Bölüm 3

1K 82 70
                                    

İki eliyle karnını sarmalayıp hunharca gülen Hange , Levi'ın sinirli suratına bakarak daha da güçlü gülüyordu.İşaret parmağıyla gözünden akan yaşı sildi.Lagrange'ın kabul etmesi karşılığında ki şartı , Levi'ı oldukça sinirlendirmişti.Daha da kötüsü Erwin'in bu teklifi gülerek, büyük bir keyifle kabul etmesi adeta çıldırmasına neden olmuştu.

" Ne yaptığının farkında mısın Erwin?"

Masa başında bir kaç belgeyi dikkatle inceleyen Erwin başını kaldırıp derin bir nefes aldı."Kararlarımı sorgulaman hoş değil Levi "

Levi elindeki fincanı sertçe masaya bıraktı bardağın kenarından taşan sıvı kendisini rahatsız etse de görmezden gelerek dudaklarını araladı." Onu test etme gereği bile duymadın."

Ceketinin iç cebinden temiz beyaz bir mendili çıkararak önce bardağın kenarlarını ardından masayı titizce temizledi.

" Babasını tanıyorum Levi. Verdiği eğitimlere bizzat şahit oldum.Hafife alınacak biri değil."

Oturduğu sandalyeden kalkıp pencereye yöneldi. Ellerini arkasında birleştirip parlak irislerini boş olan eğitim sahasında gezdirdi.

" Savaşması için gerekli olan tek şey manevra teçhizatını öğrenmek "

"Eğitiminden ve becerilerini öğrenmekten sen sorumlusun Levi "

Hange oturduğu yerde rahat bir pozisyon aldı. Gözlerini büyüterek oturduğu yerden kalkan Levi , sorgularcasına Erwine baktı.

" Bu ne demek oluyor ?"

Erwin başıyla onaylayıp gri irislerine baktı.

"İtiraz yok , Yüzbaşı."

Odada uzun bir süre devam eden rahatsız edici bir sessizlik oluştu. Bu sessizliği bozan kapının tıklanmasıydı. Komutla içeriye giren asker ,selamını vererek konuştu."İstediğiniz gibi Aethra Lagrange eğitim sahasında bekliyor , komutanım "

Erwin onaylayıp askere çıkması için işaret verdi.Levi'a dönüp samimi bir gülümseme sundu." Hadi yeni Yüzbaşımızı test edelim."

.
.
.
.
.
.
.
.
.

Aethra

Yarım saattir beklediğim saha daha da sıcak bir hâl alınca üzerime yapışan beyaz gömleğin düğmelerini bir bir açtım.Tatmin olmadığımda tamamen gömleği çıkartıp sinirle bir kenara fırlattım.

Tanrı aşkına daha ne kadar bekleyeceğim ?

Buz gibi suda yıkanma fikri hayallere kapılmama neden oluyordu .Biraz daha beklersem serap görebilecekmiş gibi hissettim.Sağa sola bakındığımda kimsenin olmayışı daha da sinirlenmeme sebep oldu.

Kısa saçlarımı yukarıdan dağınıkça toparladım.Köşedeki matarayı kavrayıp yüzüm yere bakacak şekilde eğildim.Suyu ensemden saç diplerime doğru boşalttım.Tekrar dikleştiğimde karşımda kollarını bağlamış beni izleyen adama kaşlarımı çattım. Sapık gibi ne dikizliyorsun be adam ?

Göğsüme doğru yol alan soğuk su ürpermeme sebep olurken bakışlarım hâlâ beni izleyen adama kaydı.İlerleyip kenardaki gömleğimi kavradım.Hafif tozla kaplı gömleği sirkeledim.Giymeye yeltendiğimde duyduğum ses duraklamama sebep oldu.

" Giyinme "

Tek kaşımı havaya kaldırıp , sapık olduğundan şüphelendiğim adamı süzdüm. Üzerine tam oturan sporcu atleti ve dizlerinin biraz üzerinde biten siyah şortuyla karşımda dikiliyordu. Elimdeki gömleği bir kenara attım.Hava sıcaktı ve gömleğin vücuduma yapışması rahatsız edici olurdu.

