On Üç - Ümitsiz Aşkın Baharı

183 13 4
                                    


Ali Ekber, Böyle Kal.

Herkese merhabalar!

Uzun bir aradan sonra biz geldik :') İnşallah unutmadınız bizi :') Biz çok özledik ❤️ Yorumlarınızı ve oylarınızı görmeyi çok isteriz. İyi okumalar 🌸🌸🌸

 İyi okumalar 🌸🌸🌸

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

-13-

Ümitsiz Aşkın Baharı.

Kolların kollarıma dolandığında teninden bulaşan şifa tozlarına muhtacım.

Ben, şifası sen olan bir derde esir olmaya razıyken asla düşmez başıma kondurduğun tacım.

Sevdiğim adam dizlerinin üstünde bana bakarken nefesim kesiliyordu. Keskin bir soğukta fırtınaya kapılmış gibiydim. Dudaklarımdan ve burnumdan sızan sevinç, nefes almama engel oluyordu sanki.

Saniyeler sonra, her şeyin olmasını isteğim şekilde işlediğini görebildiğimde, bedenim gevşedi.

"Evet," dedim ağlamaklı sesimle. "Seninle evlenirim Âsaf."

Mutluluk gözyaşları yanaklarımdan süzülüyordu. Zihnimden bir ses, "Bu da soru mu?" diyordu.

Yanımda aniden patlayan konfeti sayesinde ellerim dudaklarıma kapanmıştı.

Başka biriyle evlenmeyi hiç istememiştim ki ben. Hatta hayatımda hiçbir şeyi Âsaf kadar istememiştim. Onun eşi olabilmek...

Tek hedefi evlenmek olan kadınlara benzetilmekten korkardım lakin içimdeki bu arzu da saklanacak gibi değildi. Âsaf'ın ruhuyla tıka basa dolu bir hayata, bedenini de dahil etmiş oluyordum. İmkan olan her fırsatta onu görmek öyle güzel geliyordu ki... Güzelliğinden emindim.

Elindeki kutudan yüzüğü çıkarırken oldukça dikkatliydi. Sağ elimi ellerinin arasına almadan önce, kutuyu dizlerinin üzerine bıraktı. Yüzük parmağıma tam olan halka, son noktaya geldiğinde artık tenimi sarıyordu.

Ayağa kalktığında kollarımı boynuna doladım. O da bu hareketini bekliyor gibi belime sarılmıştı. "Seni çok seviyorum." Diye mırıldandım kulağına doğru. Çok kelimesini olabildiğince uzun telaffuz etmiştim.

"Ben de seni çok seviyorum güzelim." Aksime çok netti kelimeleri. Sesi ise boğuktu.

Onu başka türlü sevmeyi hiç bilememiştim. Hep çoktu lügatımda, Âsaf'ın karşılığında her şeyin en fazlası yazardı.

Saniyeler boyu sarılı kaldık. Âsaf bedenlerimizi koparmadan konuştu yeniden. Parmak uçlarımdan indiğim için kısık sesle konuşması anlamsız olacaktı. Saçlarımı iyice arkaya attı. "İstersen yemeğe geçelim artık?" Sesine yansıyan gülüşü öpücüklere boğmak istiyordum.

GÖĞÜN KAYIP ŞEHRİWhere stories live. Discover now