11. Bölüm: "Beni hafife mi alıyorsunuz prens jungkook?"

343 36 5
                                    


- 1 Hafta sonra -

Jimin'den..

Jungkook ile sevgili olduğumuzu ailelerimize söylediğimiz günün üzerinden bir hafta geçmişti.

O gün annemler ile odadan çıktıktan sonra hyunglarımız'ın yanına gitmiş, sevgili olduğumu açıklamıştık. Bu duruma ise en çok sevinen hiç şüphesiz taehyung olmuştu. Şu an bile göletin etrafında koşup, "Hayallerim gerçek oldu!" diye bağırması aklıma geldiğinde yüzümde ki gülümsemeye engel olamıyordum.

Bunun dışında bu bir hafta kesinlikle çok güzel geçmişti. Jungkook beni bir an bile yalnız bırakmamış, ne kadar yorgun ve meşgul olsa da bana vakit ayrılmayı ihmal etmemişti.

Yanıma yaklaşan alfa veya betalara hırlamış, her defasında beni kendine çekerek, "Benim vitam!" demiş ve onların korkarak uzaklaşmalarına sebep olmuştu. Onun bu korumacı ve kıskanç tavırları çok hoşuma gitse de bazen ona kızıyor, "Bu kadar büyük tepkiler vermemelisin." diyordum. Bunun sebebi ise jungkook'un yanıma yaklaşan hizmetçilere bile hırlayıp onları zor durumda bırakıyor olmasıydı..

"Ama ne yapayım minnie.. o kadar güzelsin ki! Seni sadece kendime saklamak istiyorum." diyor ve dudağını büzüyordu bana. Jungkook'un başkalarına karşı sert ve otoriter olduğunu bildiğimden sadece benim yanımdayken sergilediği bu çocuksu davranışları her seferinde yüzümde ki gülümsemenin genişlemesine sebep oluyordu.

Yürüdüğüm koridor'da aklıma gelen anılarla gülmemek için yanağımın içini dişlerken bir yandan da bana selam verenleri başım ile selamlıyordum. Sabahın erken saatlerinde sırf jungkook'u özlediğim için jeon krallığına gelmiş olduğumdan beni gören bazı hizmetliler şaşırırken bazıları da son bir haftadır her gün beni gördükleri için şaşırmadan yollarına devam ediyordu.

En sonunda uzun koridoru bitirip son merdiveni de çıktığımda, sarayın en üst katında yer alan sevgilimin odasına ulaşmıştım. Hızlı adımlarla kapıya ulaşıp her ihtimale karşı tıklatmış, ses gelmeyince de kapıyı aralayarak içeriye girmiştim. Ancak odasının boş olması beklemediğim bir durumdu. Moralimi bozmak istemediğimden banyoya ilerlemiş, içeriye göz atmıştım ama oda tamamen boştu. Bu durum üzülmeme sebep olurken kapı tıklanmış, içeriye jungkook'un yardımcısı girmişti.

"Hoş geldiniz efendim." diyerek önümde saygı ile eğildiğinde, "Kimse yokken böyle davranmaz gerekmez. İyi anlaşabiliriz bence." diyerek gülümsemiştim.

O da bana samimi bir gülümseme verdiğinde, "Eğer prens jungkook'u arıyorsanız o şu anda eğitim alanında. Buraya geldiğinizi gördüğümde haber vermek istedim." demişti.

"Ah, demek öyle.. teşekkür ederim!" diyerek gülümsemiş, koşar adım odadan çıktıktan sonra merdivenleri inip uzun koridorda koşmaya başlamıştım.

Eğitim alanına ulaştığım'da jungkook'un feromonların'dan sinirli olduğunu anlamıştım. Bu durum kaşlarımı çatmama sebep olurken koşmayı bırakmış, yavaş ve temkinli adımlarla yürümeye başlamıştım. Eğitim alanına yaklaştıkça sesler artıyordu.

"Kaç gündür aynı eğitimi veriyorum size! Hâlâ doğru düzgün kılıç tutamıyor sunuz! İleride bu şekilde mi koruyacak sınız kraliyeti!?" Jungkook'un feromonları tüm alanı saraken konuşan kişinin jungkook değilde kurdu olduğunu anlamak çokta zor değildi. Kurduna engel olmaya çalışsa da bunu başaramıyor gibiydi.

 Mühürlü Aşk, Jikook (ARA VERİLDİ)Where stories live. Discover now