Bölüm 8

692 66 12
                                    


Ağır adımlarla odada gezinen Levi ,düzenli görünen kitaplığa ilerledi. Gözüyle her bir noktayı kontrol edip kalın görünen bir kitaba uzandı.

Şiir kitabı...

Kitabın sayfalarını karıştırdı. Okuduğu birkaç şiirin de romantizm konulu olduğunu fark etti. Anlam veremeyerek yerine yerleştirdi. Oldukça ferah ve temiz oda hoşuna gitmişti. İçinde oluşan çay içme isteğini zar zor bastırdı.

Birkaç saniye buraya neden geldiğini sorguladı.Hange zorla göndermişti.Korkan Yüzbaşı ile konuşup rahatlatmak için gelmişti. Kendini bile zor sakinleştiren bu adam bunu nasıl yapacağını düşündü. Başını kitaplığın rafına yaslayan Levi ,oldukça çaresiz görünüyordu.

Aethra sorgular bakışlarla Levi'a yaklaştı. Arkasından uzanıp kitaplığın üst tarafından bir kitap aldı. Olduğu pozisyonu ancak kavrayan Levi, arkasını dönüp genç kadınla göz göze geldi.

Genç kadın rahatsız olmaması için geriye çekildi. Fazla düşünceli hâli kendisini de şaşırtmıştı ,başını iki yana sallayıp kitabı Levi'a uzattı . Elini ensesine atıp çekingen bir tavırla konuştu.

"Sizin kitaplığınızdan almıştım Yüzbaşım"

Levi şaşkınca kitaba baktı.

"Odama mı girdin?"

Genç kadın bakışlarını kaçırarak onayladı. Levi odasına birinin girdiğini fark etmemesine oldukça şaşırmıştı. Üstelik bir kitabının olmayışı...

Odasına giren kişiyi kokusundan bile tanırdı fakat ne zaman olduğunun bile farkında değildi.

"Okudun mu?"

Genç kadın onaylarcasına başını salladı.

"Şafak'ta beliren bedenin nefesi kesiliyordu, ruhsuz gözlerini dikti kızıllaşmış gökyüzüne..."

"Aslında benliğini arıyordu çaresizce, kollarını açıp bıraktı kendini ölümün sıcak kucağına..."

Kitabın son sayfasından bir alıntıyı ard arda söylemişlerdi .Keşke dedi kadın içinden ,keşke başka bir şekilde karşılaşabilseydik .Levi gözlerini kaçırıp elindeki kitabı kitaplığa yerleştirdi.

"Burada kalsın "

Genç kadının kalbi çıkacakmışçasına atıyordu. Karşısındaki adamın duymaması için inanmadığı tanrıya yalvarıyordu.

"Korkman doğal Aethra "

Genç kadın bakışlarını Levi'ın gözlerine dikti .İsmini duymaktan ilk kez bu kadar hoşnuttu.

"Surların arkasındaki dünya gerçekten korkunç..."

"Korktuğum şey o değil"

Levi genç kadının oldukça çekici çehresinde göz gezdirdi. Sol gözünün altındaki minik ben'i , dolgun pembe dudakları ,ela gözleri, incelikle çizilmiş bir tabloyu anımsatan yüz hatları ve gülünce kısılan gözleri...

Genç kadın fazlasıyla güzeldi... Kim bilir, belki de o öyle görüyordu.

"Kaybetmekten korkuyorum Levi"

Levi'ın işittiği cevap yıllardır sakladığı duygularının tercümanı olmuştu adeta.Genç kadın dolan gözlerini başını kaldırarak engellemeye çalıştı .Levi bu hareketini sevimli bulmuştu. Genç kadın yeniden konuştuğunda Levi donuk irislerini genç kadının pembe dudaklarına dikti.

"Ben korkağın tekiyim"

Genç kadın gülmeye çalışarak konuştu.

"Yıllar sonra kaybedebileceğim şeylere sahip oldum ve şu an delicesine korkuyorum "

Derin bir nefes alarak devam etti.

" Yalnız kalmaktan korkuyorum "

Genç kadın ağzından kaçırdığı hıçkırmadan utanıp arkasına döndü. Kollarıyla gözyaşlarını sildi. Belinde hissettiği eller nefesini keserken bir süre zaman donmuştu.

Isınan vücudu daha fazla dayanamayıp gözyaşlarını akıttı .Sırtında hissettiği göğüs kendisini fazlasıyla rahatlatmıştı.

Bitmesini istemediği bu anın Levi'ı zorladığını biliyordu. Bencil olduğunu düşündü.

Sırtında hissettiği inip kalkan göğüs kalbini sıkıştırıyordu.

"Bunu yapmak zorunda değilsin"

Genç kadın hıçkırmalarının arasından konuştuğunda Levi başını genç kadının sırtına dayayıp dudaklarını araladı.

"İstediğim için yapıyorum"

Genç adam derin bir nefes alarak bir iki adım geri çekildi.

" Odalarımızı değiştirmeye ne dersin ?"

Genç kadın gözyaşlarını silip güldü ,ani konu değişimi az da olsa düşüncelerinden kurtulmasını sağlamıştı.

Genç adamın üzerine yürüyüp kitaplıkla arasına aldı. İşaret parmağıyla genç adamın alnını itekledi.

" Odaları değişemeyiz ama benimle kalabilirsiniz Yüzbaşım "

Genç adam ağzından ufak bir "tch" sesi çıkardı.

"Sen iflah olmazsın "

Genç kadın geri çekilip pencerenin yanındaki boş sandalyeye ilerleyip oturdu. Bacak bacak üstüne atıp genç adamı dikizledi. Genç adam uzun bir süre suratına bakan genç kadına kaşlarını çattı.

"Yüzümde bir şey mi var ?"

Genç kadın başını " hayır" anlamında salladı.

"Bence bir çay içmeliyiz Yüzbaşım "

Aethra | Levi Ackerman Where stories live. Discover now