7∆

1.3K 125 52
                                    

(Sehun)

Önüme çıkan ilk taksiye atladığımda Baekhyun'un attığı konumu adama göstermiş ve arkama yaslanmıştım. Bu gecenin sonunda ne olur, olay ne kadar büyür bilmesem de emin olduğum tek konu Chanyeol olanları öğrendiğinde beni fazlasıyla zor günlerin beklediğiydi.

Her şeyden önce kırılırdı bana. Kardeşinin şu an ne durumda olduğunu bilmiyordum, gittiğimde onu bulacağım bile kesin değildi ve durum böyle belirsizken onun arkasından iş çevirmem büyük bir sorundu. Ona söylemem gerekirdi çünkü o olsaydı öyle yapardı. Benim kardeşim böyle bir durumda olsaydı eğer Chanyeol kesinlikle benden saklamazdı ama ben salaktım.

Baekhyun'a uymakla hayatımın hatasını yapmıştım ve bunu ta en başında hissetmiştim. O gece oraya gitmem kesinlikle büyük bir hataydı.

Camdan öylece dışarı izlerken gideceğimiz yere varmaya az kala sokak lambasının hemen altında tanıdık simayı gördüğümde taksiye durmasını söylemiştim. Onu bu denli hızlı ve kolay bulacağımı beklemezdim ama sanırım hayat bu seferlik yüzüme gülüyordu. Parayı ödeyip kendimi dışarı attım hemen ve elindeki şişeyi kafasına diken çocuğa doğru yürüdüm.

Saçı başı dağılmış vaziyetteydi, telefonu ağzına mikrofon gibi tutup ağzındaki içkiyi yuttuktan hemen sonra bağırarak şarkı söylemeye başlamıştı.

"Fış fış kayıkçı, kayıkçının direği, akşama kol böreği. " Dramatik bir sesle söylediği şarkıyı duyunca gülecek gibi olsam da kendimi toparlayarak ona ulaştım. Güldüğümü görürse şımarırdı.

"İnsanlara rahatsızlık vermeyi hobi haline getirdin sanırım," sesimi duyar duymaz başını kaldırıp bana bakarken gözleri kocaman açıldı.

" Eyvah! Basıldım. " Telefonunu ve içki şişesini yere atıp ellerini kendine sardı anında.

Sarhoştu. Bana bakan gözleri her zamanki gibi cüretkar değildi. O gece orada, sokak lambası altında oturan dağılmış halini incelerken ilk kez yaşının insanı gibi gelmişti gözüme. Sürekli kırpıp durduğu kahveleriyle başını kaldırmış bana bakan halini izlediğimde Baekhyun'un bahsettiği o melek Jongin'i ilk defa görüyormuş gibi hissetmiştim. Garipti. Gerçek Jongin hangisiydi çözememiştim.

"Nerden buldun beni? Abim de mi geldi? Çok mu kızdı bana? "

Sorularını art arda sıralayıp durduğunda ağzımı bile açmadan eğilerek bedenini oturduğu yerden kaldırmaya çalıştım ama kollarımı iterek geri çekildi.

"Birine onun izni olmadan dokunmamalısın." Sinirle dudağımı yalayıp yerimde doğruldum, dayanılacak bir insan değildi.

"Jongin, eve gitmemiz lazım. Saat çok geç oldu, abin birazdan arar beni. Kalk hadi!"

Dizlerini kendine çekip kollarını sararken çocuk gibi omuzlarını silkti ve dudaklarını büzürek mızmızlandı. "Rica et ve bana dokunmak için izin iste. "

"Seni burda bırakır giderim, " diye kızdığımda başını dizlerine gömdü bu sefer de.

"Bana bağırma." Boğuk ve ağlamaklı çıkan sesi beni hiç ama hiç etkilemedi. Jongin zeki biriydi, olayları kendi lehine çevirmek onun için çocuk oyuncağıydı.

"Jongin çocukluk yapmayı bırak, saat çok geç oldu "

"Ben çocuk muyum? " Dizlerine gömdüğü başını kaldırıp bana baktı. "Ben çocuk değilim, bana neden çocuk olduğumu söylüyorsunuz hepiniz? "

Konuştuktan hemen sonra gözleri yavaş yavaş dolarken bu gecenin onun için iyi geçmediğini anlamıştım. Bu yüzden içimdeki Jongin'e sinir olan tarafı bir kenara bırakıp önünde diz çöktüm. Yanağından akan bir damla gözyaşıyla beraber ilk defa Jongin için endişelenmiştim o an.  Elimi yanağına götürüp gözyaşını sildikten sonra yanağını hafifçe okşadım, gözlerini benden hiç ayırmadı. Kötü hissediyorsa bile rahatlasın istemiştim. Hoş benim ona dokunmam onu rahatlatır mıydı, pek emin olduğum bir konu değildi. Dokunuşum dudaklarının aralamansına sebep oldu, sarhoş olmasına rağmen bu hareketime şaşırdığını biliyordum.

abin sevgilim dedim || chanbaek & sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin