36.bölüm

18.5K 1.1K 66
                                    



O gün kapı açılınca resmen kırmızı görmüş boğa gibi bakan Barkınla karşılaşmıştım.
Kolumdan tutup hemen odasına sokmuştu.
Ardından hemen sarılmış ve
"sana kalma dedim neden kaldın beni delirtmek mi istiyorsun" demişti.
Sessiz kalmıştım.
Çünkü yine gidecektim yine kalacaktım.
"bir daha telefonunu kapatma yavrum sana ulaşmayınca deliye döndüm oraya gelecektim abinler engel oldu" demişti.
Çünkü abimleri tehdit etmiştim.
Ayrıca benim bir şey dememe fırsat vermeden.
"özür dilerim yemin ederim iş ile ilgiliydi mecburen gittim yemeğe" diye açıklama yapmıştı.
Ama bunu şimdi değil o an yapmalıydı.
Sonra eve gelmiştik ve bir kaç gün iş ve ev sakin geçmişti çünkü yasemin yelloz yoktu bugün gelecekmiş haspam.
Bizimde son günümüzdü.

Baran ve teo canından bezmişti çok fazla çalışıyorlarmış.
Asaf ise bir kaç güne geliyormuş.
Dün bir kızla fazla yakın olarak çekildiği fotoğrafı hikayesine atmıştı.
Benim içimi birden kıskançlık duygusu kaplamış ve aramıştım.
Utanmadan hesap sorup carlamıştım çocuğa.
Tabi bu onun hoşuna gitmişti sen beni kıskanıyor musun diye sormuştu.
Ocakta yemeğim var diyip telefonu yüzüne kapatmıştım.
İşte benim saçmalık seviyesi.
Ardından mesaj atmıştı gelince konuşacağız bunu diye.

Zor olsa da ben kendime itiraf etmiştim asaftan hoşlanıyordum.
Ufak bir hoşlantıda değildi aslında.
Çünkü uzun zamandır geçer diye bekliyordum ona buna yürüyordum.
Doktor arafcım gibi.
Ama yine kendimi asafı düşünürken buluyordum.
Ben onu seviyordum arkadaş olarak değil aşk olarak.
Ama onun duygularını bilmiyordum.
Bu yüzden dikkatli davranmaya çalışıyordum.

Şimdi ise kahvaltıya iniyordum.
Bugün ayrı bir mutluluk vardı üzerimde hayırdır inşallah.
Mutfağa geldiğimde her zaman ki gibi abilerimi ve babamı öpüp oturmuştum.
Sonra abime dönüp.
"abi bugün cezamın son günü hafta içi yanına geleyim mi lütfen ameliyathanede oynarım biraz" dedim.
Sanki çocuk parkında oynamak istiyorum bende.
"istediğin zaman gelebilirsin balım ama ben gezdireceğim ameliyathanede oynamayazsın kesici alet dolu orası" dedi.
Allahım nasıl minnoş bir adam bu.
Kızmıyor bile güzelce açıklıyor.
Aşk adamım.

Oflaya puflaya kahvaltıyı bitirmiştim.
Babamın hadi arabaya demesiyle cenk ile bskışmaya başladık.
Gözlerimi kıstım sinsice bakıyordum.
Bu ön koltuk benim bakışıydı.
Hemen koşar adımlarla arabaya gitmeye başlamıştım ki saçımın çekilmesiyle durdum.
Acımıştı bu sefer amk.
Döndüğümde cenk sırıtıyordu.
Şimdi yedim seni oğlum.

Bu sefer o önden giderken sırtına atlatıp hem saçlarını çekiyor hem kafasını ısırıyordum.
"ahh ısırma köpek misin kızım sen bıraksana abiiiiiiii al şu köpeği" diye bağırıyordu.
Ben durur muyum asla.
Daha fazla ısırmaya başlamıştım.
Canı gerçekten acımış olacak ki en son sırtından attı beni.
Göt üstü yere düşmüştüm.
"şerefsiz insan şerefsiz insan" diye söylendim ona.
Barkın yanıma gelip kaldırmıştı.
Ve azarlamaya başlamıştı.
"iki dakika yalnız duramıyorsunuz çocuk gibisiniz" diye.
"teknik olarak çocuk sayılırım ama sen bilirsin" diyip saçlarımı savurdum ve arabaya bindim.
Unutmadan tabi ki ön koltuğa.

Arabadan indiğimizde bu sefer ben barkının elini tuttum çünkü burası yelloz doluydu.
"Var ya sen bana çok pis aşıksın" dedi beni taklit ediyordu.
"kızlar babalarına aşıktır" dedim bende onu taklit ederek.
Ağır adımlarla içeri girdik.
Allah'tan güvenliğin orada ki cihazdan geçmiyorduk çantamdakileri kimse görmeyecekti.
Bugün biraz eğlensek fena olmazdı.

'yine ceza alacaksın balım'

Aman alıştık artık.

Asansöre binmiştik.
Cenk çalışacağı kata gelince inmişti yüzü asıktı.
Manyak herif cezası bitiyor diye üzülüyordu.
"bu çocuk olmamış" dedim.
Doğru olmamıştı.
"şş abiye öyle denmez" dedi barkın.
"acı biber mi sürersin yoksa" diyip göz devirdim.
Bazen beni beş yaşında falan sanıyordu galiba.

G Ü L C EWhere stories live. Discover now