5

757 118 20
                                    

Üç genç artık kullanılmayan ikinci kattaki tuvalete gittiklerinde sarışın uzun boylu olan hızlıca pelerinin çekti. Felix ikisi arasındaki kızgın bakışmayı endişe ile izliyordu. Kendisi açısından problem yaratacak bir olay yaşanmamıştı, sonuçta kurtulmuşlardı ancak Jeongin ve Hyunjin'in kendisi gibi düşünmediğini fark etmişti.

''Bu olanlardan birine söz edersen veya bizi ispiyonlarsan seni de yakarım.''

Aralarında en küçük olan hırsla konuştuğunda Hyunjin göz devirdi. Az önce tehdit edilmemiş gibi bir rahatlıkla tırnaklarını incelerken konuştu.

''Beni ispiyonladığın an kendini ispiyonlamış olursun. O kadar da zeki değilmiş Ravenclaw öğrencileri ha?''

Jeongin bir anlığına duraksayıp onun üzerine yürümeye yeltendiğinde onu tutmaya çalışan Felix değil sarışının sözleri durdurdu.

''Beni yasak kütüphanede gördüğünü iddia etmen için senin de orada olman lazım değil mi?''

''Ben senin aksine adını dahi bilmememiz gereken lanetlerle haşır neşir değildim Hwang. Benim erkek arkadaşımla vakit geçirmek için gece şatoda dolaşma kuralını çiğnemiş olmam binalarımızdan belli bir puan götürür belki ama senin o okuduğun lanetler senin okuldan atılmana sebep olur.''

Hyunjin ailesinin okuldan atılmaması için bir şekilde müdürlerini ikna edeceğini biliyordu ancak bir hata yaptığı ortaya çıkarsa kusursuz olması için çabaladığı imajının zedelenmesi göze alamayacağı asıl şeydi.

''Bunun olmayacağını biliyorsun. Her neyse. Görünmezlik pelerinimi ve bu geceyi unutun ayrıca kütüphane yerine kendinize başka bir yer seçin. Sizin aksinize bir şeyler öğrenmek gibi kutsal bir amaçla oraya gidiyorum.''

Cümlesinin ortasında gözleri Felix'e değdiğinde çocuğun uysal halini hem onlara yardım etmiş olmasına bağladı.

''Unutma size yardım etmesem ben yatağımdayken siz şu an müdürün odasında olurdunuz.''

Konuyu kapatmak isteyerek son cümlesini söylemiş olmayı umdu. Karşısındaki çocuk da bunu kabullenmiş gözüküyordu bu yüzden adımlarını tuvaletin çıkışına yönlendirdi. Zindanlarda olan Slytherin ortak salonuna gitmek için merdivenlere giden koridoru yürürken büyük camlardan içeri giren ay ışığıyla adımları yavaşladı. Dışarıdaki gece manzarasıyla buluşturdu gözlerini. Ay yıldız dolu gökyüzünde parlıyordu. Az önce çıktığı taraftan adım sesleri geldiğinde arkasını döndü.

''Teşekkür ederim. Jeongin adına da. Bizi kurtarmak zorunda değildin.''

İki metre mesafe kala önünde durmuş çilli beden görüntüsünün zıttı olan sesiyle fısıldamaya çalıştığında 'Sandığınız kadar kötü değiliz.' Demek istedi Hyunjin fakat kendini ne iyi ne kötü olarak tanımladığından hatta bu sıfatları saçma bulduğundan sessiz kaldı. Hafifçe başını eğerek küçük bir baş selamı verdikten sonra arkasını dönerek omuzlarındaki Görünmezlik Pelerini ile bedenini tamamen gizledi. İnsanlara maruz kalma kotasını çoktan doldurmuştu ve sadece yatağına girmek istiyordu, ilk kez.

Onun ardında kalan Felix ise o küçük baş selamı sırasında bir kaç sarı telin, o jesti yapan bedenin kusursuz yüzüne düştüğü ve yeşil gözlerin kendisininkileri bulduğu vakitte nefes almayı unuttuğunu fark etti. Göğsüne bir el dalmış da kalbini sıkıp eziyormuş gibi bir his oluştuğunda gözden kaybolmuş bedenin son görüntüsünü zihninde oynatıp duruyordu. Burjuvavari bir soğukluğu, uzaklığı vardı sarışının. Köklü safkan ve zengin bir aileden geldiği bilindiği için Felix buna şaşırmıyordu fakat bundan rahatsız olmak yerine bir şekilde ona yakıştırmıştı.

Slytherin Prince | HyunjeonglixWhere stories live. Discover now