Bölüm 5

886 77 35
                                    

Zilin çalmasına birkaç dakika kala saniyeleri bile sayarken sıkıntıdan patlamak üzereydin. Babanın dediği doğruydu, sen zaten her şeyi biliyordun burada öğrenecek bir şeyin yoktu. Sınıftaki herkesin bu kadar ilgili olması bile sıkıcıydı. Sen neredeyse uyuyakalacakken öğretmenin dediği tek bir şey dikkatini çekmişti. 'Grup projesi'

Kocaman gözlerle etrafına bakarken işte bu sefer tek değildin. Herkes ne yapacağını şaşırmış bir durumdaydı. Grup projelerinde iyi değildin. Tek başına çalışmak her zaman daha rahattı. Bazen babanla bile kavga edebiliyordun. İşte bir özelliğinin daha nerden geldiği belliydi. 

"Dörtlü gruplar istiyorum. Tüm hafta benim peşimde grubumdan memnun değilim diye dolaşmanızı çekemeyeceğim için siz kendiniz bana adlarınızı yazdırın. Bir sonraki haftaya herkesin sunumu hazır olsun." 

Öğretmen eşyalarını toplarken daha şimdiden yanına gidenler bile vardı. Yanında oturan MJ'e döndüğünde gelen Peter ve Ned'in grubunda olabilmeyi diliyordun. Sen daha konuşamadan Peter'ın söze başlaması ile kesinlikle onların grubuna giremeyeceğini anlamıştın. 

"MJ, Megan takım olmaya ne dersiniz?" Peter'ın sorusu ile resmen şaşkınlıktan ağzın açık kalmıştı. Peter? Sana teklif etmişti? Takım olmayı? MJ'in onaylamasıyla ardından sen de kafanı salladın. Onların peşinden giderken yanında yürüyen Peter'a baktın. Düz bir yüz ifadesi vardı. Savaş ister gibi bir bakışı yoktu ama sanki kabul etmiş gibi de değildi.

"Pekala, o zaman Peter'a gidelim bu akşam. Sunumu hazırlamak uzun sürüyor bence başlamak lazım." Ned'i onaylarken olumsuz anlamda kafasını sallayan MJ'e çatık kaşlarla baktın. Senin gibi olan Peter ve Ned'i görmesiyle konuştu. "Ben pek hazırlama işlerine karışmak istemiyorum. Neden bu işi bölüşmüyoruz? Siz bilgi kısımlarını yapın ben de görsel kısımları. Sonra işte sunarız." 

İşin içinde bir şey olduğunu bilsen de üstelemene izin vermeyen Peter onu onayladı. MJ'den sonra sana bakan ikiliye kafanı salladın. "Benim için tek sıkıntı babamdan izin almak olur."

"Baban sıkı biri midir?" Ned'in sorusuyla düşünür gibi yaparken kafanı salladın. Buraya gelmen için bile ne kadar süre yalvardığını düşünürsek Peter'ın evine gitmek zor olabilirdi. Hem bunların hepsine Peter nasıl bu kadar rahattı?

"Eminim halledebilirim. Siz bana adresi atın ben de neler yapabileceğime bakayım. Eğer izin alamazsam size yazarım." 

Ned ani bir şekilde sana sarıldığında ne yapacağını bilemez gözlerle yanındaki Peter'a baktın. Eliyle gülmesini engellediği gördüğünde sen de dudaklarını birbirine bastırarak kendini durdurdun. Hayır, bulunduğun durum komikti. Peter'ın gülümsemesi değil. 

Ned senden ayrılıp elleriyle omuzlarını tuttu. Sana hafif ağlar bir ifade ile bakarken çenesini kaldırdı ve konuştu. "Bunu başarabilirsin! Sana güveniyorum. Yolun açık olsun asker!" Bu sefer gerçekten bulunduğun duruma gülmemeye çalışarak kafanı onayladın. İkiniz de asker selamı verdikten sonra kahkahalara boğulurken Peter lavaboya gideceğini söyleyerek ortamdan ayrılmıştı. Hem de hiç fark ettirmeden. 

Birkaç ders sonrası eve giderken kafanda babanla konuşma hazırlıyordun. Genelde her durum için hazır cevap olurdun. Ama bu sefer tüm köpek yavrusu bakışlarını ayarlaman lazımdı. Eve geldiğinde çok hızlı bir şekilde içeri girdin. Babanın olduğu yeri söyleyen F.R.I.D.AY.'e teşekkür ettin. Onu mutfakta kahve doldururken bulunca gülümsedin. 

"Liseli kızım gelmiş." Yanağına öpücük kondurduktan sonra konuşmasına devam etti. "Neden bu kadar nefes nefesesin." 

"Sana bir şey sormam lazım." 

Babanın yüzü ciddi bir hal aldığında derin bir nefes daha aldın. Karşındaki kişi Tony Stark'tı. Dünyayı kurtaran ve seni korumak için her şeyi veren bu adamı fark etmen ile olduğun yerde durdun. Ciddi anlamda anlık bir farkındalık yaşıyordun. Herkesin Tony Stark dediği insana sen baba diyordun. Senin bildiklerinin yanında belki de bilmediğin bir çok şey yapmıştı senin için. Asla tereddüt etmeden seveceğini bildiğin ve sevdiğin kişiydi. Kişiliğini belki de kopyaladığın kişiydi. Düşüncelerinden çıkmaya çalışarak kendine geldin. 

"Pekala, aslında sana şu an çok başka bir şey soracaktım ama bir anda seni görünce durdum." Babanın kaşlarının çatıldığı görünce konuşmana açıklık getirdin. "Yani, bilmiyorum bir anda sana sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumu fark ettim. Sadece senin Tony Stark olduğunu ve benim babam olduğunu fark ettim. Sanırım bu mutlu olmak için yeterli bir sebep." 

Ona sarılmak için hamle yaptığında elindeki kahveyi bıraktı. Belinde ellerini hissettiğinde kafanı omzuna koydun. Sarılmaya devam ederken o konuştu. "Bana ne soracaktın?" 

"Bir proje için arkadaşımın evine gidebilir miyim? Adı Peter ve diğer ortağımız Ned de orada olacak. Sunum projesi." 

Babanın iç çektiğini duydun. Birbirinizden ayrılırken baban kısık gözlerle sana bakıyordu. "Pekala, gidebilirsin. Ama dikkat et." Gülümseyip yanaklarından öptükten sonra gitmek için mutfağın kapısına ilerledin. 

"Seni seviyorum!" diye bağıran babana dönüp ona baktın. Kapıyı iterken sen de bağırdın. "Ben de seni seviyorum!"

BİR YILLIK YALAN |PETER PARKER|Where stories live. Discover now