Wild Alpha • taekook

15

Yakında tatmadığı duyguları alfa sayesinde tadacaktı.

Jeongguk alfanın gözlerine bakarken içinin gittiğini hissediyordu. Ruh eşi algısı öyle bir şeydi ki alfanın kalp atışlarını hissediyordu.

Taehyung omeganın kısa sürede uzamış saçlarını okşadı. Bir tutamını parmağına dolayıp mis kokusunu derince içine çekti.

"Saçlarını kesmeyelim Jeongguk, hep böyle kalsın."

Jeongguk aldığı iltifat ile yanakları her zaman ki gibi kızarırken başını salladı.

"Jeongguk biliyor musun? Aileni bulmak üzereyiz. Kim bilir belki de düğünümüz başlamadan gelirler."

Dikkatle dinlediği alfaya diktiği gözleri dolarken bir hıçkırık koptu dudaklarından. Ailesini o kadar uzun zamandır görmüyordu ki..

Gördüğünde nasıl tepki vereceğini dahi bilmiyordu. Annesinin kokusunu özlemişti. Kim bilir belki de kardeşi vardı..

Taehyung minik omegasının gözlerinden damlayan incileri tanelerini güzelce sildi.

"Her zaman yanında olacağım güzel omegam."

Minik omegayı kendine çekip alnına nazikçe öpücük kondurdu. Omega bu hareketle titrerken alfaya daha sıkı tutundu. Alfa omeganın ona karşı koyamamasına karşın göğsünü kabarttı.

Taehyung geri çekilip minik omegayla birlikte ayağa kalktı. Omega bacaklarını sıkıca alfanın beline doladı düşmemek adına. Kolları hâlâ alfanın boynuna sarılıydı.

Alfa, omegayla birlikte banyoya girdiğinde omegayı lavabo tezgâhına oturttu. Geriye çekilip ilk önce kendi elini yüzünü yıkayıp kendine geldi. Daha sonra omeganın yüzünü yıkadı. Bu sırada omega gördüğü ilgiden ötürü kıkırdayıp duruyordu.

Taehyung, Jeongguk'un gülüşüne dalmışken farkettiği şey ile parmağıyla omeganın yanağına dokundu.

"Gamzen var Jeongguk!"

Jeongguk arkasına dönüp aynadan kendine bakarken gülümseyip başını yana çevirdi.

"Evet hyung."

Jeongguk kıkırdayıp alfanın yanağını sıktı. Alfanın şaşırmış hali epey hoşuna gitmişti.

Jeongguk hoplayarak tezgâhtan indi. Alfanın önüne geçip yürümeye başladı. Taehyung ise büyülenmiş haliyle, daha ne kadar büyülenebilirdi bilmiyordu, omegasını takip etti.

Odadan çıktıklarında ağır ağır salona indiler. Salona ilk giren Jeongguk olmuştu. Soobin koşarak ona sarıldığında küçük çocuğu kucağına aldı. Koltuğa oturup dik bir şekilde oturdu.

"Daha iyi misin Jeongguk?"

Namjoon daha iyi görünen bedene baktı.

"İyiyim baba. Verdiğiniz ilaç iyi geldi. Teşekkür ederim."

Namjoon önemli değil dercesine başını sallayıp gülümsedi. Jeongguk'ta ona gülümseyerek karşılık verdi.

Hemen ardından alfası yanına oturdu. Jeongguk ona bakarak gülümsedi ardından hemen önüne döndü.

Jimin oğlunu almak için geldiğinde etrafı koklayıp duruyordu. Taehyung ona anlamazca baktı.

"Ne oldu Jimin?"

"Değişik bir koku var burada."

Soobin Jeongguk'un boynuna başını gömmüş bir şekilde yatarken babasına bakıp daha sonra Jeongguk'u kokladı.

"Jeongguk hyung aynı Tetem gibi kokuyor."

Taehyung şaşkınlıkla, Jeongguk utançla Jimin'e baktı. Jimin sevimlice gülümseyip uyumak üzere olan oğlunu kucağına aldı.

"Eşler arasında olur böyle şeyler."

Kıkırdayıp yanlarından uzaklaştı.

Genç çift daha biraz evvel yaşadıkları temas yüzünden utangaçtı. Bu yüzden Jeongguk başını eğip kaldırmadı.

Namjoon boğazını temizleyip dikkatleri üzerine çekti.

"Jeongguk?"

Jeongguk ismini duymasıyla birlikte başını kaldırdı.

"Sizi dinliyorum."

"Oğlum. Ailene ulaştık. Dediğin gibi hâlâ Busandalar. Hatta küçük bir kardeşin var."

Jeongguk duyduklarıyla gözlerindeki yaşları tutamadı hemen kalkıp karşındaki adama sarıldı. Namjoon oğlunun sırtını sıvazladı. Jeongguk hıçkırarak teşekkür ediyordu.

"Buna gerek yok oğlum. Sen istedin ben de onlara ulaşmak için elimden gelen her şeyi yaptım."

Jeongguk geri çekilip minnettar gözlerle babasına baktı. Bu aileye geldiği için gerçekten şanslıydı.

☾︎☾︎☾︎

Umarım beğenirsiniz şeker parelerim

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 💕