Oyun zamanı

961 36 8
                                    

Eceyi kolundan tutup eve soktum. Sinir krizine girmiştim. Şiddete karşı olsam da onu dövmek istiyordum. Ne yapacağımı bilemezken sinirle soluyordum. O ürkmüş bakışlarıyla bana bakarken aklıma bir fikir geldi.
Koşup bi yerden ip ve sandalye aldım. Eceyi sandalyeye bağladım.

"Öldürücem seni ece. Sen burda bekle. Gelince geberticem seni."

Kahkaha attı. Sinirli bakış atıp uzaklaştım. Seline yetişmek istiyordum. Motor anahtarımı alıp evden çıktım. Motora binip giderken Selinin bir yerde beklediğini gördüm. Kimi bekliyordu ki. Sevgilisi ya da flörtü mü  vardı acaba. İçim burkuldu.
Arkadan motorla ona doğru yaklaşsam da 20 metre vardı aramızda. Onunla birlikte ben de bekleyecektim. Umarım taksi bekliyordur. Taksi bekliyorsa da motordan atlayıp taksiye binecektim. Eğer başkasıysa döverdim muhtemelen.
Arabanın biri yaklaştı. İçinde bi erkek vardı. Beynime kan  sıçradı. Gidip dövmeyi düşündüm. Araba yaklaşırken motordan atladım . Selin de el salladı arabaya onu görmesi için. Araba durdu. 22-23 yaşlarında genç tipi normal bi çocuk indi. Sarıldılar. Çocuğun bebek yüzünü dağıtmak aklımdan geçti. Koşarken

"Selin!" Diye bağırdım. Yüzümdeki sinire dikkat etmeyip o da kaşlarını çatmıştı.

"Senin ne işin var peşimden mi geldin yüzsüz"

gözlerindeki siniri empati kurunca anlamaya çalıştım.

"Bu orospu çocuğu kim ha" deyip bağırdım.

"Sanane be"

Seline bakarken  "Öyle mi" diyip çocuğa yaklaştım. Çocuk şok şekilde bana bakıyordu. Yüzüne bi yumruk geçirdim. Bi ara dövüşlere merak salıp birşeyler öğrenmeye çalışmıştım. Yumruk nasıl atılır en iyi bilen benimdir. çok sert yumruğum karşısında sendeledi. Kalıplı biriydi ama dövemeyeceğim anlamına gelmezdi. Saldırmak yerine dudağını  tuttu. Kanamıştı. Selin çığlık atıp beni itti .

"Sadie kendine gel artık! O benim kuzenim!"

Beni ittikten  sonra ona koştu.

"İyi misin?"

Çocuk kafasını olumlu anlamda salladı.

Afallamıştım. Boşuna mı kıskandım şimdi bunu. Tipi iyi ve yaşı ona yakın diye bir an öyle düşündüm.

"Selin sen sanane diyince sevgilin sandım. B-ben özür dilerim"

Selin yüzüme nefretle bakıyordu. Ben de özür dolu bakışlarımla ona bakıyordum. Çocuk hâlâ  şokta.  Acaba özürlü falan mı diye düşündüm.
Niye  susup  şaşkınca bakmaya devam ediyordu.

"Selin konuşabilir miyiz " mahçupça gülümseyerek cevap bekledim. Ona tatlı olmaya çalışıyordum. Ama yüz yapımın buna müsait olmadığını da biliyordum. Daima tatlı olmak yerine cool gezerdim.

"Ne konuşucaz daha. Anlamıyorum seni. Aptal gibi davranıyorsun "

"Lütfen bak beş  dakika lütfen. Her şeyi anlatıcam sana" yüzüne ağlayacakmışım gibi davrandım. Oysaki kahkaha atasım  vardı. Trajikomik bi durumun içindeydim.

"Selin ben arabadayım. Siz konuşun."

Arabaya doğru ilerlediğinde selini tutup köşeye çekmek istedim.

"Dokunma bana!" korkmuştum bi  an.

"Peki. " dedikten sonra boğazımı temizledim ve konuşmaya başladım.

"Ben sabahtandır senden arama bekliyord" sözümü kesti.

"O yüzden mi her aradığımda açmıyordun"

Yaz aşkım(GXG)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang