34.bölüm

19.1K 994 48
                                    










Dün cenke abi dedikten sonra gözleri dolmuş ve hemen sarılmıştı bana.
Gerçekten bu kadar sevineceğini tahmin etmemiştim.
Ayrıca önemli olan beni abin olarak kabul etmen nasıl seslendiğin değil kabul ettiysen istediğin gibi seslen demişti.
Haklıydı onun istediği onu kabullenmemdi.
Ve ben kabullenmiştim.

Onun dışında iş güzel geçmişti babamın sürekli dosya getir götürünü yapmak dışında.
Birde yelloz yasemin gelmişti elinde iki kahve ile bence çok önemli bir randevusu olduğunu bunun için çıktığını söylemiştim.
Adamcağız içerde dosya incelerken.
Ama o kadını uzak tutmam lazımdı.

İş çıkışı eve gelir gelmez yemek yemiş ve hemen yatmıştım maalesef erken kalkıp işe gideceğim.

ise sürüne sürüne kahvaltı için mutfağa inmiştim.
Abim erken çıkmıştı anıl da yoktu.
Sormadım da benim önemli biri değil neticede.
Canım bir şey istemediği için Mısır gevreği yapmıştım barkının adam gibi kahvaltı yap baskısına rağmen.

Cenk çok heyecanlıydı sanırım sadece bana ceza bu ona ödül oldu.
Heyecanı ise şirketin yeni geliştirmeye çalıştığı yazılımda kimsenin farkedemediği büyük bir hatayı bulmuş bu ileride şirketi zarara sokabilirmiiş bile.
Bazen salaklığı tutsada zeki çocuktu.

Şimdi ise yine lanet şirkete gidiyorduk.

'lanet dediğin şirkette seninde payın var balım'

Sikeyim istemiyorum pay falan.

"abi korkuyorum sen bu cezayı ödül olarak görüp sürekli bir halt karıştırırsın diye" dedim doğruydu cenk bu işi gücü belli olmaz.
"valla bende ödül olarak görüyorum baltanem" dedi.
"bu hikayede yanan ben oldum" diyip camdan dışarıyı izlemeye başladım.
Şirketin önüne geldiğimizde derin bir nefes aldım hadi bakalım bir hafta çalışacağım burda kaldı 4 gün.

İçeri girer girmez çetini görmüştüm.
Ulan onun yüzünden de akşam bir ton azar işittim.
Yavşak çetin instagram hesabımı bulmuş hemen.
Dün paylaştığım fotoğrafa yorum yapmış birde.
Herkes delirmişti.
Hele asaf onu hiç söylemiyorum bile o kadar çok tepki gösterdi ki tartışmıştık gece gece.
Neymiş efendim kimmiş o it nerede çalışıyormuş engelleyecekmişim kimden almış bu cesareti.
Deli mi ne.

Görmemezlikten gelip hemen asansöre yürüdüm.
Vallahi kan çıkardı sabah sabah.

Geçici masama gelip çantamı falan bıraktım.
Ardından kafeteryaya inip iki tane kahve aldım barkın beyciğimde içsindi.
Kata gelir gelmez barkının odasına girip kahveyi verdim ve masama döndüm.
Bugün bir kaç toplantısı ve görüşmesi vardı onları ayarlamaya başladım.
Öğleden sonra rahattı beyefendi.

Bir saat sonra toplantı salonuna geçtik.
Bende not tutacakmışım.
Uykum gelirdi benim böyle ciddi ortamlarda.
İçeri iki kadın ve üç adam girmişti.
Selamlaşma faslı bittikten sonra onlar iş ile alakalı konuşmaya başlamıştı.
Bense arada onları dinliyor arada kim ne giymiş diye kendi kendime yorumluyordum.

Yeni yapılacak bir avm'nin içinde ki açılacak mağaza ve bir çok dükkan için fikir alış verişi yapılıyordu.
Ona göre mimarlar çizimlerini yapıp tasarlayacakmış.
Aklıma gelen fikirle gülümsedim.
İçinde farklı kursların olacağı hem öğrenecek hem eğlenecek aktiviteler yapabilirlerdi ama tek bir farkla hepsinden farklı olarak sadece babalar ve kızlarının kayıt yapabileceği bir yer.
Neden bunu onlara söylemiyorum ki diye düşünüp lafa atladım ve bir fikrim olduğunu söyledim.
Bu işlerden anlamadığım için biraz gerilmiştim ama babam bana gülümseyip güven vermişti.

"neden içinde farklı farklı kursların olabileceği bir yer açmıyorsunuz ki büyük bir salonun içinde bölme odalar ayrılarak yapılsın mesela yemek resim heykel dans kursları gibi ama tek bir farkla buraya sadece babalar ve kızları kayıt olabilir bir nevi birlikte yapabilecekleri aktiviteler için.
Mesela 'başarırsın çünkü sen babanın kızısın' veya 'babalar ve prensesleri' başlığı altında." diye fikrimi anlattım.