" Merhamet göstermeyeceğim asker "

Dudaklarım hafif yukarı kıvrıldı.

" Hay hay , Yüzbaşım "

Sağ ayağımı hafif geriye aldım , yere sağlam basmak adına iki ayağımı da sabitledim.Derin bir nefes alıp bakışlarımı rakibime çevirdim.Bileklerini ovuşturarak yüzümü inceliyordu.Oldukça kalın kol kasları hafif hafif terliyordu.Odağını göğüslerime çevirdiğinde sertçe yutkunup başını çevirdi. Bu tepkisi sırıtma isteği uyandırmıştı. Yerdeki matarayı kavrayıp omuzundan aşağıya ardından da kafasına döktüğünde başını iki yana salladı. Çekici görünümüyle başımı döndüren adam ilerleyip yanıma yaklaştı.Zar zor toparlanıp gözlerine sabitlendim.

" Saldırıya geç !"

Duyduğum komutla rakibimi yoklamak için bir kaç basit ama sağlam hamlede bulundum. Hepsinden kolayca kurtulduktan sonra karnıma ilerleyen tekmeden kurtulmak için yön değiştirerek bacağına odaklandım.Her hamleye akıllıca karşılık veriyordu. İnsanlığın en güçlü askeri belki de karşıma gelen en haşmetli rakipti.

Hızlı bir hareketle üzerine koştum. Aniden yönümü değiştirip kafa hizasına bir tekme savurdum .Tekmemi bilekleriyle engelleyip bacağımı havada yakalamıştı. Bu hızına oldukça şaşırsamda fark ettirmeden bir sonraki hamlesini kestirmeye çalıştım. Bacağımı, kolu ve vücudu arasında sıkıştırdığında kendine güzel bir boşluk yaratıp sağ yumruğunu suratıma geçirmek üzere kaldırdı. Sertçe inen yumruktan başımı yana çevirerek kaçındığımda bacağımı kurtardım. Diğer ayağımla karnına sertçe bir tekme geçirdim.Geri sendelese de en ufak acı belirtisi göstermedi. Keyiflice gülüp alt dudağımı dişledim. Tanrım bu adam neydi böyle ?

Bu sefer o üzerime koştuğunde kaldırdığı tekmeden eğilerek kurtuldum.Güç aldığı bacağını hedef aldım. Yerde dönerek sert bir tekme geçirdim. Dengesini kaybetmesini fırsat bilerek bir yumrukla sersemlettim. Geriye sendelediğinde nefesimi tutup üzerine zıpladım. Yakasından tutarak yere serilmesine neden oldum.Donuk irislerine baktım.Alnına dökülen koyu saçlarını geriye tarayıp sağ yumruğumu kaldırdım. Her zerresi mükemmel görünen adamın yüzüne yaklaştım pis bir sırıtışla konuştum." Bir daha ki karşılaşmamızda bana Yüzbaşım diye seslenmenizi bekliyorum Kaptan."

Kaldırdığım yumruğu sertçe indirdim fakat bu hamleyi engelleyip tam tersi bir konum yaratarak üzerimde yerini aldı.İki elimi başımın üzerinde birleştirip yüzüme eğildi. Terden alnıma yapışan saçlarımı bir eliyle kulağımın arkasına sıkıştırıp dudaklarıma yaklaştı. Dudaklarımız arasında santimler kala konuştu.

" Erken davranıyorsun asker "

Alt karnımda hissettiğim baskı gülmeme neden olmuştu. Bu büyüklük gerçek miydi ? Yoksa ben mi fazla sapığım ?

Yan dönüp kaptanı üzerimden attığımda fırsat vermeden üzerinde yerimi aldım.Onun yaptığı gibi ellerini başının üzerinde birleştirdim.Suratında bir değişiklik olmasa da hızlanan kalbi onu ele veriyordu. Bacakları rahat durmayınca bacak arasına sabitlediğim sağ dizimi yukarıya doğru kaldırıp erkekliğine baskı yaptım.Kocaman açılan gözlerinden alevler sıçrıyordu. Keyiflice gülüp yüzüne eğildim.

" Sanırım size bir daha bücür demeyeceğim , Yüzbaşım ."

Aethra | Levi Ackerman Where stories live. Discover now