22

724 67 36
                                    

- Burada ne sikim dönüyor?

Gözlerim yaşlı. Hayır, ağlamıyorum. Kendimi çok sıkıyorum ama ağlamıyorum. Karşımdaki manzaraya bakıyorum. Bir açıklaması olması için içten içe yalvarıyorum Tanrı'ya. Peki yoksa? Eğer yoksa ne yapacağım? Onu bırakacak mıyım? O beni bırakacak mı? Bu aptal karı burada dikilmeye devam mı edecek? Bilmiyorum. Hiçbir şeyi bilmiyorum. Yerin dibine girmek istiyorum.

- Ajax, sakin ol! Bana bak. Ajax, bana bakar mısın?

Bana sesleniyor. Kaeya ve birkaç kişi dışında sadece samimi olmadıklarımın kullandığı ismimle sesleniyor. Ciddi durumlarda kullandığı ismim. Durum ciddi miydi? Eğer ciddiyse, neden hala burada ve bu durumdaydık?

Gözlerim onun gözlerini buluyor. Hala ağlamıyorum. Gözüm acıyor. Ama sesim bile çıkmıyor. Kaskatı kesilmişim.

- Bebeğim?

- Zhongli? Bu ne?

Kaeya'nın bir süre önce bizimle tanıştırdığı arkadaşı, ikimizin arasından sıvışıp kaçarken ben sadece Zhongli'yle ilgileniyordum. Bu ikisini birlikte görmek, hem de el ele? Zhongli'ye olan güvensizliğim değildi bu. Belki de öyleydi? Kendime bile güvenmezken, ona koşulsuz şartsız güvenmemi kendimden bekleyemezdim.

- Açıklayacağım. Bir yere otursak önce?

- Hiçbir yere oturmuyoruz. Anlatmadığın müddetçe hiçbir yere oturmuyoruz.

- Biliyorsun bana yazıyordu ve ben ilgilenmiyordum. Dün bunu fark edip benle çok önemli bir şey konuşması gerektiğini söyledi ve burada buluşup buluşamayacağımızı sordu. Hayır diyemedim.

İçimi büyük bir öfke kaplıyordu. Hayır diyememiş miydi? Bahanesi bu muydu? Ona en başında söylememe ve bunu bilmesine rağmen.

- Anlıyorum. Bence siz buluşmanıza kaldığınız yerden devam etmelisiniz.

Arkamı dönüp uzaklaştım. O an orada bulunmak cehennem gibiydi.

Time skip--

- Siktir git Kaeya. Onunla barışacak değilim.

- Ha bu kadar basit yani ilişki senin gözünde?

- Değil. Ama belli ki onun gözünde öyle. O kızı sevmediğimi herkes biliyor. Böyle bir şey olacağını da biliyordum ama ona güvenmiştim!

- Biliyorum, anlıyorum. Ama herkes bir şansı daha hak eder.

- Bu zaten onun ikinci şansıydı.

- Yapma Ajax. O zamanlar onu tanımıyordun bile.

- Bilmiyorum. Babam da yakında gelir, gitsen iyi olur.

Anlayışla karşılayıp, montunu da giyip evden ayrıldı. Başım çalıyordu. 2 gecedir uyumamıştım. Olayın üstünden 3 gün geçmişti ve ben düşünmeyi durduramıyordum. O zamandan beri görüşmemiştik onunla da. Okula gitmemiştim.

Kısa zaman içinde kapı çaldı. Babamın anahtarı olurdu. Zhongli'yse bile, ona da anahtarı vermiştim. Kimdi gelen?

Oflayarak kapıyı açtığımda, karşıma babam ve Zhongli'yi bir arada görmeyi beklemiyordum.

***

Kitap çok olaysızlaşmaya başlamıştı, dedim biraz sorun çıksın. Nasıl yapmışım ama 🤗

Bölüm çok garip oldu ama silip yeni bölüm yazacak vaktim de yok.

Umarım hoşunuza gider, görüşmek üzere!

you can count on me /zhongchi/Where stories live. Discover now