Karşımda sessizce kalmaları üzmüştü açıkcası en azından olmaz diyin.
Sonra kendime kızdım yine içimde ki yaralı kız çocuğunun konuşmasına izin vermiştim.
Barkına baktığımda bana gülümseyerek bakıyordu.
Ama bu acıdan gülmekti gözlerinde geçeni gördün o da benim içimde ki yaralı kız çocuğunun hayallerini gördü.

Aradan beş dakika kadar geçti bu arada aralarında fısır fısır konuştular.
Hani toplum içinde kulaktan kulağa konuşmak ayıptı ulan.

"biz gerçekten bu fikir ile şaşırdık aramızda da onu konuşuyorduk aslında.
Ayrıca çok beğendik fikrinizi bunu gerçekleştirmek istiyoruz farklı geldi bize eminim insanlarda beğenecek anne ve çocukları için çok fazla kurslar var bu ilgi çekecek" dedi.

Ben beğenmediler sanmıştım şaşırdım.
Ama güzel olurdu bir çok kız çocuğu mutlu olurdu.
"bazıları annelerinin değil babalarının prensesi olmak ister" dedim sadece ve önümde ki not defterine notları yazmaya başladım.

Toplantı bittiğinde diğer toplantıda da beni görmek istediklerini teşekkür ettiklerini ve bu kursların açılışına muhakkak beklediklerini söylediler.
Kabul etmiştim giderdik belki babamla.
Babamın odasına geçtiğimizde bana sarılıp tebrik etti ve gelecekte beni şirkette görmekten mutluluk duyacağını söyledi.
Ama anında itiraz etmiştim çünkü ben hastaneye gönül vermiştim.
Teşekkür edip abimin koltuğunda gözüm var demiştin buna kahkaha atmıştı.

Yasemin yellozu gelip beni dinlemeden odaya dalmıştı.
Anladı demek ki dün oyun yaptığımı.
Peşinden odaya girmiştim.
Babamı öğle yemeğine davet etmişti.
Beyefendi bakarız demişti.
Aynen canım aynen bakarsın.
Yasemin çıkar çıkmaz tek kaşımı kaldırdım ve babama baktım.
"onunla gidemezsin" dedim göndermezdim.
"sadece bir yemek yavrum" dedi peki.
"bende çetinin yemek davetini kabul ederim" dedim tamamen blöftü.
"o Piç ile bir yere gidemezsin" dedi.
"eğer yasemin ile yemeğe gidersen bence çetin ile giderim umrumda olmaz" dedim.
Ona inat giderdim.

Derin bir nefes alıp bana baktı ciddi miyim diye.
Ciddi olduğumu anladığında şirket telefonu ile birini aradı.
"yemeğe gelemeyeceğim yasemin çocuklar çıkacağız" dedi.
Karşı tarafı dinlerken gerildi.
"kusura bakma yasemin ailecek olacağız başka zaman yeriz" diyip kapadı.
Yelloz karı kesin bende geleyim dedi.
Sarı şeytan.
Barkına bakıp gülümsedim.
İşte böyle adam ederler.

Öğle vakti geldiğinde cenki çağırıp yemek için dışarı çıktık.
Yine geçenlerde geldiğimiz mekana geldik çok güzeldi burası.

'yine ceza aldığın zaman gelmiştin balım'

Burası ceza mekanımıydı.

'yok ezel mekanı'

Öğğkk sen bir daha espri yapma iç ses.

Siparişleri vermiş sohbet ediyorduk.
Barkın toplantıda ki fikrimi anlatmıştı ve çok beğendiklerini.
Cenk tebrik etmişti ama benim için pek önemi yoktu sadece bir düşünceydi bu.
Yada sadece hayal ama onlar beğenmişti.
Umarım bir çok kız çocuğu mutlu olurdu.
Yemekler gelmişti ve sesiz bir şekilde yiyorduk.
Ayaz abimlere gitme konusu açmak istiyordum.
Çünkü dünde aren abi aramış ve ısrarla çağırmıştı.
Sonra telefonu esin abla almış ve alışveriş sözümü hatırlatmıştı.
Bende özlemiştim ayrıca en son o gün görmüştüm ama neredeyse hergün konuşmuştuk telefonda.

"baba esin abla aradı beraber alışverişe gitmek için söz vermiştim gidelim diyor" dedim önce tatlılık gerekiyordu.
"gidin yavrum senin içinde iyi olur" dedi.
"dünde aren abim aradı" dedim.
Resmen taksit taksit söylüyordum.
"eeeee" dedi sanki anladı ne diyeceğimi.
"işte orada kalmam için çağırıyorlar bende özledim" dedim.
"olmaz" dedi direkt.
Yine bana sihir geliyordu.
"bunu sonra konuşalım bence gideceğim çünkü ben doydum afiyet olsun" diyip kalktım.
Arabaya geçip oturmuştum.
Ben kendimden taviz veriyorum izin istiyor yada haber veriyordum bir yere giderken.
Ama o baskı kurmaya çalışıyor kendi doğrularında diretiyordu.
Ama bende gülceysem giderim.
Gidecektimde.
























Biraz kısa oldu lütfen kusura bakmayın 🙏🏻

G Ü L C EHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin