15. bölüm [ karmaşık duygular ]

18 2 0
                                    




15. Bölüm  [  karmaşık duygular ]


Sonunda dutların toplaması bitmişti ve gerçekten çok yorulmuştuk. Neredeyse üç saati bulmuştu. 

Şimdi ise birazını kurutmak için terasa çıkmıştım.

Halit gideli on dakika olmuştu, o da benim kadar yorulmuştu. 

Ne kadar gitmek istemeyip benimle kalmasını istese de zorla  ikna edip evine yollamıştım. 

Yere temiz sofra bezini serdim. Ne kadar yorulsam da bunları bugün bitirmeliydim. 

Yere çöküp dutları yavaşça sofra bezinin üzerine sermeye başladım. Bazı ezilen dutları başka bir kovaya koyuyordum.  

Onlarla dut kurusu yapacaktım. 

Neredeyse yarım saatte bitmişti dutları sermem. Yavaşça ayağa kalkarken uyuşan belime götürdüm elimi. Belimi ovaladıktan sonra ağrım azda olsa gitmişti. Ayağa kalkıp biten kovaları aldım. Belimi kütlettiğimde derin bir nefes aldım. Bu sesi duymayı seviyordum. 

Hızlıca kilerdeki kazanı alıp bahçeye çıktım. Kelif'e giderek odunlar aldım. Hızlıca ateşi yakıp kazanı ateşin üzerine koydum. İlk önce dutları kazanın içine attım. Daha sonra dutların üzerini geçecek kadar su koydum. 

Dutun pişmesini beklerken yarım kalan nakış  işlemeye başladım. Her dakikada bir  kalkıp pekmezin üzerinde oluşan köpükleri alıyordum. Pekmez kaynayınca soğumasına bırakarak büyük tülbent'i almaya gittim. 

20 dakika sonra pekmez soğumuştu. Yeni kazana tülbent yardımı ile pekmezi boşalttım. Bütün tencereler dolmuş, kaplara dolmasını bekliyordu. Elim ne kadar hızlı olsa da çok yorulmuştum. 

Belim çok ağrıyordu.

15 dakika daha kaynattığım pekmez artık bitmişti. Kaplara döktüğüm dut pekmezlerini güneş gören bir yerde beklemeleri lazımdı. 

Bahçeye gidip kazanları aldım ve hızlıca mutfağa gittim. Kazanları ilk önce telleyerek siyahlaşan ve dibinde kalan dut parçacıklarını temizledim,  daha sonra bol bulaşık deterjanı ile köpükledim. Duruladıktan sonra bez yardımı ile kuruttum. 

Kendimi koltuğa attığımda ağrılarım baş göstermeye başladı. Belim ve boynum tutulmuştu. Gözlerim kapanırken yavaşça koltukta uzanıp başımı kırlente koydum. Şuan uyumayıp eve gitmem gerekiyordu lakin o kadar uyku bastırmıştı ki yerimden kıpırdayamıyordum. 

Ne kadar uyudum bilmiyorum lakin kapının şiddetle çalınmasıyla yavaşça gözlerimi açtım. 

"Kim bu kapıyı alacaklı gibi çalan? " kendi kendime sorduğum soru ile ayağa kalktım. Kapıya doğru yavaş adımlarla giderken daha da şiddetli çalan kapı ile ofladım. Kapıyı açtığımda yüzüme öfkeyle bakan abimi gördüm. Boğazımda yumru oluştu. 

İki adım sendeledim, gözlerime öyle bir bakıyordu ki içimdeki korku daha da artıyordu. "Sabahtan beri köyde seni arıyorum! " hızlıca üzerime geldiğinde başımı yere eğip gözlerimi sımsıkı kapattım, ellerimi hızlıca öne kaldırdım.  Gözlerim kapalı olsa bile yaşlarla dolmuştu. 

Abimin eli ilk kez bana kalkmadı. 

Bugün abim ilk kez bana vurmamıştı. 

Tereddütle gözlerimi açtım, ne kadar önüm buğulu olsa da onu görebiliyordum. 

Sürmeli (Yeniden Yazılıyor)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt