14

173 18 6
                                    

Ertesi öğlen Eleven ile buluştuğumuz da biraz farklı davranıyordu. Soğuktu sanki, çekingen davranıyordu. "Eleven iyisin değil mi?"

"Evet, evet."

"Kötü bir şey varsa eğer-"

"Hayır, yok. Neden buluşmak istedin?" Eleven'ın bunu bana sorması değişik gelmişti. Sonuçta hâlâ sevgiliydik, sevgililer buluşurdu. Ve daha önce bilmem kaç kez buluştuk. "Aslına bakarsan, bunu çok düşündüm ve..."

"Ayrılmak mı istiyorsun?" Yutkunarak gözlerimizi buluşturdum. "Evet."

"Yani... beni artık sevmiyorsun?" Şaşırarak ona bakmaya devam ettim. "Hayır- yani- sevmiyorum değil, sadece- o anlamda eskisi kadar bir-"

"Duyguya sahip falan değilsin. Anladım, Mike." Ayaklandı. "Böyle olması daha iyi." Uzaklaşmaya başladığına arkasından bakakaldım. "Eleven- El..." Pek bir üzüntü ya da başka bir şey hissetmiyordum. Onun dediği gibi böyle olması daha iyiydi. Dustin bisikletiyle yanıma geldi ve bana baktı. "Ee, ne oldu? Yüzün de ki bu ifade ne böyle? Pişman mısın?" Başımla reddettim. "Peki o? Ağlattın mı?" Yine başımla reddettim. "Ağlayacak gibi miydi?"

"Onu bilmiyorum işte." Bir iç çekerek bisikletime bindim. "Ama böyle olmasının daha iyi olduğunu söyledi. Üzülse böyle söylemezdi değil mi?" Başıyla onayladı. "Şimdi ne yapacaksın?"

"Ne hakkında."

"Will hakkında dostum!"

"Güzel soru, hâlâ bilmiyorum."

"Cidden aptalsın, hadi eve gidelim. Çocuklar D&D oynamak için siz de toplandılar."

"Ve bundan benim haberim yok?"

"Yani, evet."

"Peki Will geliyor mu?"

"Bilmiyorum, gidip göreceğiz." Eve kadar sürdük. Ve tahmin ettiğimiz gibi Will gelmemişti. Bu benim morelimi oldukça düşürmüştü ama yine de diğerleri alınmasın diye D&D oynamaya devam etmiştim.

Will'e olan hislerimi anlamak için yaklaşık bir ya da bir buçuk hafta daha düşündüm. Ama galiba en sonunda onu sevdiğimi anladım. "Sonunda!" Dustin bunu söylerken dolabını çarparak kapatmıştı. "Benim için zor bir şeydi! Zamanımı alması normal değil mi!"

"Normal! Normal olmasına! Fakat yaklaşık bir, bir buçuk aydır görüşmüyorsunuz, hâlâ seni sevdiğinden pek emin değilim. Gün geçtikçe tanımadığımız o yeni erkekle daha da yakınlaşıyor." Onlara baktım. "Sevgilisi falan mı?"

"Bence öyle." Suratımı astım. "Onunla konuşmak için artık bir adım atman lazım. En azından öğrenmiş olursun." Dustine döndüm. "Şimdi mi gideyim sence?"

"Hayır! Hayır... şuan olmaz." Düşünmeye başladı. "Buldum! Haftasonu onu D&D oynamaya çağıralım."

"Benim olduğumu bildiği için gelmez."

"Senin geleceğini söylemeyiz."

"Yalan mı söyleyeceğiz?"

"Senin için yapıyorum, aptal!"

"İyi, tamam. Madem öyle diyorsun."

----
Bir sonraki bölüm final

ree // byler (1986)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt