9.Bölüm

98 9 3
                                    

Vicdan insanların kullanmaları gereken bir dürtü değil miydi?

İnsanlar kısa sürede bu kadar vicdansız olabilirler miydi?

Kim arkadaşını sahipsizmiş gibi bir hastanenin morguna, tanımadığı insanlara emanet edebilirdi?

Hande ve Nazlı bunu yapabilecek kadar insanlıklarını yitirmiş miydi?

Hande ve Nazlı'nın yazdığı not hala elimdeydi. Dakikalardır evin içindeki bu basamağa çökmüş yaşlı gözlerimle kağıda bakıyordum.

"Kalk artık."

Buğra kolumdan tutup beni kaldırırken bende elimi onun koluna yapıştırdım ve yalvarvamaya hazırlandım.

"Hazal'ı o hastane köşesinden alıp ailesine teslim etmeliyim, ne olur.." diye kıvrandım karşısında.

Elimdeki kolunu kurtardı.

"Hazır aile demişken, notta yazan 'Ailen seni hala arıyor Melek' cümlesini açıklamak ister misin?" dedi.

Bu bir soru değildi, açıklamamak gibi bir seçeneğim yoktu biliyordum, ama ona "evden kaçan ergen kız" imajını vermek istemiyordum.

Bunu bir fırsata dönüştürmek aklıma geldi.

"Eğer Hazal konusunda yardım edersen sana açıklarım." dedim.

Kafasını öne eğip güldü...

"Sana söylediklerimi anlamamışsın. Ben sana yardım etmem, izin veririm. Seninle karşılıklı iş birliği yapmam, izin veririm. Sen benim arkadaşım değil, tutsağımsın. Sen izin istersin, kararı ben veririm, Melek."

Gözlerimi sımsıkı kapatıp dişlerimi sıktım. Herşey yoluna girene kadar bu piçe katlanmalıydım. 'Geçecek Melek sabret.' diyen iç sesimi duydum.

İşaret parmağını şakağıma vururken "Bunu o güzel kafana sok, Melek" dedi.

Ayrıcada olur olmaz ismimi söylemesi bile beni tedirgin ediyordu. Çünkü cümleleri normal seyrinde giderken sıra ismime geldiğinde sesi fısıltıyı andırıyordu.

Herkesten farklı söylüyordu. Kesinlikle sempatik değil, biraz ürkütücü ve kinayeli..

Kafamı aşağı yukarı salladım..

Bunu Selen'den isteyecektim. Utku onu kıramaz, Hazal'ı ailesine teslim etmek için Selen'e yardım ederdi.

"Şimdi git ve topla şu lanet eşyalarını."

Sabır dilenerek odamıza doğru yürümeye başladım. Gözlerini sırtımda hissediyordum. Odaya girdiğimde beynime doluşan anıları görmezden geldim ve Selen ve benim bavulumu dolabın üzerinden indirip içlerini eşyalarımızla doldurdum.

İkisini nasıl taşıyacağımı düşünürken Buğra kapıda belirdi.

"Ne sikim bekliyorsun? Neden 2 tane bavul var?"

Sürekli küfüretmesi sinirlerimi bozuyordu. Ona aldırmıyor gibi gözükerek iki bavuluda ellerime alıp odanın çıkışına doğru karınca adımlarıyla gidebildim.

"Selen'in de kıyafete ihtiyacı olacaktır." dedim.

Kapının yanına geldiğimde buğra çekilmedi ve üzerime eğilip iki bavuluda elimden alırken kokusu burun deliklerime doldu.

Bu o kadar boktan bir şeydi ki, bir piçin kokusundan etkileniyordum.

"Senin cılız adımlarını bekleyecek vaktimiz yok" dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı. Onu takip ederken birden aklıma dolan düşünceyle avcumun içini alnıma vurdum ve geri odaya döndüm.

-EN UÇAMAYAN-Место, где живут истории. Откройте их для себя