𝟭𝟭 ಇ stranger in the mirror

134 46 0
                                    






11. BÖLÜM
"AYNADAKİ YABANCI"

UYARI: bu bölümde taehyung ve jennie'yi sürpriz bir şekilde yakınlaştırdım. rahatsız olacaklar atlayarak okursa sevinirim. iyi okumalar! 🖤

5 seconds of summer - teeth.

kard - gunshot.

blackpink ( jennie & rosé) - too late.

9 AĞUSTOS 2022
ABD • WASHINGTON DC.

"Kendimize kim olduğumuzu hatırlatmak için hepimizin aynalara ihtiyacı var."
— Memento, 2001.

Aynadaki yansımam günlük hayatımdaki görüntümden hiçbir şekilde izler taşımazken büründüğüm onca kimlik arasından gerçekte kim olduğuma dair içimde yersiz şüpheler barındırmaya başlamıştım.

Günümün yarısını kuaförde harcadığım gerçeği bir kenara dursun, siyaha boyanan saçlarım ve içinde bulunduğum elbise, Jennie Ruby Jane olmaktan son derece uzaktı. Kendimden tek bir parça bile bulamıyordum.

Kulağıma inci küpelerimi takarken aynadaki yabancıyı tekrardan inceleme fırsatı buldum. Takılan kaynaklardan dolayı daha uzun görünen saçlarım omuzlarımın üzerinden iki yana ayrılmış ve örülmüştü. Uçlarına kurdele şeklindeki beyaz tokalardan takılmıştı. Boynumdaki tülden yapılmış beyaz kolye, küpelerimle son derece uyumlu görünüyordu.

Saçlarımın rengi ile olan uyumu, her türlü tartışmaya kapalı olan üzerimdeki siyah straplez elbise, kalçamın hemen altında bitiyordu. Günlük hayatında kumaş pantolon ve ceket ikilisinden vazgeçemeyen biri olarak duyduğum rahatsızlık, şimdiden had safhaya ulaşmıştı.

Elbisenin üst kısmına konulan üç tane taş, gece boyunca parlamam adına elinden geleni yapacaklarının habercisiydi. Sırtımın neredeyse yarısı açıktı. Parmaklarımdan dirseklerimin üstüne kadar uzanan eldivenlerin uç kısımları fırfırlıydı, elbisenin göğüs kısmındaki kumaşla birbirlerini tamamlıyorlardı.

Nefesimi tutarak karnımı hafifçe içime çekmiş, sırtıma doğru uzandıktan hemen sonra kapatamadığım fermuarı tekrardan kapatmayı denemiştim. Fazla kuvvet uygulayarak herhangi bir aksiliğe neden olmaktan çekiniyor, yeni bir elbise arayışına girme düşüncesi bile gözümde inanılmaz büyüyordu. Üstelik gece boyunca bu elbisenin içinde özgürce hareket edemeyeceğimin bilincinde olsam da yaşam fonksiyonlarımı devam ettiremeyeceğime dair birtakım endişelerim mevcuttu.

Fermuar ile boğuşan ellerimin üzerinde bir ağırlık hissettiğimde irkilmiş, yüzümü omzumun üzerinden arkamdaki kişiye çevirme çabalarım baltalanmıştı. İrislerim aynadaki yansımamla buluştuğunda Taehyung'ın üzerimden ayırmadığı gözleri sertçe yutkunmama neden oldu.

Gözlerini aynadaki yansımamdan ayırmayı inatla reddediyordu. İrislerimi kaçırarak kahvelerimizin arasındaki teması sonlandıran ilk kişi ben olmuş, onu kendimden uzaklaştırmaya çalışırken "Sizin orada kapı diye bir şey yok galiba?" diye söylenmeyi ihmal etmemiştim.

"Kapıyı çaldım ancak duymadın. Kulakların yeterince iyi duymuyorsa bunun sorumlusu da ben olamam, değil mi?" Ellerinden birini belime yerleştirmiş, bedenimi kendisine yaklaştırarak hareket etme kabiliyetimi eksilere indirmişti. Ani yakınlığına bir kılıf uyduramasam da göğüs kafesimi delmek istercesine hızlanan kalp atışlarım, kafamda kocaman soru işaretlerinin belirmesine davetiye çıkardığı ortadaydı.

stains on the mirror ಇ liskook, taennieWhere stories live. Discover now