Bölüm 4

922 69 14
                                    

"Bence bu yaptığın hiç de adil değil!" 

Sana şakacı bir sesle kızan Ned'e kafanı olumsuz anlamda sallarken güldün. "Tabi ki de adil. Ben zeki bir insanım böyle şeyleri bilmem doğal." 

Ödevine yardım etmeni istemişti ve sen de tabi ki kabul etmiştin. Geçtiğiniz bir haftada onunla arkadaşlığını korumayı başarmıştın. Her ne kadar Peter sizi her gördüğünde çatık kaşlarla baksa da bunu umursamamak için elinden geleni yapıyordun. Ned ile cidden çok ortak yönünüz vardı. Birlikteyken eğlenmeden duramıyordunuz ve birlikte arkadaş olmak için bile anlaşma yapmıştınız. Olur da başka biri başka şeyler anlamasın diye...

Ned ve Peter'ın arası bozulmamıştı. Zaten isteyeceğin son şey de buydu. Ned'in dediğine göre Peter onu sadece uyarmıştı. MJ ise bu işlere karışmayacağını ve kimseyi dinlemeyeceğini söyleyerek istediğini yapacağını söylemişti. Ned önündeki kağıtta işlemler yaparken aklını kurcalayan soruyu sormak istedin. 

"Ned." Sana baktığında konuşmaya devam ettin. "Peter seni neden uyardığını falan söyledi mi? Yani yanlış anlama sadece neden benden bu kadar nefret ettiğini anlamaya çalışıyorum." 

Ned elindeki kalemi bırakırken paniklemiş gibiydi. "Hayır! Senden nefret etmediğine eminim. Peter kimseden nefret etmez ki. O sadece... sadece seninle arkadaş olmamı kıskanıyor sanırım. Peter çok iyi ve masum biridir. Korumacıdır da aynı zamanda." Omuzlarını silkelerken sen de kafanı salladın. Korumacı kısmı gerçekten doğruydu. 

"Anladım. Yani benim niyetim kötü değil. Keşke hep birlikte arkadaş olabilsek. Buraya sadece güzel arkadaşlıklar kurmak için gelmiştim." Ned'in anlamaz bakışları ile hemen kendini düzelttin. "Yani tabi ki notlar dışında. Umudum güzel bir yıl geçirmek anlamında." Ned anladığını belli ederek kafasını sallarken sen de güldün. O gerçekten çok iyi bir arkadaştı. Peter çok şanslıydı. 

Çalışmanızın sonlarına doğru bahçede oturduğunuz masaya Peter ve MJ'in de gelmesiyle kitaplarınız kapatmıştınız. MJ senin yanına otururken önündeki kitaplara baktı. "Ağır konular. Zekisin sanırım." 

Omuzlarını silkerken saçını omzunun üstünden arkaya attın. Hayatın boyunca övünmeye devam edeceğin bir şeydi bu: Zekan. "Ne diyebilirim ki. Genetik biraz." 

"Annen zeki o zaman." 

MJ'in dediği şey ile olduğun yerde dururken beklemediğin yerden vurulmuştun. 'Çocuklar zekalarını annelerinden alır' bilimsel olarak kanıtlanmıştı. 

Yanlış bir şey dediğini düşünen MJ dalıp giden gözlerinin önünde elini sallayınca kendine geldin. "Ha, evet sanırım. Ben... benim annem yaşamıyor o yüzden bilmiyorum. Ama tabi ki bilimsel olarak doğrudur." 

Herkes bir anda sessizliğe boğulurken zaten her şeyini bilen Peter ile göz göze geldin. Buraya geldiğinden beri ilk defa sana bu kadar yumuşak bir yüzle bakmıştı. Kaşlarının çatıklığı gitmişti ve yüzündeki üzgünlüğü görebiliyordun. Belki de empati yapıyordu. 

"Üzgünüm." MJ'e kafanı olumsuz anlamda sallarken gülümsedin. 

"Ben de zaten babamı kastetmiştim. Kendisi fazlasıyla zekidir."  Hiç kimse bir şey demezken eşyalarını toplayıp oturduğun yerden kalktın. Garip bir ortam vardı ve bunun dağılması için senin gitmen gerekiyordu. "Her neyse çocuklar, sonra görüşürüz." Onlara el sallayarak giderken bu sefer MJ bile sana el sallamıştı. 

Çok geçmeden yanına gelen Peter ile neye uğradığını anlamaya çalışıyordun. "Konuşabilir miyiz?" Onu onayladıktan sonra seni bir köşeye çekti. Böylelikle kimse sizi göremiyordu. "Ned ile..."

"Hayır Peter, Ned'den uzak durmayacağım çünkü uzak durmam için bir sebep yok. Ben kötü biri değilim ve bunu yapmayacağım. Amacım sadece arkadaşlık kurmak. Az önce bana masada acıyan bakışlar attıktan sonra gelip beni tehdit edemezsin. Artık kabul et ve hem seninle hem arkadaşlarınla iyi anlaşmama izin ver. Tanrı aşkına ben bir Stark'ım. Ne gibi bir kötü niyetim olabilir ki?!"

Peter'ın konuşmasına izin vermeden içinden geçenleri bir çırpıda döktükten sonra nefes verdin. Masada yaşadıklarından sonra bazı duyguların depreşmişti ve seni yine tehdit etmeye gelen Peter'a patlamak en iyi seçenekti. Sadece aranızdaki gerginliğin bitmesini istiyordun.

"Sadece Ned ile ders çalıştığın için teşekkür edecektim. İlk başta bana gelmişti ama onu işim olduğu için geri çevirmek zorunda kalmıştım. O benim en yakın arkadaşım ve yalnız kalmasını istemiyorum, her ne kadar benim işim olsa da. Bu yüzden... benimle değil ama onlarla takılabilirsin." 

Tehdit yerine aldığın cevap ile şaşkına dönerken sadece birkaç saniyeliğine ne diyeceğini düşünmüştün. Bu çocuk seni her seferinde şaşırtıyordu ve ne diyeceğini düşünmene sebep olan ikinci kişi falan olabilirdi.

"Peki, yalan makinesi. Senden uzak dururum." 

İkiniz de kafanızı salladıktan sonra geri dönüp yoluna devam ettin. En azından bazı şeyleri düzelttiğini düşünüyordun.


Bir sonraki bölüm çok iyi olacak diye umuyorum. Aklımda güzel şeyler var. Umarım bu bölümü de beğenip yorum ve votelarınızı eksik etmezsiniz. Öpüldünüz <3

BİR YILLIK YALAN |PETER PARKER|Where stories live. Discover now