𝟬𝟳 ಇ team spirit

133 53 2
                                    







7. BÖLÜM
"EKİP RUHU"

thousand foot krutch - be somebody.

jiovanni daniel - rituals.


8 AĞUSTOS 2022
ABD • WASHINGTON DC.

Dört odacıklı kalbim, hapsedildiği kafesten özgürlüğüne kavuşmayı kafasına koymuş olmalıydı ki davetsiz bir misafirin kapıyı ısrarla çalışı gibi göğsümü yumrukluyordu.

İçimden kopan kor parçası, midemi adeta ateşe verirken boynumdan başıma kadar yükselen sıcaklığı dikkate almamak imkânsızdı. Bütün uzuvlarım dakikalar içinde birbirine girmiş, dudaklarımın üzerine konan kelebeğin saniyeler içinde bende yarattığı enkaz, kafamı epey kurcalamıştı.

Midemdeki hareketliliğin kaynağı olan adamın varlığından, operasyon için aynı masaya oturmamızdan öncesine kadar haberdar olmadığıma emindim. Dolgun dudaklarından damağıma yayılan tat, daha öncesinde yediğim bir tatlıyı andırırken vücudumun gösterdiği reaksiyona herhangi bir kılıf bulmakta zorlanıyordum.

Asansördeki ilk karşılaşmamızda dış görünüşü fazlasıyla ilgimi çekmişti, aksini iddia etmek; kendimi kandırmaktan başka bir işe yaramazdı. Bütün kadınların, hatta erkeklerin bile dikkatini çekebilecek bir yüze sahipti, uzun boyu ve geniş omuzları ise güzelliğini taçlandırıyordu. Ancak bana karşı takındığı tavır, kafamdaki tüm artılarını anında eksiye çevirmekte gecikmemişti.

Mesleğim gereği kimseye kolay kolay güvenmemem gerektiğini olabilecek en iyi yoldan deneyimlemiş, bu da beni insanlara karşı temkinli davranmaya itmişti. Gözlerindeki yoğunluğu saklama girişiminde dahi bulunmadan, irislerini üzerimden ayırmayı inatla reddeden karşımdaki adama karşı bir şeyler hissetmediğime dair elimde bunun gibi birçok delil vardı.

Yine de bedenimi ele geçiren duygu selinin beni afallattığını saklayamazdım. Üzerinde düşünülmeden dudaklarımdan dökülen kelimeler ise saklamak istesem de bunu başaramayacağımı en acı şekilde yüzüme vurmuştu.

İçimden "Biz daha önce öpüşmüş müydük, nedir ya?" diye kendime kızarken ona karşı kurduğum bütün iddialı cümlelerin saniyeler içinde ellerimin arasından kayarak çöpe gidişine engel olamadım.

Sorduğum sorunun saçmalığını ondan beklenmeyecek bir şekilde göz ardı etmesi işime gelirken kafasını yana doğru eğerek ensesini ovuşturdu. Bunu yaparken göz temasını hiçbir şekilde kesmemiş, dudaklarının kıvrılmasından ensesindeki sızının artık onu o kadar da rahatsız etmediğini anlamıştım.

Tuhaf bir şekilde aynı durumdan muzdarip olmama rağmen vereceği cevaba duyduğum meraktan doğum lekemin üzerindeki ağrıyı unutmuştum.

Çok geçmeden "İçinde bulunduğumuz an daha öncesinde yaşanmış olsaydı unutmam mümkün olmazdı." diye mırıldandığında yüzümü okşayan nefesi karşısında sertçe yutkundum. Kareyi andıran gülümsemesi, çehresinde giderek büyüdüğünde ensesindeki elini sırtımı yasladığım duvara yerleştirerek aramızdaki mesafeyi açmak gibi bir düşünceye sahip olmadığını belirtti.

"Rüyalarında az önce olduğu gibi beni öptüysen buna vereceğim cevap değişir tabii." Yaptığı ekleme karşısında kaşlarım çatılırken duvara yasladığı elini ittirerek yanına düşmesini sağlamış, yumruğumu yüzüne geçirme isteğimi bastırmaya çalışırken sessizliğimi sonunda bozmuştum.

stains on the mirror ಇ liskook, taennieWhere stories live. Discover now