ep. 7

594 49 20
                                    

Sokakta ilerlerken ellerimi ceketimin ceplerine koydum. Kulaklarıma dolan müzik sesiyle kafamı kaldırıp etrafa bakındım. İleride şarkı söyleyen Jisung, Minho oppa ve Felix'i görmemle onlara ilerledim. Her zaman kine artı olarak bugün dans da ediyorlardı. Gülerek şarkının bitmesini bekledim. Şarkı 2Pm'in My house şarkısıydı. Bir 2Pm fanı olarak bundan baya hoşlandım.

Etraflarında büyük bir kalabalık olunca daha da gülümsedim. Onların sevilmesi hoşuma gidiyor. Dansları ve vokalleri cidden güzel. Benim de sesim güzeldir ama bu kadar değil. Bu şarkının hem sözleri hemde karaografisi ezberimde. Çünkü bu şarkıya aşığım.

Şarkının orta kısımlarına geldiklerinde Jisung beni fark etmiş olacak ki dans etmeyi bırakıp yanıma geldi ve kolumdan tuttuğu gibi yanlarına çekti. Şuan kalabalığın ortasında herkes benimde onlarla dans etmemi bekliyordu. Bende onlara kaldıkları yerden eşlik etmeye başlayınca kalabalıktan alkış sesleri yükseldi. Bunu duyunca yüzümdeki gülümseme büyüdü.

Şarkının bitmesiyle nefes nefese yere çöktüm. Yanıma benim yaşlarımda tatlı, sarı saçlı bir kız gelip telefonundan, içinde benim dans ettiğim bir video gösterdi. "İzin verirseniz bunu sosyal medyaya koyabilir miyim?" dedi. Ona gülümseyerek kafamı salladım. Kız videoyu yüklerken "Dansınız çok güzeldi. Hepinizin." dedi. Ona teşekkür ettim. Yüzüne biraz daha baktığımda onu daha önce okulda gördüğümü hatırladım.

"Aynı okuldayız sanırım. Seni görmüştüm okulda. Hatta ismin de, şeydi...ıım... Heh Choi Jisu değil mi?" dedim. Gözlerini telefondan kaldırdı ve gülümseyerek kafasını salladı. Gülümseyince gözleri kısılıyordu, çok tatlıydı. "Senin ismin ne peki? Madem aynı okuldayız arkadaş olalım." dedi ve ayağa kalkarak elini uzattı. Bende ayağa kalkıp elini sıktım. "Bang Cho Hei ben. Memnun oldum." dedim.

Jisung, gelip sırtımdan ittirmeye başladı. "Gidin başka yerde arkadaş olun, performans sergileyeceğiz burda." dedi.  Ona dönüp durmasını sağladım. "Anladık. Hangi şarkı?" dedim. "Kard-Ring the alarm." dedi. 'Hmm.' gibi bir ses çıkarttım. Sonra Jisu'ya döndüm. "Sen radyo kulübündesin değil mi? Sesin de çok güzel. Sende eşlik etsene onlara." dedim.

Gözlerini büyüttü ve kafasını iki yana salladı. "Sesim pek güzel değil. Ama sen de eşlik edersen olur. Diğerlerini tanımıyorum. Sadece şu çakma sarışının Avustralyalı olduğunu biliyorum." dedi. Felix'e 'Çakma sarışın' demesi üzerine küçük bir kahkaha attım. Daha önce benden başka kimse ona böyle dememişti. Benden cevap beklediğini hatırlayıp kafamı aşağı yukarı salldım.

Jisu'nun koluna girerek Minho oppa ve Felix'in yanına ilerledim. Minho oppaya döndüm, "Oppa, bu Jisu. Bizim okuldan sesi de oldukça güzel. Size eşlik edecek. Birde ben eşlik edeceğim. Sorun olmaz değil mi?" dedim. Kafasını iki yana salladı ve malzeme çantasından bir tane daha mikrofon çıkardı. Onu Jisu'ya verdi. Kendisinin olanı da bana uzattı, "Bu sefer işi gençlere bırakacağım." dedi ve her zaman ki gibi saçımı karıştırarak gülümsedi.

Jisu'ya döndüğümde büyülenmiş şekilde Minho oppanın yüzüne bakıyordu. Omzuna omzumla dokunarak "Adam tanrının lütfu gibi değil mi?" dedim. Yavaşça kafasını salladı. Ben de kısa saçılarımı savurarak "Kimin bestie'si?" dedim. Bana güldü ve "Bizden büyük mü?" diye sordu. "Evet, 98'li. Bizim okuldan mezun. Lee Minho. Abimin arkadaşıydı. Abim de önceden sizin kulübün başkanıydı." dedim bir çırpıda.

Şaşkınlık ve hayranlık dolu bakışlarla bana döndü. "Bang Chan mı?!" dedi. Kafamı salladım. "Oha, cidden mi?! Chan sunbaenin büyük bir hayranıyım." dedi. Dediği şeye gülüp elimle Felix'i gösterdim, "Çakma sarışın, yani Lee Felix." dedim. Sonra Jisung'u gösterdim, "Han jisung, namı değer sincap çocuk." dedim. Anladığını belirtircesine kafasını salladı.

Aussie Lovers {Lee Felix}Donde viven las historias. Descúbrelo ahora