20

1K 79 132
                                    

- Şaka yapıyor olmalısın.

Önümde duran sevgilim için biraz kenara çekildim ve eve girmesine izin verdim. Tamam, yazdıklarımda biraz da gerçeklik payı vardı ama genel olarak dalga geçiyordum. Tüm bunların ötesinde, gerçekten geleceğini hiç düşünmemiştim.

- Şaka yapıyor gibi göründüğümü sanmıyorum. Pekâlâ, nerede o içki?

- İçtiğim falan yok, gerçekten.

- Çok gerçekçi gelmedi. Bu konudan konuşmazsın sen genelde. Gerçekten içmesen gecenin 1'inde taşak geçer gibi de yazmazsın diye umuyorum?

Mahcup bir gülümsemeyle cevap vermeyi seçtim. Sıcaklıyordum, koca salondaki oksijen yetersiz geliyordu. Gerilmeye başlamıştım.

- Yazmazsın değil mi?

- Yazabilirim de.

Gözlerim yerdeydi. Konuşmanın gidişatını düşünmek bile istemiyordum.

- Hm? Ciddi miydin?

- Sanırım, bilmiyorum.

Aramızdaki mesafeyi biraz da kapattı. Elini yanağımda hissettiğimde gözlerinin içine bakmamı istediğini biliyordum. Ona karşı gelmedim.

- Yapabiliriz. Bu sana bağlı. Senin istemen veya istememen. İstersen biraz film izleyelim, kafan dağılsın. Film bittiğinde hala aynı fikirdeysen düşünürüz. Tamam mı?

Başımı salladım. Ona sahip olduğum için gerçekten şanslı hissediyordum. Sevgilim bir başkası olsa ve bunu ona söylesem, asla böyle bir tepkiyle karşılaşmazdım, buna adım kadar emindim. Şanslıydım ve farkındaydım.

- Tamam, Childe hazretleri ne izlemek istiyor?

- Sen seç bu sefer.

- Nasıl istersen.

Televizyonu açıp film aramaya başladı. Düşünürkenki yüz ifadesi, hafif çattığı kaşları, kısık gözleri, aralanmış dudakları. Bir insan film seçerken bile bu kadar mükemmel olabilir miydi gerçekten? Bir insan, bir başkasını bu şekilde gördüğünde etkilenecek kadar aşık olabilir miydi? Ben öyleydim sanırım.

Nihayet film seçtiğinde geniş koltukta yan yana oturup filmi izlemeye başladık. Romantik temalı bir filmdi. Bilerek mi seçmişti bilmiyordum, üstüne çok düşünmek istemiyordum. Filmin +18 olduğunu anlamam için biraz zaman geçmesi gerekti. Filmin ortalarındaki sahneyle başımı başka yere çevirme ihtiyacı hissetmiştim. Rahatsız hissettiğiminden veya izleyememe gibi bir durumdan dolayı değildi. Normalde olsa tepki vermezdim. Ama tam bu konunun üstüne gelmesiydi sorun. Zhongli ise tepkimi fark etmesine rağmen sırıtmakla yetindi.

Film, düşündüğümden daha iyiydi. Romantik film genelde sevmesem de gercekten hoşuma gitmişti. 19. yüzyılda geçiyordu. Ana karakter kız, ailesi tarafından baskı altındaydı. Hayatı boyunca kısıtlanmıştı. Zengin ve tanınan bir ailedenlerdi üstelik. Bir akşam yemeğine gelen misafirlerin oğluyla tanışınca kız, olaylar gelişmeye başlıyordu. Konusu klişe olsa da filmin işlenişi çok iyiydi, konunun klasikliği insana batmıyordu.

Hemen hemen 2 saatin ardından film bittiğinde içim içimi yiyordu. Bir karar vermiş olmam gerekiyordu -ki kararımı çoktan vermiştim-. Bunu karşı tarafa söylemek ayrı bir dertti. Onun beni zorlamayacagini biliyordum. Yine de gerilmemek elde değildi.

Saçlarımda gezinen eli hissettiğimde yüzümü ona çevirdim.

- Düşündün mü?

- Düşündüm. Eğer olacaksa seninle olmalı. Başkasıyla değil. 18'ime basalı çok olmadı, eğer yaparsak bu benim ilkim olacak ve yalan yok, gerginim. Ama bunu yapmak istediğim kişi senden başkası değil. Seninle olmak istiyorum. Hem de çok.

you can count on me /zhongchi/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin