17

70.1K 1.5K 318
                                    

Kahvaltımızı da yapıp hemen yola koyulmuştuk. Fotoğrafı paylaştığım gibi Kartalı uyandırmıştım. 10-11 gibi iş yerinde olmam gerekiyordu. Ve saat tam 10'du!

Çok az bir yolumuz vardı Allahtan. Kartalın çalan telefonuna kaydı bakışlarım. Sıla arıyordu asistanı.

Arabaya bağlı olmadığı için hoparlörü açtı.

"Kartal Bey Merhaba!"

"Merhaba Sıla."

"Hemen konuya giriyorum. Sızdırılan fotoğraf ve ana afiş yayınlandı bugün."

Kartalın direksiyonu tutan elleri sımsıkı olmuştu anında. Nefes alış verişi hızlanmıştı.

"Bilet al Sıla gidiyoruz."

"Aldım Kartal Bey. Dört saat sonra en erken oydu sizede mail attım."

"Tamam sen hazırlan konuşuruz."

"Tamamdır iyi günler."

Kartal küfür savururken direksiyona vurdu.

"Sakin olur musun? Halledersin, üstesinden gelemeyeceğin bir şey değil." 

Kafasını geriye yasladı. Hızını da düşürdü. Hemen ona doğru dönerek yüzünü okşadım.

"Nasıl böyle bir şey yapabilirler. Her zaman maaşlarını zamanında yatırdım. Herkese piyasanın üzerinde maaş veriyorum. Asla tatil günlerinde iş olsa bile çalıştırmıyorum. İzin alabiliyorlar. Her türlü desteği vermeye çalışıyorum. Neden ya neden."

Hayal kırıklığıyla konuştu. Gerçektende öyleydi. Kartal'dan daha iyi bir patronum olmamıştı. Her şey zamanında olurdu. Her sorun hemen çözülmeye odaklıydı.

"Bebeğim insanoğlu işte..." dedim sakince.

"Öyle tabii sevgilim."

Yolculuğumuz sessizce devam ediyordu. Minik bebeğim Kartalım çokça üzgündü.

Minik dediğin adam 1.96..

İç sesime gülümsemiştim. Kendi kendime konuşuyordum resmen. Kartal benim için minik bebeğimdi.

"Ne kadar kalırsın?"

"Bilmiyorum bebeğim. Sende gel diyeceğim ama..."

Her an ağlayabilirdim! Uzak kalmak istemiyorum!

"Yani beni izleyemeyeceksin.." koyun can derdinde..

"Gelmeye çalışacağım." Kafamı salladım sadece. Nedensizce üzülmüştüm. Sanki bu zamana kadar hep izliyorduda, en iyisini göremeyecekmiş gibi rollere girmiştim.

Arabayı girişe park ettiğinde indim hemen. Oda geldiğinde sıkıca sardı bedenimi.

Aşkından yanam yanam

"Dikkat et tamam mı?" dedim titrek sesimle.

Gülümsedi, saçlarımı okşayıp tekrar sarıldı.

"Asıl sen dikkat et. Ve lütfen beni her şeyden haberdar et. Yemek yemeyi de ihmal etme."

Alt dudağım titremeye başlamış, göz yaşım çoktan gözümden firar etmişti. Hafifçe gülümseyip sildi yanağımı.

"Sevgilim ağlama lütfen. İşim biter bitmez geleceğim. Sürekli de mesajlaşırız en sevdiğin şey!"

Bana ağlama diyordu ama kendi sesinin titrediğinin farkında bile değildi.

"Seni çok seviyorum. Sana bir kızın bile bakmasına izin verme tamam mı? Sılayı tembihleyeceğim!" Kısık bir kahkaha attı.

MODEL | +18 ( Yarı Mesajlaşma)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin