Bölüm 13

605 62 58
                                    


" Asın bu haini !"

Arkamdan yükselen nefret cümleleri karşımda gözlüklerini burnuna kadar indirmiş, beni dikizleyen Yargıcı sinirlendiriyor gibiydi.

Kaba sesi ile susmaları için bağırdı.

" Komutan Erwin söyleyeceğiniz bir şey varsa şimdi söyleyin "

Erwin bir adım öne çıktı, hafifçe öksürüp konuştu.

" Yüzbaşı Lagrange , olay günü şüpheli bulduğu askeri takip ederek surların dışına çıkmıştır . Bir sonraki keşif planını sızdıran Reiner Braun'u ihbar etmek için geri dönmeye çalıştığında asılsız suçlamalarla karşılaşmıştır."

Erwin izin isteyerek cebinden çıkardığı kumaş parçasını görevli askere teslim etti.

" Bu kumaş parçası Bertholdt
Hoover 'a ait "

Birkaç saniye duraklayıp Yargıca baktı.

" Ayrıca Yüzbaşı Lagrange, Reiner Braun'u takip etmeden önce yardımcı askeri Jean Kirschtein 'e söyleyerek hain olmadığını ispatlamıştır. "

Erwin çatılan gür kaşlarının altından keskin bir bakışla gösteri izler gibi toplanan insanlara seslendi.

" Şu andan itibaren askerimi suçlayan birisi olursa benimle karşılaşacaktır. Reiner Braun ve Bertholt Hoover karargâhtan kaçmıştır. Bu durum kanıta gerek kalmadığının , Yüzbaşı Lagrange'ın hain olmadığının bir diğer kanıtıdır .

Erwin konuşmasını bitirdiğini işaret ederek geri çekildi. Göz göze geldiğimizde dolan gözlerimi kaçırarak bakışlarımı yere sabitledim.

Yargıç sağında ve solunda bulunan kişilerle konuşup sertçe öksürdü.

" Kararı açıklıyorum "

Yargıç konuştuğunda başımı kaldırıp yüzüne odaklandım.

" Yüzbaşı Lagrange'ın izinsiz sur dışına çıkması ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmasından dolayı geçici olarak rütbesinden düşürülmesine ve hainlik suçlamasının asılsız olduğuna karar verildi. "

Karara itiraz eden birçok kişi vardı . Çoğunun keşif birliğinden nefret eden taraf olduğu belliydi .Keşif birliğinden bir Yüzbaşı hain çıksaydı büyük ihtimalle işlerine gelirdi. Halkın güveni sarsılır ,birliğin asker sayısı azalırdı.

Yargıç salondan ayrıldığında yanıma yaklaşan çekingen adımlarla başımı çevirdim. Hange hüzünlü gözleriyle yüzümü inceleyip beklemeden sarıldı.

Karşılık veremedim...

Fazla kırgındım , suçlamalar ağırdı fakat aylarca birlikte vakit geçirip eğlendiğim insanların bana attığı o aşağılayıcı bakışlarını atlatamıyordum.

Hange benden ayrıldığında bakışlarımı kaçırıp Erwin'e ilerledim. Yanına ulaştığımda kollarını açıp sarıldı .Bu hareketi ağlamak istememe neden olmuştu.

Karşılık verip başımı omzuna dayadım.  Bana açıkça güvenen tek insandı. Bir eli saçıma ulaştığında tuttuğum gözyaşlarım kıyafetini ıslatmıştı. Geri çekilmek istediğimde daha sıkı sarıldı.

" Sorun değil Aethra "

Başımı kaldırmadan konuştum.

" Teşekkür ederim Komutanım "

Erkeksi kahkahasıyla az da olsa rahatlamıştım.

" İlk karşılaşmamızdan eser kalmamış sanki ?"

Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Sahi ilk gün Erwin'den nefret etmiştim. Geri çekilip gülümsedim. Levi'ın uzattığı mendili kavrayıp gözlerimi kuruladım ,  ardından burnumu sildiğimde gülerek Levi'a uzattım.

Tiksinerek geri adımlayan Levi'a anlık bir gazla sarıldım. Boynuna doladığım kollarımdan kurtulmaya çalışsa da yenik düşüp ellerini belime sarmıştı.

" Sapığımın bir hain olmamasına
sevindim "

Kulağıma fısıldığında kulaklarımın kızardığını hissettim. Boyununu daha fazla sıktığımda gülerek geriye adımladı. Ciddi ciddi gülmüştü...

Salonda kimsenin olmamasını fırsat bilerek vücudundan ayrılıp yüzüne yaklaştım. Hafif sırıtarak çenesinin sol tarafına hızlı bir buse kondurdum.

Salonun çıkışına koştuğumda elini ağzına götürüp kızarmıştı. Seslice gülüp uzaktan yüzünü inceledim.

" Bunu bir daha yapma !"

Yapmacık bir ifadeyle dudaklarımı büzüp konuştum.

" Niye ? Hoşuna gitmedi mi yoksa ?"

Ellerini ceketinin cebine atıp yanıma adımladı . Tam önümde durup parmak uçlarına yükseldi. Dudaklarımızı birleştirdiğinde gözlerim şokla açılmıştı.

Dudaklarını değdirip geri çekildi. Uzun bir süre gözlerimi inceleyip konuştu.

" Bunu tercih ederim "




Aethra | Levi Ackerman Donde viven las historias. Descúbrelo ahora