16

923 98 124
                                    

ajax:
yani simdi
biz sey miyiz

sevgilim galiba:
evet, childe
bugun 10. kere soruyorsun
ve cevabım hala evet

ajax:
eminsin bak

sevgilim galiba:
bugun yaptiklarimizi sevgili olmayanların yaptigini pek zannetmiyorum
eminim herhalde

ajax:
goren de sevistik sanacak
senin aklin fesat
cok ayip
acilen imana geri don putperest pezevenk

sevgilim galiba:
gerginsin
gerginken saçmalıyorsun

ajax:
yok canim ne alaka
bak mesela su an
gidip odevimi yapacagim
sakin sakin

sevgilim galiba:
saat 4
04.00
ne ödevi tam olarak?

ajax:
proje odevi
igrenc bir slayt hazirlamam gerek

sevgilim galiba:
bu saati mi seçtin yapmak için cidden
ayrıca uykun açılsın diye kahve falan da içemezsin
yasak.

ajax:
niye
kahve icmeden
nasil yapabilirim odevi

sevgilim galiba:
bugun sadece yanımdayken 4 bardak içtin
evde de en az 2 bardak ictigine eminim
seninki de nasil bir uykuysa artık açılmak bilmiyor

ajax:
kiriliyorum
😭

sevgilim galiba:
projeni birlikte yaparız
yat uyu

ajax:
sen?

sevgilim galiba:
henüz uykum yok
bazıları senin aksine 7 bardak kahve olmadan da ayılabiliyor ☺️

ajax:
söz arası laf sokmasan olmaz sanki

sevgilim galiba:
olmaz
şimdi gidip uyuyorsun
seni aktif gormeyecegim
anlastik mi

ajax:
aa
suna bak
hemen korumaci sevgili havalarina girdi
emredersiniz hunkarim aktif olmam

sevgilim galiba:
güzel
😊

ajax:
ama bak
eger asiri israrciysan
yapabilirim de ödevi.

sevgilim galiba:
hayır, Ajax.

ajax:
ne
odevi mi yapmaliyim
anladim
ok bb.

sevgilim galiba:
oyle olsun

***

Zaferimin getirdiği gururla beraber kahvemi bardağıma koyarken düşündüğüm tek şey bu projeyi nasıl yarına yetiştirebileceğimdi. Zhongli'yle inatlaşmam bir yerde işime pek gelmiyordu. Ödevim tarih dersindendi ve o olmadan nasıl kusursuz ve hatasız yapabileceğimden emin değildim.

Merdivenlere yöneldiğimde zil çaldı. Bu saatte gelecek henüz tek bir manyak tanıyordum.

Bıkmış bakışlarımı da esirgemeden kapıyı açıp karşımda duran Zhongli'ye baktım. O ise elimdeki kupayla bakışmakla meşguldü.

- Kahve?

- Yok, soda.

Pek yerinde bir dalga olmamış olsa gerek ters ters bakmaktan çekinmedi.

- Şimdi o kahveyi döküp uyuyorsun ve ben senin projeni yapıyorum. Anlaştık?

- O iğrenç slaytı sadece sen hazırlamayacaksın. İçeri girip odamdaki sandalyeye geç. Ben de peşinden geliyorum.

Aramızda bir zıtlık olduğunda ne kadar inatçı olduğumu biliyordu. Belli ki bu saatte bununla uğraşacak hali yoktu. İtiraz etmek yerine yukarı kata çıkan merdivenlere yöneldi.

Saçlarıma ve üstüme biraz çeki düzen verip ben de onun peşinden yukarı çıktım. Dediğim gibi sandalyeye oturmuş bekliyordu. İkinci bir sandalye var mı diye etrafıma bakınırken bir çift elin belime dolanmasıyla bütün odağım dağıldı. Çok geçmedi, beni kendisine doğru çekmesiyle birlikte kucağına düştüm.

- Ne?

- Hm, en son baktığımda bu kadar hafif değildin. Kilo mu verdin sen?

Yüzünü boynuma gömerken konuştu.

- Ağırlığımı tam vermiyorum ezilme diye.

- Gecenin 4'ünde bile şakacısın. Bana yalan söyleme.

- Bu aralar fazla meşgulüm, öğün atlıyorum çoğu zaman fark etmeden. Ondandır.

Pek hoşnut değildim bunu söylerken. Onun da memnun olmadığı açıktı.

- Kendine daha çok dikkat etmelisin.

- Bla bla bla..Ne konuştun ya. Proje yapacağız daha. Bırak beni de sandalye bulayım.

- Kucağım rahat değil mi?

- Zhongli.

- Ajax.

Biraz zor da olsa kendimi kollarından kurtarıp odadaki bir sandalyeyi onunkinin yanına çektim ve projeye başladık.

Önce hangi konular üzerine olacağının listesini çıkartıp konuların özetini tek tek yazdık. Buna ihtiyacı olan daha çok bendim ama o bunu sorun etmedi. Sonrasında nasıl bir şey olacağını tartışıp not aldık. Konuları farklı açılardan yorumlayarak slaytın temel kısmını bitirdik. Son olarak da tüm bunları slayt olarak hazırladık. Elbette tüm bunlar bu kadar çabuk ve kolay gelişmedi ama sonuç olarak iyi bir iş çıkarmıştık.

İyi durumdaydık. Saatin 08.30 olduğunu ve Zhongli'nin omzumda uyuyakaldığını saymazsak. Gerçi ben bilerek uyuduğunu düşünüyordum, orası ayrı..

- Uykucu, kalk. Daha evine dönmen gerek.

Başını dürterek onu uyandırmaya çalıştım ama faydası yoktu. İnatla uyanmayı reddediyordu.

Bir süre daha çabaladıktan sonra pes ettim. Bir şekilde onu yatağa yatırıp yanına uzandım. Bütün gece uyumamıştım ve içtiğim kahveler de pek işe yaramıyordu artık.

Onu uyandırmamaya çalışarak kafamı göğsüne koydum ve onunla birlikte uyumanın tadını çıkardım.

***

yaani bölümün aşırı içime sindiğini söyleyemem ama şu anlık daha iyisini de yazabileceğimden şüpheli olduğum için atıyorum

umarım bölümü beğenmişsinizdir<3

you can count on me /zhongchi/Where stories live. Discover now