-5.Bölüm-

173 16 4
                                    

"Hala hazır değil misiniz?"
Bıkkın bıkkın ofladım. Ben hazırlanalı 15 dakika olmuştu ama kızlar hala giyiniyorlardı. Çarpraz askılı siyah çokta mini olmayan etekleri balonlu bir elbise giymiş saçlarımıda düzleştirip işimi bitirmiştim. Deri ceketimi alıp salondaki koltuğa kurulmuştum.

"Benim bitti"
Selen yanıma gelirken ona şöyle bir baktım. Çok güzel olmuştu. Kırmızı kadife elbisesinden kalite akıyordu.
"Bu nasıl bir güzellik" dedi.
"Bende aynısını sana söyleyecektim" dedim. Koyu kumral saçlarını sağ omzun topladı.
"Biliyorum çok ateşliyim" kahkahamı koyuverirken kızlarda işlerini bitirmiş salona doluşmuşlardı.

Hazalın bebe mavisi elbisesi sarı saçlarıyla pekişmişti. O kadar tatlı görünüyordu ki bana küçük bir çocuğu anımsatıyordu. Hande de siyah bir elbise giymis sarı saçlarını at kuyruğu yapmıştı. Nazlı saks mavisi elbiseinin üzerinde maşa yaptığı saçlarını omuzlarına dökmüştü.

"Söyleseydiniz bende güzel giyinmeye çalışırdım şu halime bakın" diye sızlanırken ceketimi almış kapıyı kızların geçmeleri için açmıştım.

Hazal ve hande koluma girerken nazlı arkamızdan konuştu.
"Kızım senin kendine has bir tarzın var ne giysen sana yakışıyor"
"Tabii" dedim bunun teselli cümlesinden başka birşey olmadığının farkındalığıyla.

...

Renkli ışıklar gözümü alırken ilk defa böyle bir yere gelmenin heyecanı dört bir yanımı sarmıştı.

"Şuraya bak!"

"Burası muhteşem!"

Kızlar yüksek sesli müziğe uyum sağlayarak bağrışıyorlardı. Hazal ve ben şok vaziyette birbirimize bakakalmıştık.

Selen omzuna vurup beni piste çekiştirmeye başlamıştı. Hazalda arkamızdan kahkahalarla piste geldi. Çalan hareketli müziğe uyum sağlayarak dans etmeye başlamıştık. Dans etmeyi bilmiyordum ama kliplerde filmlerde gördüklerim bana yetiyordu.

Rihanna-umbrella remixi çalmaya başlayınca hande gözlerini kocaman yapıp "Bu benim şarkım!" diye bağırdı. Hazal pek dans edemiyordu, ellerini tuttum ve onu kendime uydurup müziğe uymasını sağladım.

Mutluluk ilk defa bu kadar yoğun ve bu kadar özgürdü. Müzik ilk defa bu kadar yüksek, ilk defa bu kadar benimleydi. Müzik benim herşeyimdi. Kendimi tutmadım ve bağırmaya başladım.

"on the my umbrella-ella-ella-e-e-e-e"

Nefes nefese bar taburelerinde oturduğumuzda selin bize Utku ve arkadaşlarını çağırdığını çoktan söylemişti. Kimse sorun çıkarmadı. Ne de olsa artık birbirimizden başka kimsemiz yoktu, kimse kimsenin kalbinide kırmak istezdi.

"Ne ara bu kadar samimi oldunuz" diye sordu nazlı haklı olarak.
Selin pileti ağzına götürüp içtiği şeyden bir yudum aldı.

"Bilmem, galiba çok etkilendim, beni bilirsiniz normalde asla yüz vermem" dedi.

Ona "hadi ama" der gibi baktım çünkü o bir çapkındı ve çok kişiye yüz vermişti. Onu suçlayamazdım, hayatını yaşıyordu.

Selin birden hareketlendi ve üstünü başını düzeltmeye başladı. Utkunun geldiğini onu görmeden anlamıştım.

"Naber kızlar." Tanıdık sesle beraber kafamı utkuya çevirdim ve sadece gülümsedim.

Kiminle geldi diye arkama baktığımda dün gördüğüm siyahlı olan çocuk yanında yabancı bir kumral çocukla bize doğru yaklaşıyordu. Önüme dönüp diyet kolamdan bir yudum aldım.

Burnuma dolan yoğun erkeksi koku geldiklerinin habercisiydi. Kafamı kaldırıp nezaketen gülümsediğimde siyahlı olanla gözlerimiz buluştu ama gülümsememe karşılık vermedi. Bozuntuya vermeden kumral olana baktım neyseki o bana gülümsedi.

-EN UÇAMAYAN-Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora