Bölüm 14

531 52 19
                                    

"Günaydın."  dedim Y/N'nin dolabının arkasında durarak. Dönemin bitmesine son bir hafta kala başlayan 'yakınlığımız' beni heyecanlandırıyor, bir dolabın önünde durup günaydın demeye bile cesaret topluyordum.

Y/N gülerek bana baktıktan sonra karşılık verdi: "Günaydın. Hazır buradayken söyleyeyim haberleri gördüm ve bu konu hakkında bir şey yapmamız gerekiyor çünkü babam her ne kadar bana durmamı söylese de onu dinlemeyeceğim." 

Şu konu... Adrian Toomes durmuyordu. Evet, şu an aktif bir hareketi yoktu belki ama hapisten kaçarak ve onun öncesinde benim sivil olduğum yeri bularak -yani kimliğimi öğrendiğini açık bir şekilde belli ederek- durmadığını ve durmayacağını gösteriyordu. "Farkındayım." dedim. "Bunun için istersen okul çıkışı konuşabiliriz." 

Kafasını onaylayarak sallayıp kitaplarını aldığı gibi yürümeye başladı. Pekala, hiçbir şey olmamış gibi mi davranacağız?  Zannetmiyorum. 

Peşinden büyük adımlarla giderek onu yakaladım. Aslında derse çok vardı. Bu yüzden bunu avantaj olarak kullanma kararı aldım. "Dersin ne?"

"Biyo--"

"Güzel benim de ve daha zilin çalmasına var." Onu kolundan tutup kapısı açık sınıfa götürdüm. Kapıyı kitleme gereği duymadım çünkü bu sınıf zaten kimsenin kullanmadığı bir sınıf denebilirdi. Daha doğrusu yiyişmek isteyen çiftlerin kapıyı kapattığı ve açık olduğunda da müsait olduğu anlamına gelen sınıftı.

"Peter! Ne yapıyorsun y--"

"Ben mi? Hiç sadece belki de beni öptükten sonra konuşmak lazım diye düşündüm." 

Bir şey demek üzere ağzını açtı ama hemen geri kapattı. Gözlerini saniyelik kaçırdıktan sonra işaret parmağıyla beni işaret edip konuştu: "Farkındayım zaten. Okul çıkışı konuşabi--"

"Ben şu an konuşm--"

"Sen hep benim laflarımı kesecek misin?!"

Sert çıkışması ile susup özür dilercesine kafamı salladım. Arkasını verdiği sıraya daha fazla yaslanınca ben de ufak bir iki adım atıp ona yaklaştım. "Özür dilerim. Sadece... İtiraf etmeliyim ki fazla etkilendim. Yani tahmin edeceğin gibi sana karşı hislerim var ve her gün ne hislerime karşılık veren biri tarafından ne de bir Stark tarafından öpülüyorum." 

"Babamın seni öpmesini istemezsin zaten."

Ciddiyetle söylediği lafa sadece iki saniyeliğine ciddiyetle baktıktan sonra kelimelerin beynimde anlamlanması ile gülmeye başladım. Benimle birlikte o da bir kahkaha patlattığında ortam artık daha sıcak olmaya başlamıştı. Hem mecazi hem de gerçek anlamda... Bunu da fırsat bilip bu sefer onun tam önünde durdum. İki elimi yanına masaya koyarak kollarım arasında kalmasını sağladım.

Gülüşünü durdurup sırıtarak bana bakmak adına kafasını kaldırdı. Yüzünün önündeki saç tutamlarını geriye atmak için kafasını hafiften sallasa da bu işe yaramamıştı. Bir elimle ona yardım ettim. Tanrım, ya bir rüyadaydım ya da başka birinin bedeninde.

"Elbette ki öylesine bir şekilde seni öpmedim." diyerek konuşmaya başladı. "Benim de sana karşı gözle görülür bir çekimim var. Ve o an ikimiz de birbirimizin dudaklarına açtık." Güldüm. "Uzun süre boyunca beni babamın isteği ile görmezden geldin ve bunu sana ödeteceğim ama ondan önce öpücüklerin devamı gelebilir." 

Gülümsemem daha da genişlediği sırada bana doğru yükselmesi ile eğildim. Elim çekingence  beline gitti. Bundan rahatsız olmadığını anladığımda elimi rahatça beline yerleştirdim. Bu sefer ki öpüşmemiz daha yumuşaktı. Sanki tadını çıkarmak istermiş gibi ve özlem gideriyormuş gibi. Aslında bir bakıma her yüzüne baktığımda dikkatimi dağıtan noktaya göre bu bir özlem gidermeydi. Ben bu kıza ne ara bu kadar tutulmuştum?

Yavaşça geri çekildiğimizde zilin çalması ile sınıftan çıkmasını takip ettim ve birlikte biyoloji dersine ilerledik. Ned cevabını aldın dostum: Çıkıyoruz.


Evet bu da resmi ilişki duyurumuz olsun ve bir sonraki bölüm aksiyona geçelim bakalım😋

BİR YILLIK YALAN |PETER PARKER|Where stories live. Discover now