1.4: Bir Şeyler Eksik

241 18 7
                                    

24. 04. 2007
-Suzume-

Gebermek istiyorum.

Ama istemiyorum da.

Kafamı Sanzu'nun omzuna gömdüm. Uyuduğu için şanslıydım. Sonunda o gün gelmişti: Kavganın başlayacağı gün.

Senju... İzana... Sanzu.

Göz yaşlarımı durdurmak için dudağımı ısırdım ve iyice Sanzu'ya sırnaştım. Karmakarışık hissediyorum.

Sanzu olduğu yerde kıpırdandı. Uyanıp uyanmadığını anlayamamıştım.
"Bu kadar sarılmak istediğini bilmiyordum." dedi Sanzu, uykulu sesine rağmen sırıtarak.

Cevap vermek istemediğimden, uyuyormuş gibi yapmaya çalıştım.

"Pişt, uyansana." dedi beni dürterek.

"Bırak uyuyayım." dedim esneyerek.

"Bok gibi rol yapıyorsun." dedi Sanzu, ayağa kalkarken. Vücudunu esnetti. "Bugün kavga var. O çok beklediğin kavga."

Sertçe yutkundum ve olduğum yerde dikleştim. Kaçmanın hiçbir yolu yok muydu? Hem ben koşmakta iyiydim.

Ayağa kalktı ve noddle paketlerini alıp çöpe fırlattı. "Ah, şimdi hatırladım da, sana vermem gereken bir şey var."

Kaşlarım merakla havaya kalktığında, dolaba gitti ve kapağı açtığı an, üzerine yığılan kıyafetlerden kaçınmak için kenara çekildi. Birkaç saniye boyunca, aradığı şeyi bulmak için kıyafetlere göz attı. Sonunda aradığı şeyi bulduğunda, eline aldı ve sırıttı.

Bu Kantou Manji üniformasıydı.

"Tam senin bedenine göre." diyip gülümsedi. Bense dehşet içinde ona bakıyordum. Yüz ifademi gördüğünde dudaklarını büzdü. "Yoksa beğenmedin mi?"

Kendime gelebilmem birkaç saniyemi aldı. Yutkundum ve başımı iki yana salladım. Yüzüme, inandırıcı olmayan bir gülümseme yerleştirdim. "Beğendim."

Sanzu aptal değildi. Her şeyi biliyordu.

O halde neden görmezden geliyorsun?
Sözcükleri yuttum ve Sanzu'nun elinden üniformayı aldım.

Belki ben de görmezden gelebilirim...




"Hepsinin amına koyalım!" diye hevesle bağırdı Baji. İnui bir kaşını kaldırırken, buna alışmış olan Chifuyu kıkırdadı.

"Bu o kadar kolay olmayacak ne yazık ki." Aralarındaki en ciddi kişi Mitsuya Takashi'ydi. Hakkai'nin gidişi, onu yaşlandırmış gibiydi. Tıpkı Draken'le olduğu gibi. "500'e karşı 50 kişi. Zorlu bir savaş olacak."

"Toman, ne zaman sayıca fazla oldu ki?" dedi Chifuyu, o da ciddileşmişti ama karamsar bir bakış açısına sahip değildi. En azından Mitsuya'yayla kıyaslayınca. Hiddet, onu onaylarcasına başını salladı. "Yani, 'arkadaşlığın gücü'yle falan kazanamayacağımızı biliyorum ama..."

Normalde Chifuyu bu sözleri söyleyecek biri değildi. Ama son yaşananlar, her şeyin bir saniyede bile değişebileceğinin kanıtıydı.

"Bir strateji falan belirlemeliyiz." dedi İnui. "Bu savaşı, yalnızca güçlü yumruklar savurarak kazanamayız."

Yüzünde ilk bakışta şirin görünen, ama gördükçe manyakça gelmeye başlayan bir gülümsemeye sahip Gülücük olaya daldı. "Çok fazla düşünüyorsun! Bu zamandan sonra strateji kurmak falan bir boka yaramaz."

Kazutora kıkırdadığında, herkes ona döndü. "Cidden, hiç değişmemişsin."

Sonra bunu dışından söylediğini fark etti.

Tekrar|Tokyo RevengersDonde viven las historias. Descúbrelo ahora