0.1: Umutsuz

1K 42 26
                                    

(Kitap Kantou Manji döneminde geçmektedir. Bu yüzden daha iyi anlaşılması için mangada 200. bölümden sonrasının okursanız çok daha iyi olur. Her şey mangaya göre gitmeyecek ama başlangıcı çoğunlukla öyle.)

"Cidden yeni tanıştığın biri için çeteyi mi dağıttın? Ah, Senju..."

"Buna karışmasana sen!" diye somurttu Senju.

"Brahma küçük çete değildi. O çeteye gerçekten değer veriyordun. Şimdi n'apacaksın?" diye sordum.

"Cidden, her şeyi batırdım. Benim sorunum ne, Suzume?"

Bana tam adımla seslendiğini göre büyük bir sorun vardı.

"Biliyor musun, savaşta Haruchiyo'yu gördüm." Kafasını masaya vurdu. "Suratına bile bakamıyorum!"

Haruchiyo'yu-Sanzu'yu-ilkokuldayken yanıyordum. O, Senju, Baji, Mikey ve ben yakın arkadaş sayılırdık. Sonrasında maket uçak olayı olmuştu. Ben Senju'nun yanında kalmayı seçmiştim. Sanzu'ya yardım etmemiştim ve Mikey'den bir korkak gibi kaçmıştım.

"Kafanı kırınca sorunlar çözülmeyecek," dedim iç çekerek. "Dondurma yiyelim mi?"

"Git getir."

"Üşengeç..."

Senju'yu üzdükleri için Kantou Manji'yi gebertmek istiyordum. Ama şimdilik Senju'nun yanında olmalıydım, onun da benim zor zamanlarımda yanımda olduğu gibi.

"Onlar 17 yaşında veletler değiller mi? Bu kadar güçlü olmaları dehşet verici." dedim dolaptan dondurma alırken.

"Sen 16 yaşındasın."

"Takıldığın şey bu mu? Sen de benden kısasın."

"Bunu karıştırma!"

Hafifçe kıkırdadım ve iki tane kaşık alarak yanına oturdum. "Kısa olsan da çok güçlüsün. Üç Tanrı'nın savaşımda yer aldın."

"Ama South'a yenildim." dedi ve dondurmadan koca bir parça kaşıkladı.

"Yenilmedin. Yalnızca piç Mikey kavga etmene izin vermedi." diye mırıldandım gözlerimi devirerek.

"Çok değişmiş," dedi Senju. "Hepsi benim suçum."

"Biliyor musun? Bir dahakine ben de seninle birlikte savaşacağım!" dedim kararlı bir sesle.

"İyi de sen..."

"Çünkü sen kızsın diye tamamlamayacaksın, değil mi?" Dediğime kıkırdadı. "Ben güçlüyüm, Senju. Sana bulaşmadan önce ikinci kez düşünmeliydiler!"

Kıkırtısı kahkahaya dönüştüğünde gülümsedim. Sonunda onu güldürmeyi becermiştim.

O benim ilk ve tek arkadaşımdı. Şimdi onun yıkılışına ikinci kez şahit oluyordum. Tekrar umutsuz olmasını istemiyordum elbette.

Bu yüzden elimden geleni yapacaktım. Yanında olduğumu görmesini istiyordum.

"Oi, Senju! Takemiççi gelmiş!" Bağıran Takeomi'ydi.

Şu herif... Senju onda ne buluyordu ki? Sanırım onları yalnız bırakmalıydım.

Kapıdan geçerken Takemiççi'yi gördüm. Üzerinde kedili, "THOUSAND WİNTERS" yazan bir tişört giyiyordu. Bunu çocuk reyonundan mı almıştı?

Senju, Draken'in öldüğü gece, Takemiççi'nin onu koruduğunu söylemişti. Çok zayıf görünüyordu, Senju'yu nasıl koruyabilirdi ki?

Hızlıca dışarı çıktım. Bir şeyler çalsam...

Tekrar|Tokyo RevengersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin