17♪

3.1K 261 58
                                    




Taehyung, yavaşça arkama gelip, "Kaşlarını çatıyorsun," dedi. Başını yana eğince saçları yüzüne doğ­ru düşmüştü. Saçlarını kulağının arkasına sıkıştırıp yak­laştı. "Neden öyle yapıyorsun?"

Akşam yemeği hazırlıyordum. Dondurucuda pizza hamuru bulmuştum. Onu çözdürürken üzerine koyabi­leceğim bir şeyler dilimliyor, peynir rendeliyordum. Ta­bii bir yandan Jimin'in anlattıklarını düşünerek. Artık evi o kadar da sıcak bulmuyordum. Aklında başka biri varken onun için satın aldığını düşününce mekâna karşı hislerim değişmişti. Kendimi tekrar başkasının işine burnumu sokuyor gibi hissetmeye başlamıştım.

Korkunç ama gerçekti. İnsanın kendine güvenmemesi ne kötü şey.

"Versene." Arkadan bileğimi kavrayıp elimi ağzına götürdü, parmağımdan domates sosu yaladı. "Hımm."

Karın kaslarım kasılmıştı. Tanrım, sabah ağzı üzerim­deydi. Bu gece ikimiz için planları vardı. Kendimi uyan­mak istemediğim çılgın bir rüyada gibi hissediyordum. Uyanmama gerek de yoktu. Her şey yoluna girecekti. Yoluna sokacaktık. Artık birbirimize bağlı ve evliydik.

Kolunu belime dolayıp beni kendine doğru çekti, sırtıma dayandı. Aramızda hiç boşluk bırakmamıştı. "Aşağıda işler nasıl gidiyor?" diye sordum.

"Çok iyi. Dört şarkıyı şekillendirdik. Biraz uzun sür­dü, kusura bakma," dedi, boynuma bir öpücük kondu­rup tüm kötü düşüncelerimi yok ederek. "Ama artık baş başayız."

"Güzel."

"Pizza mı yapıyorsun?"

"Evet."

"Yardım edebilir miyim?" diye sordu, burnunu boy­numa dayayıp beni koklarken. Saçları tenime deyince kendimi hem tuhaf hem de harika hissettim. İçimi titretmişti. Durana kadar tüm tüylerim havadaydı. "Pizzaya brokoli mi koyuyorsun?"

"Pizzaya sebze koymayı çok severim."

"Kabak da koymuşsun. Peki." Sesinden anladığım ka­darıyla pizzaya bunları koyduğuma inanamıyordu. Çe­nesini omzuma dayayıp, "Hadi bakalım," dedi.

"Ayrıca domuz pastırması, sosis, mantar, biber, do­mates ve üç çeşit peynir de koyuyorum." Bıçağımla ha­rika malzeme koleksiyonumu işaret ettim. "Bekle ve gör. Dünyanın en iyi pizzası olacak."

"Tabii ki. Bak, hepsini bir araya getirdim." Yüzüne bakmam için beni kendisine doğru döndürdü. Arkaya dönerken yanlışlıkla bıçağı ona doğru sallamıştım. Elle­rini sıkıca kalçalarımın üzerine koydu ve beni mutfağın ortasındaki adaya çıkardı. "Bana eşlik et."

"Tabii."

Buz dolabından kendisi için bir bira benim için de gazlı bir içecek çıkardı. Alkolden hâlâ uzak duruyor­dum. Oturma odasından Tyler ve Mal'in sesleri yükseldi. Tyler, "Yarın da çalışıyor muyuz?" diye sordu.

"Kusura bakma, dostum. LA'e dönmemiz gerek,"
dedi, Taehyung ellerini lavaboda yıkarken. Uzun, güçlü par­maklı elleri çok güzeldi. "Bana birkaç gün ver. Oradaki işleri yoluna sokayım sonra yine geliriz."

Tyler, başını kapıdan içeri sokup bana el salladı. "Ta­mamdır. Yeni işler bayağı ortaya çıkıyor. Bir dahakine Benle Jimmy'yi de getirecek misin?"

Taehyung'un kaşları buruştu. Çok mutlu bakmıyordu. "Olabilir. Neler yapıyorlar bir bakalım."

"Tamam. Pam dışarıda bekliyor, ben kaçıyorum. Bu gece randevu gecemiz."

El sallayıp, "İyi eğlenceler," dedim.

Tyler sırıttı. "Biz hep eğleniyoruz."

Mal, sessizce kıkırdayarak içeri girdi. "Randevu gece­si mi? Yok artık... O da ne be? Bu yaşlılar bir tuhaf oluyor. Oğlum, pizzanın üstüne brokoli koyamazsın."

Melody Of Love ♪ TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin