Esra deşifre oluyor

396 29 7
                                    

Selin'den

Sadie'nin kolyesinden tutup çekip dudağına yapıştım. Belimi tutup kucağına aldı. Bir an durup bana baktı.

"Seni artık sikmek istiyorum. Bunca yıldır beceremediğim şeyi şuan sabaha kadar yapmak istiyorum Selin."
Gözlerim baygın şekildeyken içim titrediğinde inledim.

"Offf sik artık. Sik beni. Lütfen"

Kahkaha attı. Zevkle yüzüme baktı. Sinirlenmiştim. Yalvarmam hoşuna gitti diye bişey yapmıyordu.

"Hadi artık ama gülmenin sırası değil. Yıllardır bi sevişemedik gitti. Farkında mısın şuan elindeyim. İstediğini yapabilirsin. " elimi boynunda gezdirirek kulağına fısıldamıştım.

Bi ses gelmeye başladı.

"Selin ayı gibi uyudun hadi ya uyan gitmemiz lazım."

Gözlerimi açıp Fırat'a nefretle baktım.

"Sus lan yavşak." Sinirle ona baktım. Rüya olması beni delirtti. Sinirle yerimden kalkarken göz ucuyla baktım.

Gözlerini belertip bana bakıyordu.

"Nıtch nıtch. Terbiyesiz. Ben de kahvaltı hazırlamıştım sana. Ben yicem hepsini. Aç kal." Göz devirdim.

Biraz acıkmıştım ama Sadie belimi tuttuğunda ince olsun istiyordum. O yüzden yemeyecektim. Az kalmıştı kavuşmama. Esra'yı hapise gönderince benim olacaktı.

"Yemeyecek misin Selin?"

"Yemicem. Esralarla buluşmam lazım."
Odama gidip giyinmeye başladım.
Eskiden dizilerde izlediğim avukatların giyim tarzları hoşuma giderdi. Para, şöhret, lüks yaşam, hep bunları düşünerek hukuk kazanmıştım. Ama sonrasında Sadie'ye aşık olduğumda onunla rahat bir yaşam kurmak istediğimi fark ettim. Onun için bitirdim. Şuanda da her şeye sahipken sadece o eksik. Başkasıyla olması canımı çok yakıyorken bir çok plan kurdum. Bana yakınlaşması her şeyimi alt-üst etti. Neredeyse plânı unutup her şeyi bir anda söyleyecektim. Sırf beni oracıkta sikmesi için " Ben Selin'im aptalca oyunlar oynamama gerek yok. Sik beni." Diyecekken kendime gelmeye çalıştım. Vücudumda dövme aradığını fark edince zor da olsa tuttum kendimi. Olmadığını fark edince bırakması da gözümden kaçmadı.

Arabayla Esra'ların yalısı önünde durdum. Evinin oraya gittiğimde güvenlik kapıyı açtı. İlerlerken yalılarının kenarındaki deponun çok fazla büyük olması kafama takıldı. Neden bir depo bu kadar büyük olur ki. Orası bir depo değil eminim. Ya düşündüğüm şeyse. Bunlar mafya sonuçta. Kapıyı çaldığımda hizmetçi bana bön bön baktı.

"Esra hanımlar evde değil." Ne demek değil ya.

"Ben gelirken gördüm arabaları burdaydı."

"İşleri var. Ona gittiler."

"Nerde olduklarını bi söyler misin?"

Eline telefonu alıp uzaklaştı. Esra'yı aradı sanırım. Biraz konuştuktan sonra geldi konuştu.
"Esra hanım sizi depoya çağırıyor. Ordalarmış"

Bi tırsmadım değil. Arkamı dönüp depoya doğru ilerledim. Girişteki kapıdan içeri girdiğimde. Yer taştandı.
Upuzun bir koridor. Birsürü oda var. Koridorda ilerlerken kapılardan ses geliyordu. Birinin çığlık attığı kapıyı itmeye çalıştım. Kilitliydi. Kapıyı kırmak için tekmelemeye başladım. Beceremiyordum.

Esra sırıtışla yanıma yaklaştı.

"Ooo avukat hanım. Bu ne güzellik. Sevgilim için mi hazırlandın böyle?"

Yutkundum.

"Sen biliyor musun bu depoda kaç kişinin leşi çıktı. Kaç kişi öldü. Kaç kişinin derisini bu ellerimle yüzdüm?"

Yaz aşkım(GXG)Where stories live. Discover now