14∆

1.1K 120 86
                                    

(Baekhyun)

Chanyeol'ün bana aldığı ilk hediye gri ve çok büyük olmayan orta boylu bir fildi. Jongin'le tanışalı bir yıl, abisiyle tanışalı ise üç-dört ay anca olmuştu. Doğum günümdü ve Chanyeol hediye beklediğim son insan bile değildi.

O zamanlar ona olan ilgim, hislerim bu kadar da yoğun değildi. Benim için arkadaşımın hayranlık duyduğum yakışıklı abisiydi sadece, daha fazlası değil.

O gün okul çıkışı Jongin'in benim için hazırladığı küçük çaplı partide onu görmek kalbimin zaten yeterince ağrımasına sebep olmamış gibi elime tutuşturduğu hediye paketi ağrıyan kalbimin nerdeyse patlayacak kadar hızlanmasını sağlamıştı. Chanyeol'e olan aşkımın tohumları bir nevi o gün atılmıştı diyebilirdim. Benden özür dilemiş ve haberi olmadığı için hediyenin aceleye geldiğini söylemişti. Onun öylesine aldığı bir hediyeye o kadar gereksiz bir anlam yüklemiştim ki Jongin, bir ara ciddi anlamda kafayı sıyırdığımı düşünmüştü. Hala öyle düşünüyordu, bazen ben de şüphelenmiyor değildim hani.

Düşünceli halleri, karşısındaki kişiyle olan sohbeti, Jongin'e karşı olan tavrı ve bana karşı aşırı, aşırı iyi oluşu bana ona aşık olmaktan başka çare bırakmamıştı. Yakışıklıydı da baya, unutmamak lazım.

Güzeldi işte Chanyeol. Kalbimin kaldıramayacağı kadar güzel biriydi ve ben ona deli gibi aşıktım.

Şu an karşımda oturmuş elindeki menüye bakıyorken ben menü yerine ona bakmayı tercih ediyordum. Bakışlarımı fark ediyor muydu emin değildim fakat elimde değildi. İlk defa baş başa bir yerlerde oturuyor oluşumuza inanamamayı geçtim, bunu herkesten gizli yapıyor oluşumuz kalbime ağır geliyordu. Sanki sevgiliymişiz de bunu henüz kimseye söylememişiz o yüzden de gizli gizli buluşuyor gibiydik.

"Ne yiyelim?" Yiyelim? Biz? Beraber? Yemek? Biz?

Yemeğe gerek yok aslında, ben kafayı yedim zaten.

"Fark etmez bana ama aç değilim pek.. Onun yerine bir şeyler içsek daha güzel olur. " Her seferinde parmak basmamak için elimi ısırdığım gamzesini göstererek gülümsedi.

"Sıcak çikolata?" Ne sevdiğimi unutmamasına çığlık atmamak için bacağımı sıktım. Onu onayladığım ve siparişleri beklediğimiz dakikaların ardından yavaş yavaş konuya girdi.

"Jongin sence de son günlerde biraz farklı davranmıyor mu?" Hafif bir baş sallamasıyla onayladım onu. En az onun kadar farkındaydım her şeyin.

"Sebebini biliyor musun peki?"

"Emin değilim, bir kaç bir şey söyledi ama o kadarla sınırlı olduğunu sanmıyorum." Beni onaylayan taraf o oldu bu sefer.

"Sehun'lara geldiğin gece," cümleye başladığı an oturduğum yerde kıpırdandım. Jongin ikimizi de yakmıştı, emindim. "O gece neler oldu sence?"

"Ne olmuş ki?" Gerginliğimi gizlemeye çalışsam da başarılı olduğumu hiç sanmıyordum.

"Jongin, o gece evden Baekhyun'a gidiyorum diye çıkmış. Senin gecenin bir yarısı Sehun'lara gelmen ve ne hikmetse senin gelir gelmez Sehun'un dışarı çıkması biraz şüphe uyandırıcı geliyor nedense." Güldü sonra, azıcık çok azıcık güldü. Ben salak mıyım sizce, der gibi güldü. Gülüşü de nasıl güzel ama. Anlata anlata bitiremem.

"Bütün bunlara ek; ikisi eve sabaha karşı geliyor ve benim rahat durmak nedir bilmeyen kardeşim deli gibi sarhoş."

Sessiz kalarak cevap vermediğimde derin bir nefes alıp kollarını masaya yaslayarak bana doğru eğildi. Aramızda koca bir masa olmasına rağmen geri çekilecek gibi oldum. Ciddi Chanyeol'ü hiç sevmiyordum. Ben, bana gülümseyen Chanyeol'e aşıktım.

abin sevgilim dedim || chanbaek & sekaiDove le storie prendono vita. Scoprilo ora