Slytherin Prince | Hyunjeonglix

10

Omuz omuza bir mesafede durup yürüyen iki bedeni yavaşlatan tek şey ayakkabılarının taş zeminde ses çıkartmaması için yavaş yürümeleriydi. Hyunjin hala gecenin sonunda onu neyin beklediğini bilmiyordu ya da bir tahmini de yoktu çünkü yanındaki kendisinden biraz daha kısa beden oldukça sessiz ve odaklıydı.

İkinci katta uzun bir koridora geldiklerinde kısa olan yavaşlayarak durdu. Hyunjin bedenini ona döndürürken 'Nox' diye dudaklarını oynatarak asasının ucundan sızan cılız ışığın sönmesini sağladı. Çilli çocuğun etrafını daha sık kolaçan etmeye başladığını fark etmişti ve ne kadar yarattığı ışık görünmezlik pelerinin dışına sızmayacak olsa da bilmediği bir sebepten risk almak istemedi. Bir süre sonra kısa olan parmak uçlarında kalkarak Hyunjin'in kulağına yaklaştığında gecenin bir körü bomboş bir koridorda olmasalar Hyunjin'in asla anlayamayacağı kadar kısık şekilde fısıldadı.

"Bir süre beklemeli ve kendimize dikkat çekmeyecek bir köşe bulmalıyız"

"Neden"

Aynı şekilde kulağına doğru eğilerek fısıldadığında Slytherin'li gencin sıcak nefesi Felix'in tenine vuruyordu. Huylansa da görmezden gelmeye çalışarak uzun bedenin kolundan tutup duvara yaslanmalarını sağladı.

"Sadece bekle."

Hyunjin içinden bu gece buraya gelmesinin bir hata olup olmadığını sorgulamaya başlamıştı bile. Sessizce iç çekerek kısa olana biraz daha zaman vermeye karar verdi ve kollarını göğsünde birleştirerek sırtını duvara yasladı fakat kendi uzun boyu yüzünden pelerinin yan yana durduklarında ayaklarını kapatmaya yetmediğini fark ederek Felix'i önüne doğru çekip göğsüne yaslanmasını sağladı.

Bu sırada Felix ise gözlerini kapatıp önceki gün düşündüğü gibi düşünmeye çalışıyordu. İçten içe kendini belli bir ihtiyacı olduğuna inandırmaktı amacı. 'Bir şey saklamam gerek... Saklanmaya ihtiyacım var... Saklanmış bir şeyi bulmaya ihtiyacım var...'

İçinden bunları geçirirken hala beklediği şeyin ortaya çıkmamasıyla gerilerek devam etti.

'Hyunjin'e göstermem gerek...'

Taşın taşa sürtünme sesi gibi bir ses çıktığında hevesle gözlerini açıp karşı duvara baktı. Yaklaşık ortalama boyda bir insanın bacak boyu kadar gözüküp ardından büyüyüp devleşen kapıyla derin bir nefes aldı. Hyunjin ise iri gözlerle ne olduğunu tahmin etmesine rağmen gerçek olduğuna inanamıyor şekilde karşısındaki kapıya gözlerini dikti, az sonra göreceklerinden sonra bu şaşkınlığın hiçbir şey ifade etmeyeceğini bilmeden.

Kapının büyümesi durunca Felix etrafta kimsenin olmadığına emin olarak arkasındaki bedenin bileğinden tutup hızlıca kapıya yaklaştı ve kolu çevirerek açıp içeri girdikten sonra bileğinden tuttuğu bedeni de çekip kapıyı kapattı. Hyunjin daha odanın içini inceleyemeden kapının tekrardan küçülüp yok oluşunu hayranlıkla izledi.

"Sen az önce bana kendi özgür iradenle kimsenin arayarak bulamadığı ve çoğunun haberinin bile olmadığı İhtiyaç Odasının yerini mi gösterdin?"

"Hyunjin-"

Uzun beden karşısındaki çocuğun bembeyaz yüzüyle kolunu sıkmasıyla bakışlarını ona çevirdi. Yakın durduklarından yüzünü eğmesi gerekiyordu ve böylece loş ışığa rağmen yüzündeki korkmuş ve kayıp ifadeyi fark etti. Felix bir süre bakışlarını yeşil gözlerden çekemediğinde karşısındaki çocuğun durumu fark etmesi için bekledi.

Hyunjin, Felix konuşmaya devam etmediği için kaşlarını çatarak odanın içini inceleme iç güdüsüne boyun eğip başını sola çevirdi ve çok geçmeden karman çorman çeşitli eşya yığınlarıyla dolu odanın ortasında süzülen bedeni fark etti. İlk başta gördüğü şeye anlam veremezken bir iki adım ilerleyip bu sefer kendisi kısa çocuğun bileğini nazikçe kavrarken gördüklerini anlamlandırmaya çalıştı.

"Felix bu ne-"

Bu gece için bu kadar büyük boyutlu bir şey beklemezken lanetlendiği cildindeki siyah, damar gibi yayılmış izlerden belli olan cansız bedene bakarken fark etmeden nefesini tuttu. Şaşkındı çünkü birkaç gün önce sebebi belirsiz şekilde aniden izne çıkmak isteyen profesörlerinden birinin cansız bedeni karşısında duruyordu.

Dırırım

Bu bölümün gecikme sebebi nasıl bir kaos başlatacağıma karar veremeyişimdi. Hp serisinden bir şeyler alsam da olay örgüsü açısından bir benzerlik ortaya koymak istemiyorum ve genelde bilen bilir kaos yazmayan da bir yazar olduğumdan benim için zor oldu. Genel aklımdaki kurgu için de beklenmedik bir hamle oldu açıkçası ama pişman değilim. Umarım beğenirsiniz.