2.bölüm [ kayboluş ]

202 27 58
                                    



2. Bölüm [ kayboluş ]

🕯

Halit karşısındaki kadına bakakalmıştı, ne diyeceğini bilemez şekilde ona bakıyordu. "Filiz." dedi kızarcasına bir sesle. "Hmm." diye cevap vermişti küçük kız. Eli ondan habersizce boynuna gitti, hızla kaşıdı. Konuyu değiştirme çabasıyla dudaklarını aralayınca Züleyha bu görevi almıştı ondan.

"Mesleğinizi sorsam çok mu ayıp etmiş olurum?" dedi içindeki merakla.

"Türkçe öğretmeniyim, tayinim buraya çıktı." Dediğinde gözleri açılmıştı şaşkınlıkla.

"Yani nasıl siz ortaokullara gelen yeni öğretmensiniz, öyle mi?" Diye sordu Züleyha. Biliyordu öğretmen geleceğini lakin bu kadar çabuk gelmesini beklemiyordu. Bu durum şaşırtmıştı onu.

"Evet. Peki ya siz?"  İçinde büyük bir merak vardı karşısındaki kadına karşı. Nedenini o da bilmiyordu ama ediyordu işte. Her insan gibi tanışma faslı diye düşünmüştü ama kadının karşısında neden konuşamıyordu o da bilmiyordu.

"Staj yapıyorum."

Halit tam ağzını açıp konuşacakken Filiz araya girdi. Halit sinirle dönüp ona bakarken o bunu umursamayıp devam etmişti.

"Öğretmenim size anlattığım abim işte. Karşınızda duruyor. Neden bu kadar şaşırdınız ki?" Dedi Filiz araya karışarak.

"Beni öğretmenine mi anlattın abicim?" Halit ise sen ne yaptın dercesine bakıyordu.

"Evet. Mesela upuzun boyundan bahsediyorum, hatta bazen yanlışlıkla kapılara çarptığını da anlatıyorum. En çok da sakarlıklarını anlatıyorum abi. Ama öğretmenim bir türlü beni dinlemiyor ayıp diyor ailenin özelini kimseyle paylaşmamalısın diyor ama ne yapayım, çok keyifli oluyor. " dedi Filiz tek nefeste cümlesini bitirirken.

Abisinin kızacağını anladığı zaman hızla gülümsedi.

Züleyha küçük öğrencisinin dedikleri ile utanmış, yanakları alev alev olmuştu. Hızlıca başını eğip ince uzun parmakları ile oynamaya başladı, hem kim utanmazdı ki böyle bir duruma. Resmen abisine onu anlatmıştı.

Sadece anlatmak ile kalsa iyiydi. Abisine neden söylüyordu?

Züleyha başını kaldırıp karşısındaki adamın bir türlü rengini çıkaramadığı gözlerine baktı. 

Karşısındaki adam  ise çok farklı bir durumdaydı. Kahverengi gözlerinin kenarlarına sürülen siyah boyalara dalmıştı. Acaba her gün sürüyor muydu onları.

'Sana ne oluyor Halitcim. Sende mi süreceksin yoksa' 

"Ne alakası var ya?" Züleyha'nın gözleri kocaman açılmış garip garip bakıyordu. "Halit bey. İyi misiniz? Tarla havası size yaramadı galiba." dedi yazmasını düzelterek.

  Parmağında ki yüzüğün o ağırlığını hissetti, hızla geri çekti gözlerini. Kadının dediklerini duymadı bile.

Yüreğinde biriken enkazlar nefes almasını zorlaştırıyordu. Canını yakıyordu geçmişi.

"Siz lütfen kardeşimin kusuruna bakmayın Züleyha Hanım, ne diyeceğini bilmiyor." Kısaca kardeşine gülümsediğinde kardeşi anlamıştı evde kızacağını.

Sürmeli (Yeniden Yazılıyor)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant