"Bayan Jinju bilmiyorsunuz belki ama eşim benim için çok eşsiz."
Jeongguk kızaran yanaklarını saklamak için başını eğdi. Utanmıştı.
Taehyung gülümseyip yanındaki bedene baktı. Beyaz teninde kızarmış yanaklarıyla harika bir görüntü sunuyordu.
Jennie abisine bakıp gülümsedi. Onu uzun zamandır böyle mutlu görmüyordu. Jeongguk abisine iyi gelmişti.
Kim Namjoon oğlunu ve yanındaki eşini izlemeyi bırakıp Bayan Jinju'ya döndü.
"Düğünü bir ay sonra yapacağız. İkisinin de kızgınlığından hemen sonra."
Bayan Jinju yüzünü buruşturdu ve başını çevirdi.
Jennie sessizlikten yararlanarak konuştu.
"Baba.. Biliyorsun ki bizim çocuğumuz olmuyor. Bu yüzden bir yetimhane ile konuştum. Eğer siz de kabul ederseniz Lalisa ile bir bebek sahiplenmek istiyoruz."
Ortamdaki herkes şaşırırken kimse ne diyeceğini bilememişti. Bayan Jinju hemen lafa atladı.
"Ne olduğu belirsiz bir bebek mi getireceksiniz eve. Ne saygısız insan olmuşsunuz siz!"
Taehyung daha fazla dayanamadı. Kadını kolundan tuttuğu gibi dış kapıya sürükledi.
"Çok sevdiğiniz ve birbirinizi gaza getirdiğiniz sevgili kardeşinizin yanına dönün. Ne onun ne sizin ailemizde yeri yok artık. Şimdi gidin buradan."
Taehyung kadının yüzüne kapıyı kapatıp içeriye döndü. Kocaman gözleriyle ona bakan eşinin yanına oturdu.
Lalisa sırıtarak dudaklarını araladı.
"Vallahi sen yapmasaydın ben yapacaktım Taehyung."
Taehyung gülümseyip arkasına yaslandı.
Jennie, Lalisa ve Seokjin yemek yapmak için kalktığında Jeongguk minik adımlarla peşlerine takıldı.
Mutfağa girdiklerinde minik omega hiç bir yemeği yapmayı bilmediğini farketti. Utana sıkıla Seokjin'e döndü.
"Seokjin hyung, şey ben hiç yemek yapmayı bilmiyorum."
Seokjin gülümseyip elini minik omeganın omzuna koydu.
"Merak etme biz sana öğretiriz. Ayrıca bana baba de lütfen."
Jeongguk gülümseyip başını salladı. Hepsi birlikte yemek yapmaya koyulduklarında minik omega Jennie'nin tarif ettiği gibi yemekleri yapmaya çalıştı.
Daha sonra Jennie ile beraber sofrayı kurdular. Yemekleri yerleştirip herkesi sofraya çağırdılar.