1.5: Kafayı Sıyırmış

158 16 5
                                    

24. 04. 2007
-Suzume-

"Hadi gidelim, beyler." Mikey'in sesinde hiçbir duygu yoktu. Benim erkek olmadığımı ima edecektim ki, şu an bunu sırası olmadığı aklıma geldi. Sıkıntıyla üniformanın kolunu çekiştirdim ve İzana'nın olduğu tarafa baktım.

O benim suratıma bile bakmamıştı. Alaycı bir ifadesi vardı, çoğunlukla böyleydi zaten.

Sonra önüme döndüm. Oradaydı.

Senju.

"Sizce ikinci bir Toman'a gerek var mı?" Senju'yla göz göze geldik. Bir açıklama beklercesine bana bakıyordu. "Yok, değil mi?"

Üzgünüm.

"Hehe," diye kıkırdadı Sanzu. "Şimdi çaktım, patron." Gülümsüyordu. "Hey, siz! Üç büyüklerin savaşında boyunuzun ölçüsünü almadınız mı? Oturun oturduğunuz yerde! Eski çete üyelerini de toplamışsınız. Söylesenize, neyin peşindesiniz? Bu oyunları bırakalı çok oldu."

Birkaç adım attı. "Siz kaybedenler klubü, kendinizi nimetten sanmayın. Anı biriktirmeye falan çalışıyorsanız başka kapıya!"

Çeteden kahkahalar yükseldi. Yutkundum ve bakışlarımı başka yöne çevirdim. Sözde, bu çetenin üyesinden biriydim.

Kimin tarafındayım lan ben?

"Toman falan değilsiniz siz." Takemichi konuşmuştu. Sesini duymam biraz zor olmuştu gerçi.

"Ha? Sinek gibi vızıldayacağına biraz daha bağırsana!" Ah, bu Sanzu insanları sinir etmeyi cidden iyi biliyordu.

"Anlamıyorsunuz... TOMAN BÖYLE BİR YRR DEĞİL! BUGÜN KANTO MANJİ'NİN BİLETİNİ KESİP TOKYO MANJİ İSMİNİ DEVRALACAĞIZ! SIKIYORSA ÖLDÜRÜN, KANTO MANJİ ÇETESİ! NE OLURSA OLSUN PES ETMEYECEĞİZ! SİZİ ALT ETMEDEN BURADAN DÖNMEYECEĞİZ! DEFTERİNİ DÜRECEĞİM, MANJİRO SANO!"

"Hodri meydan."

Ve kavga başladı.

Kimseye vurmamakta çalışıyordum, önüme çıkan pek fazla kişi yoktu zaten. Çünkü yalnızca 50 kişiler.

Takemichi cidden kafayı sıyırmış.

Aniden ensemde hissettiğim elle tüylerim ürperdi. Oraya bir yumruk savurmak için hazırlanıyordum ki, bunun Hakkai olduğunu gördüm.

"Seni pek fazla tanımıyorum, Suzume." Ensemdeki tutuşunuz sertleştirdi. "Ama Senju senin gidişine çok üzüldü. Ona neden ihanet ettin?"

"Hiçbir şey bildiğin yok!" dedim tıslarcasına.

"Benimle dövüş!" dedi Hakkai. Ensemden tutmayı bıraktığında popomun üstüne düştüm. Karşıma geçti. "Seni en adil şekilde yeneceğim."

"Siktir git, Hakkai." Şu an sana vurursam, Tokyo Manji'ye ihanet ettiğimi ilan etmiş olurum.  Bunu istemiyorum.

Şu an iki tarafa da çalışan çıkarcı kişi olduğumun farkındaydım. İki tarafla da dövüşmek istemiyordum! Bir tarafta daha varlığını yeni öğrendiğim abim ve kalbimi hızlandıran Sanzu, bir taraftaysa Senju...

Belki de, tek yapmam gereken doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yapmaktı.

Ya yanlış şeyi seçersem?

"Burada boş yere vakit harcıyorsun." dedim ayağa kalkarken. "Mitsuya'yı kontrol ettin mi? Haitaniler'in onunla ilgili güzel planları olduğunu duymuştum."

Gözleri irileşti. İlk başta tereddüt etti ama son bir kez yüzüne baktığında, iç geçirdi ve karmaşanın içine girdi.

Hakkai'den bir şekilde kurtulmayı başarmıştım. Sırada Senju'yu bulmak kalıyordu.

Gördüğüm şeyle kaşlarım çatıldı.

Sanzu...

Trende ne işi var?

Sanırım Senju'yu şimdilik ikinci plana atabilirdim. Koşmaya başladım, dövüşürken nefes nefese kaldığım gibi bununla uğraşıyordum bir de.

"Sanzu!" dedim soluklanırken. Durdum.

"Biz çalıştırmayalım diye yapmışlar herhalde bunu!" diye homurdandığını duydum Sanzu'nun.

Gözlerim irileşti. "Sanzu, sen... treni mi çalıştırmaya çalışıyorsun?"

Bana küçümseyici bir bakış attı. "Eğer gebermek istemiyorsan uğraşma ve kenara çekil."

Dehşete düşmüş şekilde ona baktım. "Herkesi öldüremezsin!"

"Eğer gebermek istemiyorsan kenarda kalmanı söyledim." derken Sesi sinirli geliyordu. Bir yandan treni çalıştırmaya çalışıyor, bir yandan da söyleniyordu.

"Kakucho! Takemichi!" diye şaşkınlıkla bağırdım. Bu ikisinin burada ne işi vardı? En son birlikte kavga etmiyorlar mıydı?

Ne olduğunu anlamadan kafama bir darbe yemiştim. Duyduğum son sesler Kakucho ve Takemichi'nim bağırışlarıydı.

Tekrar|Tokyo RevengersWhere stories live. Discover now