14. Bölüm [ ]

21 2 0
                                    

14. Bölüm  

"Ne oluyor burada? " 

Aman Allah'ım!

Hızlıca Halit'i geri itip çardaktan dışarı fırladım.  Arkamı döndüğümde Gülay Abla şaşkınca ikimize bakıyordu. Arkamdan garip ses çıktı lakin oraya bakamadım. 

 Bakışları benden kayıp çardakta duran Halit'e gidince benimde gözlerim oraya kaydı. Gördüklerim ile gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. 

Aslında Halit çardakta durmuyordu. Galiba elimin ayarını bilmiyordum. Çünkü o anın korkusuyla Halit'e fazla kuvvet uygulayıp çardaktan atmıştım. Gülay Ablaya güzel gamzelerini göstererek gülümsüyordu. Neden bu kadar güzel gülüyor ki? 

"Senin yerde ne işin var Halit? " Gülay Ablanın sorduğu soru ile beni gösterdi Halit. "Müstakbel gelinin senin sesini duyunca korkudan beni itti. " Onun gülerek söylediği şey karşısında gözlerim ve ağzım aynı anda açılmıştı. Ne diyordu bu adam? Beni utandırmaya yemin mi içmişti? Yanaklarımın ısındığını hissettim. Şuan ellerimi kaldırıp yüzümü saklamak istiyordum. 

 Gülay Abla bana dönünce bende ona bakmaya başladım. "Vallahi bilerek yapmadım. " Ellerimi iki yana açıp omuzlarımı silktim. Abla kardeş dediklerime gülmeye başlayınca kendimi rezil ettiğimi anladım. Şuan elimi kaldırıp anlıma vurmamak için zor tutuyordum. 

"Aranıza tam olarak ne oluyor? Anlatır mısınız? " Gülmesini durduktan sonra boğazını temizledi. "Artık kalk yerden be adam. Beni daha fazla rezil ettirme ablana. " Dişlerim arasında tısladım, bir yandan da Gülay Ablaya gülümsüyordum. 

Hızlıca oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. Ben ona bakarken büyük elini avucumda hissettim.  

Geniş omuzlarını dikleştirdi ve yüzüme baktı, gülümseyip Gülay Ablaya döndü. "Allah nasip ederse Mustafa Amcaların kızı, geceleri dizlerinde,  'onu bir kez bile olsa görsem' diye ağladığım kadını, Züleyha'mı, istemeye gideceğiz. " Bir an nefesimin kesildiğini hissettim. 

Sesindeki netliğin tanımı hiç bir yerde yoktu. Nedensizce gözlerim doldu. Bu adam gözlerimin üzüntüden değil de mutluluktan ağlamasına sebep oluyordu. Elimi hızlı atan  kalbime götürmemek için kendimi zor tutuyordum. 

Gülay Abla şaşkınlıkla bana baktı. "Sen Halit'imin gönül yarası mısın?" Ne dediğini anlamasam da başımı onayla salladım. "Şimdi gönül yarası değil de gönlüne şifa olacağım. " Derince gülümseyip önümüzde durdu.

 "Bundan şüphem yok zaten Züleyha. Seni tanır bilirim. Lakin hemen ilişkinizi dışa vurmayın. Herkes bilmesin... Halit daha senin kapında yatacak. Geceleri seni görmek için camına taş atacak. Gizli gizli buluşacaksınız. Bazen de birilerine yakalanacaksınız. Bunları yaşamak güzeldir. " Gülay Ablanın buruk bir gülümsemeyle söyledikleri ile birbirimize baktık. 

Gözlerindeki o parıltıyı görmemek imkansızdı. Gözlerime bakarken hilal gamzelerini göstererek gülümsedi. O gülümseyince istemsizce bende gülümsemiştim.  

Gözleri o kadar derin bakıyordu ki içim titriyordu. O çakır gözleri ve güzel gözlerini süslediği uzun kumral kirpikleriyle aklımı başımdan alıyordu. Her gözlerine baktığımda gerçekten yaşadığımı hissediyorum. 

"Bana müsaade. " Gülay Ablanın sesiyle daldığım düşüncelerden sıyrıldım. "Oturalım Gülay Abla, daha yeni geldin hem. " Bakışlarını ikimiz üzerinde gezdirip gözlerimde son buldu. "Evde işlerim bekler Züleyha, teşekkür ederim. " İki adım atıp önünde durdum.

 "Bir dahaki sefere bize bekliyorum." Derince gülümseyip elini koluma uzattı ve sıvazladı. "Bir dahaki gelişimizde kahveni içiyor olacağız. " Yaptığı ima ile şaşkınca ona baktım, üzerimdeki şaşkınlığı atıp utangaç bir şekilde gülümsedim.

Sürmeli (Yeniden Yazılıyor)Where stories live. Discover now