Pişmanlık

528 33 3
                                    

Selin'in ağzından

Sema'nın Esra'nın ve arkadaşlarının yanında oturuyordum. Geyik yapıyorlardı. Ben sus pustum konuşmuyordum. Çünkü  aklımdan Sadie çıkmıyordu. Sinirle çıkmıştı mekandan. Acaba nereye gitti, ne yapıyordu. Telefonum masadayken çalmaya başladığında elime alıyorken Sema elini attı benden önce aldı.

"Ceyda ha"

"Verir misin telefonumu ?"

"Açmicaksın"

diyip reddedip öylece telefonu kapattı ve bana verdi. İçimde huzursuzluk vardı. Ya önemliyse. Telefonumu gözünün önünde çantama koydum. Çantaya koyup umursamadığımı görünce sohbetine devam etti. Gizlice eyelinerımı bozdum. Umarım bahanem işe yarardı.

"Eyelinerım akmış  mı" diyip endişeli gözükmeye çalıştım.

"Az önce  normaldi. Nasıl becerdin. İğrenç  gözükecek şekilde akmış "

"Öyle mi.  Of ya. Tamam silip geliyorum."

Masadan kalktığımda numaramı yediğine sevinip gizlice sırıttım. Makyaj tazeleme bahanesiyle gittiğim tuvalette telefonu açıp Ceyda'yı aramaya koyuldum. Ceyda uzun bi çalıştan sonra açtı.

"S-selin. Sadie.."

"Ceyda çabuk ol işim gücüm var. "

Yutkundu. Ve  de hıçkırıkları yüzünden konuşamıyordu.

"Ağlıyor musun sen "

"Sadie kaza yaptı " dedikten sonra daha şiddetli ağlamaya başladı.

"Ceyda! Sakin ol. Ne kazası. Noldu. Şuanda durumu nasıl"

"Durumu bilmiyorum... motor kazası. Ama  iyi değildi. her yeri kandı. Kan!"

Çığlık atasım vardı. Ama paniğin bana hiç bişey kazandırmayacağını biliyordum. Sakince düşünüp gitmeliydim.  Gidemezdim ki. Sema salmazdı. Ben bir esirim artık. Gözlerimden yaşlar süzüldüğünde lavabo tezgahına tutundum. Ayakta duramıyordum.

"Hangi hastaneye kaldırdınız" sesim zor çıkmıştı. Ceyda hıçkırıklarını durdurmaya çalışıp

"Özel hastaneye kaldırdılar." dedi. Burda sadece bir tane özel hastane vardı. Ne yapmalıyım diye düşündüm. Çantamdan çıkardığım tarakla aynayı kırdım. Elimi büyük şekilde kestim. Ve semayı  aradım.

"Ah sema gelir misin."

"Noldu  bensiz makyaj yapamıyo musun. Ben gelsem bozarım o makyajı" sırıttığına emindim. Pislik. İğreniyordum ondan.

"Elim çok  kötü ambulansı mı  arasam bilemedim."

"Geliyorum"

Gelip elime baktığında endişelenmişti. Kan görmeye dayanamadığı için direkt bez bağlatıp arabaya bindirdi.
"Hastaneye gidelim gösterelim."

"Devlete mi"

"Devlete götürür müyüm seni. Orası acil bile olsa  yarım saat bekletir. Ve hizmetleri iyi değil "

Doğru söylüyordu. Devlet bekletiyor. Arabadan indiğimizde beni acile götürdü. Doktorla yalnız kalınca ilaç istedim. Yazdı. Odadan çıktığımda semanın eline reçeteyi verdim.

"Git hemen al."

"Gel birlikte alalım."

"Çok acıyo. Ben bekliycem burda. Hastane havası güzel geliyo şuan. Dışarıda arabada sallanarak elimin acısıyla gidemem."

Semanın kafasında soru işaretleri oluşmuştu evet  ama yine de peki diyip gitti. Ben de bu fırsattan yararlanıp Ceyda'yı aradım. Yerini bulduğumda ameliyatın hâlâ sürdüğünü anladım. Ceyda Ben gittiğimde bana sıkıca sarıldı. Yan tarafta süleyman bey, eşi  ve ablası vardı. Süleyman bey bile ağlıyordu. Sadie annesini de babasını da pek  sevmezdi. Ama şuanda gören sanacak annesiyle babasının arasından su sızmıyomuş da o yüzden üzülüyorlarmış. Ablası zaten eliyle başını tutmuş, yüzünü kapatmış şekilde ağlıyordu. Ben sakin kalmaya çalışıyordum. Çığlık atarak ağlamak her şeyi kırıp  dökmek istiyordum ama elimden bu geliyordu. Sema her an gelebilirdi. Her an her şeyi öğrenebilirdi. Tedirgin şekilde acı çekiyordum. Reyhan da geldi biraz sonra. Beni görünce kaşlarını çatıp üstüme yürüdü.
"Gerizekalı senin yüzünden oldu. Senin ne işin var burda" sustum. Ceyda onu tutmasa beni dövebilirdi.
Annesi yanımıza  yaklaşıp
"Noluyo" diye sordu.

