gitmek için ayaklandıklarında Taehyung Soobin'i omeganın kucağından alıp Yoongi'nin kucağına verdi.
Ev halkı, Yoongi ve Jimin'i yolcu ettikten sonra oturma odasına geri döndüler. Lalisa ve Jennie uyumak için izin isteyip odalarına çıktılar.
Jeongguk ve Taehyung yan yana oturmuş televizyonda oynayan diziyi seyretmeye başlamışlardı. Jeongguk yine ilk defa gördüğü şeyler için şaşkın nidalar çıkarırken Seokjin onun bu sevimliliğine gülüyordu.
Sonunda Namjoon ve Seokjin çifte iyi geceler dileyip kalktıklarında alfa ve omega baş başa kalmışlardı. İşte şimdi Taehyung heyecanlanmış kalbi hızla atmaya başlamıştı.
"Kahve ister misin?"
Jeongguk izlediği televizyondan başını çevirmeden alfayı onayladı. Taehyung aldığı onayla kalkıp mutfağa gitti. Kahve için şu ısınırken o bardaklara kahveleri döküp suyun kaynamasını bekledi.
Kahveler olunca iki bardağıda alıp oturma odasına ilerledi. Jeongguk'un yanına oturup bardağı ona uzattı.
Jeongguk bardağı alıp alfaya bakıp bir teşekkür mırıldandı.
"Hyung bir şey sorabilir miyim?"
Taehyung başını sallayıp onayladı.
"Hyung, Bay Seokjin'e üvey babam dedin. Öz baban nerede?"
Jeongguk tedirgince soruyu sorup başını eğdi. Taehyung ne kadar sinirlense bile eşinin sorusuna cevap verdi.
"Bir annem vardı. Omega. Güzel bir yaşamımız vardı. O zamanlar beş yaşında falandım. Namjoon babamla ruh eşi değillerdi ama çok mutlulardı. Bir gün elinin üstündeki izlerle geldi. Ruh eşini bulmuştu ve o onu reddedip bizimle kalmak yerine ruh eşini seçti. Onunla birlikte gitti."
Jeongguk elindeki bardağı kenara koyup kollarını açtı. Alfa hemen kolları arasına girdi. Başını omzuna yaslayıp ağlamasını tuttu.
"Aradan geçen üç yılın ardından babam Seokjin babamla tanıştı. Seokjin babamı gördüğüm anda bile çok sevmiştim. Daha sonra evlendiler. Bir kaç aya kalmadan Seokjin babam hamile kaldı. Bir alfa olmasına rağmen. Jennie benim üvey kardeşim. Ama öyle değil gibi birbirinize çok bağlıyız. Onlara bir şey olmasına dayanamam."
Jeongguk alfanın saçlarını okşadı. Onu rahatlatmak istercesine. Taehyung ellerini omeganın beline sardı. Hissettiği incelikle donup kaldı. Beli nasıl bu kadar ince olabilirdi?
Jeongguk alfanın saçlarını okşarken kendi hikayesini anlatmaya karar verdi ve konuşmaya başladı.
"Tam olarak hatırlamıyorum ama küçüktüm galiba on iki yaşında falandım. Kasabamızda çok fazla alfa yoktu. Beta ve omega vardı çoğunlukla. Bir bakkalımız vardı. Bakkalımızın arka sokağında ise iki katlı küçük evimiz. Babam her gün sabahleyin erkenden dükkanı açardı. Ben de kahvaltımı yapıp koşarak yanına giderdim. Bir sürü arkadaşım vardı. Her gün akşama kadar sokakta oynardık. Bir gün baskın oldu. Alfalar evleri talan etti. Omegaları toplayıp pazarlara götürdüler, kimisini de savaş kazanan alfalar için ganimet olarak verdiler. O günü pek hatırlamıyorum ama eve gitmeye çalışırken muhafız beni yakalamıştı. Kelepçe takılıp zincirlemişlerdi. Babamın arkamdan bağırıp beni kurtarmaya çalışması.."
Jeongguk dolu gözlerini tavana dikti. Ağlamamalıydı.
"Beni satın almaya çalışan her alfaya zorluk çıkardım. Kimisini ısırdığım için bana kuduz muamelesi yaptılar. Onların eline gitmektense kuduz olmayı tercih ederdim. Hiç bir alfanın evine gitmedim. Ev ortamını bilmiyorum bu yüzden. Sen öğretir misin hyung?"
Taehyung dolu gözlerini kırpıştırıp başını güzel kokulu omuzdan ayırdı.
"Öğretirim tabi. Mutlu olman için elimden geleni yaparım."
☾︎☾︎☾︎
Umarım beğenirsiniz.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın:)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
