33∆

1.1K 120 95
                                    

(Jongin)

Abimin liseye başladığı yıl benim için kelimenin tam anlamıyla kabustu. Okula ilgi ve alakam yok denecek kadar az seviyede olmasına rağmen sırf onunla aynı okuldayız diye her sabah hevesle kalkar ve okul kapısından içeri abimin sırtında girerdim. Hissettirdiği güven, varlığının verdiği huzur...Mutluluk kaynağımdı, okulu sevme sebebimdi.

Sonra abim mezun oldu, önceleri hevesle kalktığım her sabahtan nefret ettim.

Hayatının yalnızca benden ibaret olmadığını fark ettiğim ilk zamanlardı lise zamanları. Eskisi gibi her anımız bir değildi, yeni okulunda artık benim dahil olmadığım başka bir hayatı vardı ve o başka hayat sadece okulda kalmamıştı. Yeni gittiği okulunda tanıştığı ve sürekli eve getirdiği arkadaşı Oh Sehun'la gereğinden fazla yakın olması, ucu bucağı bilinmeyen, görünmeyen bir kavganın temellerini atmış ve sırf abimle yakın diye hiç tanımadığım birine nefret beslememin sebebi olmuştu.

Bitmek bilmeyen kavgalarımızın çıkış noktası abimdi. Açıkçası bu hayatta abimi Sehun'dan kıskandığım kadar başka kimseden kıskandığımı hiç ama hiç hatırlamıyorum. Çocukluk aklıyla ona içten içe kurulmalarım bir süreden sonra yüzüme de yansımış ve ona içimden geçen her şeyi bizzat bakışlarımla anlatmıştım. Hatta bakışları da ilerleterek nefretimi davranışlarıma kimi zamansa sözlerime dökmüştüm.

Döngü basitti aslında. Ben ona abimle yakın olduğu için ters davranırken o da ters davranışlarıma zerre altta kalmadan aynı şekilde karşılık verdi. Bu böyle devam etti ve bir döngünün içine hapsolduk.

Ondan küçük olmam onun için kayde değer bir durum değildi, benimle yaşıtıyla tartışır gibi tartışırdı her zaman. Abimin yanımızda olmadığı bir zamanda hareketlerim ve sözlerim onu fazlasıyla darlamış olacak ki en sonunda patlayarak 'Chanyeol sana nasıl katlanıyor?' diye bağırdığını dün gibi hatırlıyorum. Kimse bilmiyor ama o gün ağlamıştım, beni ağlattığı ilk sefer olduğu için de unutamıyorum.

İki yılı bolca tartışmalar ve laf sokmalarla geçirdikten sonra sonunda ortaokuldan kurtulmuş ve liseye geçmiştim. Lisede ise birtaneciğim, pamuk şekerim Baekhyun'umla tanışmıştım. Birine alışmam aylarımı alırdı normalde ama okulun ikinci haftasını geride bıraktığımız vakitlerde çoktan Baekhyun'un yanaklarını mıncırmaya başlamıştım bile.

Muhteşem biriydi. Hayatımıza o kadar ani girmişti ki annem, babam hatta abim bile onu en az benim kadar benimsemişlerdi. Öyle ki abim, Baekhyun'un doğum günü için verdiğim partiden son dakika haberi olunca alel acele evden çıkmış ve geri elinde peluş bir fille dönmüştü.

Baekhyun'un uğruna akıl sağlığını feda ettiği o fil...

O günden sonra işler biraz değişti işte. Baekhyun'la daha çok yakınlaştık. Sürekli bize geldi, ben onlara gittim ve bu gelgitler arttıkça Baekhyun'un abime karşı olan ilgisi geri dönülmez bir hal almaya, aşka dönüşmeye başladı.

Abimin aldığı fili o kadar benimsedi ki, arama geçmişinde 'evde fil bakılabilir mi?' sekmesini gördüğümde ciddi anlamda kafayı sıyırdığına emin olmuştum. Delirmiş gibiydi.

Sehun'la Baekhyun'un tanıştığı gün abimin doğum günüydü. O gün benim küfür sevmeyen miniğim ağzı bozuk Sehun'a saatlerce maruz kalmıştı maalesef. İnanmayacaksınız ama ben de eskiden küfür nedir bilmeyen düzgün, akıllı bir çocuktum. Abim yanımda asla küfür etmez, biri ederse de onu uyarırdı. Beni küfre alıştıran ve abimin benim yanımda küfür etmeme yeminini bozduran kişiydi Sehun.

Baekhyun'la beraber yanımızda sürekli küfür edip durduğu için ona sehonsekiz adını verdik. Küfür bizim için +18'lik meseleydi ve Sehun gözümüzde edepsizin tekiydi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 30, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

abin sevgilim dedim || chanbaek & sekaiWhere stories live. Discover now