11♪

3.5K 334 39
                                    

Hava aydınlanırken, sıcacık ellerin tişörtümü kaldırdığını hissettim. Sonra sırtımdan aşağı ılık öpücükler inmeye başladı, içim titriyordu. Günün en berbat saati olmasına rağmen vücudumdaki tüylerin hepsi diken diken olmuş­tu.

"Jungkook, bebeğim, kay hadi." Taehyung, kulağıma fısıl­dıyordu.

"Saat kaç?"

Yemekten sonra alt kattaki kayıt stüdyosuna 'göz at­maya' gitmiştik. Gece yarısı Pam, işleri bitince Tyler'ın kendisini aramasını söyleyerek gitmişti. Bir şişe bourbon açtıkları için hiçbirimiz Tyler'ın kısa süre sonra Pam'i aramayacağını biliyorduk. Taehyung ve Tyler kumanda odasıyla kayıt odası arasında gidip gelerek bir şeyler yaparken aşağıdaki kocaman koltuğa uzanıp esnedim.

Taehyung'a yakın olmak, gitar çalarken ve şarkılardan par­çalar söylerken onu dinlemek istiyordum. Çok güzel bir sesi vardı. Elinin altındaki altı telle neler yaptığını görünce aklım başımdan gitti. Uzaklara bakıp dalıyor ve o an kayboluyordu. Sanki dünyada başka hiçbir şey yokmuş gibi. Orada uzanıp onu izlerken bir ara kendimi yalnız hissettim ama şarkısı bitince başını sallayıp parmaklarını esneterek dünyaya dönünce bana bakıp gülümsedi.

Bir ara uyuyakalmışım. Uyandığımda yataktaydım ama oraya nasıl gittiğimi hatırlamıyordum. Taehyung beni kucağına alıp götürmüş olmalıydı. Kesin olan bir şey var­dı ki: Alkolün kokusu bile bana yetiyordu.

"Saat neredeyse sabah beş," dedi. "Kay hadi."

"Çok yorgunum," diye mırıldandım, olduğum yerde kalarak.

Bacaklarını açarak üstüme oturup iki elini başımın iki yanına koyarak üstüme abanınca yatak sallanmıştı. "Bak ne diyeceğim?" dedi.

"Ne?"

Yüzümdeki saçlarımı nazikçe geri itti, kulağımı yaladı. Gıdıklanarak küçük bir çığlık attım. "Şarkı yazdım," dedi. Hafif geveleyerek konuşuyordu.

"Hmm." Gülümseyerek gözlerimi açtım. Ona destek verdiğimi düşünmesini umuyordum. Dört saatten az uykuyla idare edemiyorum. Yapacak bir şey yok, sistemim böyle. "Ne güzel."

"Hayır, anlamadın. İki yıldır hiçbir şey yazmıyorum. Bu inanılmaz." Boynuma sokuldu. "Ve hepsi senin hak­kında."

"Şarkıların mı?" diye sordum, şok içinde. Ama hâlâ uykuluydum. "Gerçekten mi?"

"Evet, sadece..." Derin bir nefes alıp omzumu çimdik­leyince birden gözlerimi açtım.

"Hey hey!"

Yüzünü görebilmem için yüzüme yaklaştı. Saçları aşağı sarkıyordu. "İşte buradasın. Seni düşünüyordum ve içimden bir şeyler anlatmak geldi. Uzun zamandır hiçbir şey anlatmak istememiştim. Her şeyi bir kez daha yaşar gibiydim. Hepsi birbirine benziyordu. Ama sen bunu değiştirdin. Beni düzelttin."

"Taehyung, ilhamının geri gelmesine sevindim ama sen zaten inanılmaz yeteneklisin. Bozulmana imkân yok. Belki de sadece biraz ara vermek istemişsindir."

"Hayır." Üstümde durmuş kaşlarını çatıyordu. "Yana kay. Seninle böyle konuşamıyorum." Söylediğini yapmayınca popoma bir şaplak attı. Neyse ki dövmeli olmayan tarafa. "Hadi ama bebeğim."

"Hey! Isırıklara, şaplaklara dikkat edelim, bayım."

"O zaman sen de kay kenara," diye kükredi.

"Tamam, tamam." Üzerimden kayıp dev gibi yatağın diğer tarafına geç­ti. Ben de doğrulmuş, oturarak dizlerimi göğsüme doğru çekmiştim. Yine üstsüzdü. Üzerinde sadece kotu vardı ve gözlerimin içine bakıyordu.

Melody Of Love ♪ TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin