8. Bölüm: "Vitamdan uzak dur!"

656 49 54
                                    


Jimin'den

Gösteri bitmişti ve jungkook ile birlikte kol kola bizimkilerin yanına ilerliyorduk.

Doğrusu sahnedeyken fazlaca korkmuştum. Heyecan tüm bedenimi sarar iken, jungkook'un beni izlediğini bilmek beni daha çok germişti.

Gösteri bitiminde gözlerim direkt jungkook'u aramıştı. Gösteri boyunca bir kere bile ona bakmamış, ne kadar zor olmuş olsa da gösterime odaklanmaya çalışmıştım.

Nihayet gösteri bittiğinde ve gözlerimiz kesiştiğinde, göğsümde bir ağrı hissetmiştim. Bu ağrıya sebep olan şey acı değil, heyecandı. Onu gördüğüm her an kalbim hızlı hızlı atıyor, bedenimi tatlı bir telaş sarıyordu.

Göz göze geldiğimizde tamamen büyülenmiş olması beni daha da heyecanlandırmıştı. Vitam ondan etkileniyordu ve onunda benden, dolaylı yollardan da olsa vitamdan etkilenmesi hoşuma gitmişti.

Jungkook gözlerini benden alamaz iken, bende zor da olsa gözlerimi ondan çekmiş, sahne arkasına giderek bana ayrılan odaya girmiş ve jungkook'un birazdan geleceğini düşünerek hızlıca üstümü değiştirmiştim.

Tahminlerim doğru çıkmış, jungkook 20 dakikanın sonunda kapıyı tıklatmıştı. Kısaca "gel" dedikten sonra jungkook'un içeriye girmesini izlemiştim.

"Harikaydın."

Jungkook'un içeriye girer girmez ettiği iltifat ile utanmış, kafamı eğerek kızarmış yanaklarımı ondan saklamaya çalışmıştım.

"Utanma gerek yok jimin-ah."
"Beni ve diğer herkesi kendine hayran bıraktın! Dansın ve hareketlerin o kadar güzeldi ki. Daha önce böyle bir dans izlediğimi hatırlamıyorum."

Jungkook beni övmekten geri durmuyor, resmen o an aklından hangi iltifat geçiyor ise söylüyordu.

Ben ise utancımdan kısaca "Teşekkürler." Diye bilmiştim.
.
.
.

Kol kola yürüdüğümüz yolun sonunda minik bir göletin hemen bitiminde oturan hyunglarım görüş açıma girmişti.

Ağabeyim ile hoseok hyung fazla samimi duruyorlardı. Ağabeyimi uzun zaman sonra bu kadar mutlu görüyordum. Açıkçası bu beni de mutlu etmişti.

Jungkook ile yanlarına yaklaştığımızda, hepsinin gözleri teker teker bize dönmüştü.

Taehyung beni görmesiyle birlikte hemen ayağı kalkmış, boynuma atlayarak "Harikaydın jimin!" Diye bağırmıştı.

Tanrım, bu çocuk bazen gerçekten çok heyecanlanıyordu.

Bazense o kadar ciddi oluyordu ki yanında nefes alırken bile geriliyordunuz.

"O kadar güzeldin ki!"
"Sahnede çok asil ve büyüleyici duruyordun!"

"Abartma taetae~" tae'nin fazla abarttığını düşünüp ona abartmamasını söylemiştim ancak jungkook bu durumdan memnun kalmış gibi gözükmüyordu.

"Tae abartmıyor jimin. Hatta eksik bile söyledi!"

"Pekâlâ kookie~ öyle olsun."

Jungkook bana kocaman gülmüş, sonrada bizimkilerin yanına ilerleyerek bir ağacın altına oturmuştu. Bende onun arkasından ilerlemiş, hemen yanına oturmuştum.

Ağabeyim bize, "Ne oluyor ?" Bakışlarını atarken ona sadece gülümsedim. Çünkü biliyordum ki ben mutluysam, ağabeyim de mutluydu.
.
.
.

 Mühürlü Aşk, Jikook (ARA VERİLDİ)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt