BÖLÜM 18

5.1K 292 260
                                    

Yıldıza bastıysak okuyalım mı? ⭐

🌾🌾🌾🌾

"Balkanlardan gelen soğuk hava dalgası tekrardan tüm yurdu etkisi altına alacak. Ege ve Akdeniz bölgesinde beklenen sağnak yağmur ve fırtına...." Hare uyuduğu koltuktan kulağına dolan spikerin sesi ile sıyrıldı. Vücudunu yattığı koltuğun üzerinde hafifçe esnetip, esnemekten açılan ağzını elinin tersi ile yavaşça kapattı. En son bir gündüz kuşağı programı izliyordu ne zaman uyudu fark edememişti bile. İki gün önce yıllık izine ayrılmıştı ama Taner'in yoğun iş temposundan eve tıkılıp kalmıştı. Akşam plan yapmak isteselerde eve yorgun gelen kocasına kıyamadığı için evde vakit geçiriyorlardı. Banyoda, yaşadıkları ateşli dakikalardan sonra Taner'in yüzüne bakmakta bir süre zorlanmış, olayın ateşinden kısa bir anlık utanmayı bıraksa da çıktığı bulut yolculuğun ardından hızla sert zemine düşmüş gibi içini derin bir utanç kaplamış hızla banyodan çıkmıştı.

Taner onu daha fazla utandırmamak için hiç olayın üzerinde durmadan bir süre kendi haline bıraktı. Aradan geçen bir kaç günün sonunda nihayet güzel karısının ağzından; Açmısın? Benim uykum geldi, dışında sohbet cümleleri dökülmeye başlamıştı... Hare'nin gözü duvardaki saate iliştiğinde saatin sekize geldiğini gördü. Orta sehbanın üzerindeki telefonu eline alıp Taner'den gelen beş cevapsız aramayı görünce hemen arama tuşuna basıp aradı. İki çalmada açılan telefonda, tok erkeksi ses doldu kulaklarına...

"Güzelim neredesin sen? Kaç kere aradım seni!"

Hare hala uykunun verdiği sersemlik ile tekrardan esnedi, mahmur sesi genç adamın kulaklarına doldu.

"Televizyon izlerken uyuyakalmışım, telefonda sessizdeydi duymamışım özür dilerim. Birşey mi oldu ısrarla aramışsın?"

Taner'in yüzünde bir gülümseme belirdi uykulu mahmur sesi bile nasıl güzel nasıl nazlı çıkıyordu. Boğazını temizleyip konuştu.

"Hayır aşkım birşey olmadı. Sadece biraz geç geleceğim diyecektim ama işlerimi hallettim geliyorum. Sende hazırlan yemeğe çıkalım kaç gündür benim yüzümden eve tıkılıp kaldın."

Hare uzatmadan tamam dedi. Sonra ikiside telefonu birbirlerine bir kaç aşk sözcükleri söyleyerek kapattılar. Üzerini değiştirmek için yatak odasına çıktı, üzerindeki sersemliği atmak için duş almak istedi. Kıyafetlerini yatağın üzerine bırakıp uyuşuk adımlar ile banyoya ilerledi. Kapıyı aralayıp içeri girdiğinde Taner ile yaşadıkları o özel anlar aklına toz tanecikleri gibi üşüştü. Utançla yüzü kızarsa da bir tarafı tekrardan o anları yaşamak için can atıyor, ama o kadar çok utanıyor, çekiniyordu ki adım atmaya ne yapacağını nasıl davranması gerektiğini bilemiyordu. Aynada yansıyan görüntüsüne bakıp dudaklarının, boynunun üzerinde parmaklarını ufak bir gezintiye çıkardı. Onun dokunduğu yerler sanki tekrardan dokunuşlarını ister gibi karıncalanıyordu. Kafasını birden kendine gelmek ister gibi sağa sola salladı.

Aynaya arkasını dönüp kendini hızla duşa kabinin içine atıp suyu açıp üzerine doğru akmasına izin verdi. Kısa bir duşun ardından havluya sarılıp odaya geçti. Aynanın karşısına geçip sıcak suyun etkisi ile kızaran yanaklarını elleri ile yelledi. Harareti geçince tuvalet aynasının üzerinde duran nemlendirici kremini alıp yüzünün belirli yerlerine sürdükten sonra yavaşca masaj yaparak yüzüne yaymaya başladı. Yüzü kremi iyice emdiğinde aynı işlemi bacakları ve kolları içinde uyguladı. Üzerindeki sürekli kayarak açılmak üzere olan şile bezi havlusunun sol tarafındaki düğümü çözüp kapalı olan bölgelerine de sürmeye başladı. Yatağın üzerindeki tangayı alıp giydiğinde krem sürme sırası göğsüne gelmişti. Tam eline aldığı kremi boyun kısmı ve gögüsüne doğru yaydığında açılan kapı ile irkilip hızla arkasını döndü.

EVCİLİK OYUNU Where stories live. Discover now