Bölüm 11

625 59 35
                                    


Botlarıma bulaşan çamur ayağımı kaydırıyordu. Yağan yağmur işleri daha da zorlaştırıyorken tam arkamda koşarak beni takip eden pelerinli kişi hızını daha da arttırmıştı.

Karargâhtan fazla uzaklıktaki bu ormanlık alanda Reiner Braun'un hain olduğuna ikna olmuştum .Odamda duran bir sonraki keşif planının kopyasını karargâhtan ayrılıp yabancı birine getirmişti.

Surda açtığı deliği rapor etmeliydim.
Yön değiştirip surlara doğru koştum. Elimdeki belgeleri ıslanmaması için ceketimin içine sıkıştırdım. Hızımı kontrol edemeyip yüksek bir yerden yuvarlandığımda ellerimle başımı korudum.

Her yerime bulaşan çamur ve hafif sıyrıklar kalkmamı zorlaştırıyordu. Ardımdan koşan kişi pes etmemiş olacak ki yavaşça kaygan zeminde üzerime doğru geldi. Büyük bir çıkmaza girmiştim.

Birden durup ters yöne koşmaya başladı. Kurtulduğumu düşünerek derin bir nefes aldım. Sendeleyerek ilerledim.

Her ne pahasına olursa olsun o haini açıkça ihbar edecektim .Ağaçların seyrekleştiği bölgeye yaklaşmıştım, saçımdan tutulmamla olduğum yerde kaldım.

Az ileride ağaçların arkasında beliren bedenlere baktım .Işık yüzlerini karartsa da bedenlerinden tanımıştım. İlerlemek için atıldığımda saçlarımı kavrayan el sıkılaşmıştı. Başımı kaldırıp saçımı kavrayan kişiye baktım. Keşif Birliği üniforması...

Neden hiçbir şey yapmıyorlar?

Hange olduğunu düşündüğüm beden yanıma kadar yürüdü. Gözlüklerini burnuna kadar indirip kısık gözlerini üzerimde gezdirdi. Suratımda hissettiğim tekme başımı yana düşürmüştü. Ağzımdan fışkıran kan pek hayra alamet değildi.

" Bunu nasıl yapabildin ?"

Sert çıkan sesi hiçbir şey anlamadığım bu durumu daha da anlamsızlaştırmıştı.
Çok geçmeden karşımda yerini alan kişi ne olduğunu açıkça anlamamı sağlamıştı.

Reiner Braun karşımda sahte bir yüzle öylece duruyordu.

" Beni dinleyin ! Bu adam hain ,onu belgeleri satarken yakaladım "

Öfkeli sesim oldukça gür çıkmıştı.Soğuk bakışlarıyla yüzümü inceleyen adama baktım. Levi... Bana inanır diye düşünmüştüm.

" Levi ... İnanın bana, hain olan on- "

Çaresiz savunmam ceketimi yırtıp belgeleri almasıyla son bulmuştu.

" Hala yalan söylemeye devam mı edeceksin ?"

Belgelerde göz gezdirip bakışlarını üzerime çevirdi. Yukarıdan bakan gözleri aşağılar gibiydi. Arkasına dönüp emir verdi.

" Yüzbaşıyı tutuklayın "

" Ben hain değilim ! Beni dinle, pişman olacaksınız !"

Kelepçelenen sağ elimde göz gezdirdim. Kolumdan tutan askeri itekleyip bıçağımı çektim. Bu saçma kurguda yer almaya hiç niyetim yoktu. Bıçağımı en çok öfkelendiğim kişiye doğrulttum. Rehin aldığım Levi sinirle karşı geldi.

" Ne yapıyorsun Yüzbaşı ?"

Bıçağı daha da bastırdım.Sinirle gülüp kulağına yaklaştım.

" Bana inanmalıydınız "

"Aethra... Kendine gel ! Bırak Yüzbaşıyı "

Hange'nin sesiyle yüzüne odaklandım. İstemsiz asılan suratımı toparlamaya çalıştım.

" Yaklaşırsanız sonuçlarına katlanırsınız !"

Oldukça kaba çıkan sesimi bastırdım . Sakin olmak zorundayım. Levi'a fısıldadım.

" Eğlencemizden memnun kalırsınız umarım "

Sahte bir gülüşle yüzüne baktım. İstese birkaç saniyede elimden kurtulabilecek adam şu an kendini tamamen bırakmıştı. Eğer kurtulursa önemli bir askeri rehin almaktan idam edileceğimi çok iyi biliyordu. Dudaklarımı aralayıp askerlere doğru konuştum.

" Takip eden olursa Yüzbaşının cesedini toplarsınız "

Levi askerlere geri çekilmesini işaret ettiğinde yavaş adımlarla geri adımladım. Askerlerden oldukça uzaklaşınca Levi'ı bıraktım.

" Hiç eğlenceli değildi "

Omuz silkerek konuşan Levi , bütün sinirimin açığa çıkmasını sağlamıştı. Yakasından tutup sırtını bir ağaca yasladım.

" Hain olduğumu nasıl düşünebilirsin ?"

"Kanıtları vardı "

"Ne kanıtı ? Beni dinlemediniz bile "

Levi ' ı bırakıp geri çekildim . Derin bir nefes alıp üzerimdeki gömleğin bir iki düğmesini açtım. İç çamaşırımdan çıkardığım bez parçasını gösterdim.

" Bertholdt Hoover "

Levi anladığını gösteren bir yüz ifadesiyle bir iki kere öksürüp kumaş parçasını cebine sıkıştırdı . İşittiğim adım sesleri yüreğimi ağzıma getirmişti. Reiner'ı takip ederken tek bir dev bile görmemiştim fakat surların dışındaydık. Her yer dev doluydu.

"Ağaca tırmansak iyi olur "

Levi önden çıkmam için yardım etti. Oldukça uzun ağaçları tırmanmak zordu. Zar zor tırmandığım ağacı kolayca tırmanan Levi'a göz ucuyla baktım.Geniş bir ağacın dalına oturdum.

"Ne yapacaksın ?"

Sorduğu soruyu ciddi bir yüz ifadesiyle dile getirmişti .Birkaç saniye düşünüp cevapladım.

" Er ya da geç bizi bulacaklardır "

Ağacın altında uzanmış deve bakarak konuştum.

" Beni dinlemelerini isteyeceğim "

"Şimdi başla "

Bakışlarımı Levi'a çevirerek ciddi çehresinde göz gezdirdim.

" Anlat , inandırıcıysa senin tarafında duracağım "






Aethra | Levi Ackerman Where stories live. Discover now