4

1.1K 107 93
                                    

Hava yağmurluydu. Saat 14.30 civarıydı ve ders tarihti. Cam kenarında oturduğum için ders boyunca dışarıyı izlemiştim. Arada gözlerimi camdan, sürekli soru soran Zhongli'ye çeviriyordum. Tarih derslerinde sürekli konuyla alakalı bir şeyler söyleyen veya soran kişinin Zhongli olduğunu nasıl fark edememiştim ki..

Sorularıyla pek ilgilenmedim, kafamı sırama koydum ve en kısa sürede uyumayı diledim.

Tam uyuyacağım sırada zil çalmasaydı mutlu olabilirdim belki.

- Hani hastaydın lan? Bize de mi bulaştıracaksın yoksa?

- İyileştim ben bir kere.

- Sen iyileştiysen ben de Kaeya değilim. Uzak dur, mikroplu.

- Ayıp ediyorsun bak.

- Sen üzülmezsin ki salak.

- Doğru, üzülmem.

- Sen yine depresif triplerine mi girdin?

Başımı salladım.

- Ha şimdi anlaşıldı gelmeme nedenin. Ne diye geldin oğlum?

Bir yandan kantine doğru yürümeye başladık.

- Babama yakalandım.

- Ha, boku yemişsin. Ağzına sıçar bir sonraki gelişinde.

Kaeya çoğu durumumu biliyordu. Ailemi, kişiliğimi ve içimde kendime karşı verdiğim savaşları..

- Büyük ihtimal. Boşver şimdi bunları da siz Albedo ile nasıl oldunuz?

- Bilmiyorum. Bi' öyle, bi' böyle davranıyor, çözemiyorum.

- Hallolur, sıkma canını.

Başını sallamakla yetinip sustu.

- Geldin buraya da yanında para var mı?

- Almayı unuttum. Gideyim ben. Albedo ile gelişme olursa yazarsın.

Arkamı dönüp koridorda yürümeye başladım.

- Tartaglia?

Önceki ders aşina olduğum sese doğru bakmadım. Onunla muhattap olmak beni fazlasıyla germeye başlamıştı.

Omzumdan tutup beni kendine çevirene kadar ondan kaçacağıma inancım tamdı.

Bir anda ciddileşmişti.

- Sana seslendim. Biri sana sesleniyorsa ona cevap vermen gerekir. Ailen sana öğretmedi mi?

Yüzümün düşmesine izin vermemeye çalıştım.

- Ne istiyorsun?

- Okula gelmeni beklemiyordum. Çabuk iyileşmişsin?

- Hmhm, kesinlikle. İznin olursa sınıfıma gideceğim?

- Buyur.

Yanından geçip sınıfa doğru yürümeye başladım. Benimle sürekli konuşmaya çalışmasaydı zamanla onu affedebilirdim fakat rahatsız edici olmaya başlamıştı. Arkadaş olma şansımız vardıysa da artık çok küçük bir ihtimaldi.

Sınıfa geldikten sonraki ders beklediğimden daha hızlı geçti. Eşyalarımı çantama tıkıştırıp sınıftan çıktım.

- Tartaglia. Seni rahatsız ettiğimin farkındayım ama sadece bir kahve içmek ister misin?

Teklifte bulunan Zhongli'ye baktım. Kısmen heyecanlı görünüyordu ve ne olursa olsun hevesini kırasım pek gelmemişti.

- Pekala. Ama içtikten sonra beni rahat bırakacaksın.

- Güzel.

you can count on me /zhongchi/Where stories live. Discover now