17. Yabancı Hissetmek

3.2K 209 47
                                    

Size çok minnettarım oylarınız için çok teşekkür ederim. Kütüphanelerinize ekliyorsunuz ve beni çok mutlu ediyorsunuz.

Yeni bir işe girdim ama çok yorucu geçiyor. Vakit buldukça buralarda olacağım.

İsteklerinizi yazmayı unutmayın.

*ASAF*

Çocukluğumdan bu yana, üzerimde hep bir sorumluluk olduğunu hissederdim. Aklımın erdiği vakitten bu yana bu hep böyle devam etmişti. Başlarda kendimden küçük iki kardeşim vardı.

Caner'i tam olarak hatırlamasam da Emre dünyaya geldiğinde kendimi tam anlamıyla abi olarak hissetmiştim. Abi olmak, sorumlupul sahibi olmak demekti. Onlarla vakit geçirmek benim için en güzel anlardan biriydi.

Öğrendiğim ve bildiğim her şeyi, onlara bir öğretmen edası ile anlatırdım. En büyük destekçim annem olmuştu. Her birimizin kalbine şefkat tohumlarını ekmişti. Üç kardeş aramızdan asla su sızmazdı.

Annem bizimle ilgilenmek için işinden ayrılmıştı. Ben okuldayken evde olan kardeşlerimle ilgilenir, aynı ilgiyi yorgunluğuna rağmen bana da gösterirdi.

Sevgisi o kadar çok ve büyüktü ki, hepimize yeterdi. Aramızda hiçbir zaman kıskançlık denen nasıl bir his olduğunu bilmediğim ama insanlarda gözlemlediğim o duygu olmamıştı.

Annem bir gün gelip, kardeşlerimizin olacağını söylediğinde aynı heyecanla bu habere sevinmiştim. Artık iki çocuğun değil tam olarak beş çocuğun abisi olacaktım. Bu benim için o kadar büyük bir şeydi ki..

Annem ve babam gibi olmalıydım.

Kardeşlerimin arasında ayrım yapmadan hepsi ile iyi vakit geçirmeliydim. Öyle de oldu. Kardeşlerim dünyaya gelene kadar anneme hep yardımcı oldum.

Ödevlerimi biter bitmez evin bahçesine çıkar, Caner ve Emre ile oyun oynar onların yorulmasını ve erken uyumasını sağlardım. Annem ve babam bu şekilde biraz olsun dinlenirdi.

Çünkü babam eve gelir gelmez bize yemekler hazırlar, evde yapılacak işleri yapardı. Bir erkek çocuğu önce iyi bir evlat olmalıydı. Ben de böyle olmak istiyordum.

Sonra, iyi bir baba olmalıydı bana göre, babam gibi bir baba.. Annem her şeyden önce iyi bir insan olmamız gerektiğini söylerdi sürekli. Ailem, mutluydu. Her birimiz mutluyduk. Ama gün gelip çattığında yüzünde güller açan annem, artık gülmiyordu.

Evet, bizle ilgileniyor ve tebessüm etmeye çalışıyordu ama her gece ya da ne zaman yalnız kalsa ağlıyordu.

İki bebekle gelmişlerdi eve.. o zaman kimse demese de ölümle ilk kez karşı karşıya gelmiştim. Dokuz yaşındaydım. Ufak değildim. Ölümün ne demek olduğunu biliyordum.

Ancak insanda bıraktığı tahribattan haberim yoktu. Annem ne kadar direnmeye çalışsa da çok kötü oluyordu. Hayatları devam ediyordu ama bu onlar için çok zordu. Bize bakmak zorundaydılar.

Acılarını yaşamak için vakitleri yoktu. Ben.. hayatımda ilk kez birini kaybetmiştim. Ceren ve Eren'e baktıkça bir yanım mutlu olsa da diğer bebeği hep o ikisi ile beraber hayal etmiştim.

İki kız kardeşin abisi olmak hayalimdi, ama ben kız kardeşimi kaybetmiştim. Annemin yanında üzgün görünerek onu daha beter etmek istemediğim için okul dönüşü yürüyerek gelir, göz yaşlarımın akmasına izin verirdim.

NEŞE (Aile) Kde žijí příběhy. Začni objevovat