"Bu kız yüzünden Sadie kaza yapmış. Ona sinirlenmiş hız yapmış. Defolup gitsene kızım sen"

Ailesi de tepki gösterince gidiyor gibi yaptım. Gözükmeyeceğim bir yerde kalem kağıt istedim görevli birinden. Oturup hızlıca mektup yazdım. Ceyda'yı aradım çağırdım. Ve Ceyda'ya uzattım.

"Bunu Sadie tamamen iyileştiğinde ver. Her şey daha güzel olacak." Mektubu alıp gözleri dolu dolu konuştu.

"Sadie seni seviyorsa bir nedeni vardır. Umarım ona yaşattıklarına değecek bir sonuçla mutlu olursunuz. Eğer o zamandan  sonra  onu üzmeye devam edersen ben de seni mahvederim"

Gözlerim yaşlıyken tamam anlamında başımı salladım. Yüzüme iyice bakıp arkasını döndü.

Reyhana da hak veriyordum  ne deseler haklılardı. Nerden bilebilirlerdi ki semanın beni tehdit ettiğini, çok düşünsem de başka çarem olmadığını. Başta Esra meselesinde Sema ve Esra'ya hak  verdim.  Ama sonra Sema intikam alıcam Sadie'den dedi. "Orda bi dur" diyip engel olmak istedim. Ama başaramadım. Üstelik ailemi araştırıp beni ailemle tehdit etti. Ailemi çok seviyor olsaydım elbette terk etmezdim ama küçük kardeşim... Sema"nın bu kadar iğrenç biri olduğunu bilmiyordum. Küçük kardeşim vardı ve onu düşünerek çalıştım hep. Hukuk kazanmak tabi ki kolay değildi. Bu sene başlayacaktım burda. Ama ailem göndermek istemedi diye ben kaçmıştım. Deniz her şeyimi bilirdi yıllarca. Hâlâ da iyi arkadaşız. Sadece Sadie için biraz uzaklaşmıştım. Ama son  yaşananlardan onun da haberi yoktu. Küçük kardeşim ve Sadieyi kaybetmemek için Semanın oyunlarına göz yumduğumu, Sadieyi benimle sınadığı için susmam gerektiğini hiç bilmiyordu. Üstelik Sadie benden vazgeçsin diye "seni sevmiyorum" bile dedim. Semayla sevgiliymişiz gibi bile gösterdim Sadie'ye. Kendimi çok  suçlu hissediyordum. Sadie benim yüzümden  ölürse yaşayamazdım. Hastane koridorunun ıssız bir yerinde yere çöküp rahatça ağlamaya başladım. Tutmadım yaşlarımı. Bu sefer tutmadım kendimi. Sen güçlüsün sakin kalmalısın  demedim kendime. Ağlamanın fayda getirmeyeceğini bile bile ağladım. Sema arıyordu. Birkaç kez aradığında beni gördü. Yerde ağlıyorken görünce koştu yanıma geldi.

"Neyin var"

"Canım acıyo" sarıldı bana. İstemiyordum. Sadie'yi istiyordum. Onu ittim. Yüzüme anlamayarak baktı.

"Parmağıma çarptın da. "

"Peki... gidiyoruz "
Beni tutup arabaya doğru  götürdü. Gözlerimden hâlâ  yaşlar süzülüyordu. Sadie tapılasıydı. Bense ona tapmak yerine  kıydım. Sema ilaçları uzattı. Benim asıl ve  tek ilacımın eczanede değil o hastanede olduğunu biliyorken hap olanları içtim. Lütfen  uyan.  Lütfen sadie. Lütfen benim yüzümden ölme. Seni çok seviyorum.

İçimden onunla konuşurken Sema elini  elime doğru getiriyordu. Bense saçıma attım elimi. Kaçtığımı anlamadı. Şans sandı. Bana sadie'den başka  kimse dokunamaz. Dokunmayacak. Esra orospusu da hâlâ Sadie'ye bakıyordu. Sözde intikam alacaktı. Amaçları bizi ayırıp avlamaktı. Sadie yaşarsa bu oyunu ve her şeyi  boşverip ona gidecektim.

Yaz aşkım(GXG)Where stories live. Discover now