Kaza

504 40 22
                                    

Ceyda'yı aradığımda üniversite yanındaki starbucksta oturduklarını ve kalabalık bi grup olduklarını söyledi. Beni de çağırdı. Yola çıktım ama sırf Selin'i de orda görürüm diye gidiyordum. Bu mekan Sema'nın babasına aitse beni atar mıydı  acaba. Atmama ihtimalini düşünerek içeri girdim. Gözümü gezdirince Ceydaları gördüm. Gerçekten kalabalık bi masada toplanmış gülerek sohbet ediyorlardı. Ceyda bi sandalye çekti. Birçok masa birleştirmişlerdi. Çekilen sandalyeye oturdum. Kızın biri konuştu.

"Ceyda tanıtmicak mısın bize yeni gelen arkadaşı. "

"Tanıştırıyım, sadie bu. Lgbt barda tanışmıştık yıllar önce. İyi dostumdur. "

"Ben de Lale" Diyip elini uzattı.

Gökkuşaklı bilekliği fark ettim. Üni ortamında lezbiyen  bulmak için taktığı barizdi. Tanımadığım 3 erkek 5 kız daha vardı. Beril, Rana, Lina, Sevde, Pelin, Ogün, Mert, Resul.

Ogün ve Mert el eleydi.  Sanırım sevgililerdi. Üniversite ortamında lgbt bireyi bulmak çok daha kolaydır. Genelde insanlar o sıralar özgürleşir aileden uzakta olunca rahat olup el ele gezmeye başlarlar.

"Hepinizle tanıştığıma memnun oldum"
Diyip elimdeki telefona döndüm. Ceyda "bişey içer misin" dedi. Reddettim. Aklıma da Reyhan geldi. Ortalıkta yoktu. Şaşırdım.

"Reyhan nerde"

"O yeni sevgilisiyle takılıyo. Sattı beni"

"Oooo iyiymiş. "

"Satması iyi bişey mi gerizekalı"

"Biz sevgiliyken götümüzün dibinden ayrılmıyodun. Oh olsun sana"

Ceyda kafama geçirdi. Lale kahkaha attı.

"Siz Reyhanla mı  sevgiliydiniz? Ben mi yanlış duydum."

"Bi ara kısa bir zaman çıktık . Arkadaşken  aniden  gelişti. Sonra olmadığını düşünüp arkadaşlığa geri döndük "

"Senin gibi arkadaşım olsa ben de şansımı denerdim ya" Lale böyle dediğinde Ceyda bana sırıtıp kulağıma yanaştı.

"Aldattım diyemedin aferin sana. Kapılar açılsın diye mi masumca anlatıyosun" diyerek fısıldadığında sadece göz devirdim. O da güldü.

"Bakma öyle dediğine aldattı. Hem dediği gibi kısa süre çıkmadılar. 6 aydan baya fazla oldu. Ben de tam bilmiyorum."

Ben öksürdüm.

"Ceydaaaa gerek var mı her şeyi söylemene"

"Kanka yavşak  olduğunu hepimiz biliyoruz. Bi kızı öperken kameralara gözükmüştün. Gazeteye verilmişti.  Babandan azar yemiştin hatırlamıyo musun?"

Ayağına bastım. Yüzü kızardı. Ben çektiğimde yine  konuştu.

"Şaka şaka öyle bişey olmadı eheheh"

Sinirli tavırlarla baktım. Masadaki herkes sırıtıyordu. Lale de dahil.
Lale konuştu.

"Sen şu Süleyman Karaman'ın kızısın değil mi"

"Evet" dedim babamdan utanarak.

"Okuyor musun? Sevgilin var mı? Yaşın kaç?.. şey kusura bakma çok soru sordum"

"Sorun değil. Okumuyorum. Sevgilim yok. Ve 20 den gün alıyorum."

"Neden okumuyosun ki" dedi merakla.

"Babam boşuna okumamı istemedi " dedim sıkıntıyla nefes vererek.

"Lale amma meraklı bişey çıktın ya" dedi Ceyda."

"Tamam ya sustum"

Babam ne kadar zengin olsa da kızını çalıştıracak kadar acımasız ve zalimdi. Her tatil yerinde bir oteli vardır. Ve o otellerde staj yapan gencecik insanları çalıştırıp çok saat-az ücretle anlaşıp uyanıklık yapıyordu. Acımasız olduğu biliniyordu zaten. Okumamı hiç istemedi. Ben uzakta bir psikoloji kazanmıştım ama okumaya gitmedim. Ceyda yüzümde huzursuz oluşumu hissedip konuyu değiştirdi. Her şeyimi biliyordu. Reyhan için uzaklaşmasa beni en iyi tanıyan insan o diyebilirdim.

Sonrasında eğlenceli sohbetler dönmeye başladı. Mert Ogün nasıl tanıştığını anlattı. Eski sevgililerden konular döndü. Berille Rana da sevgiliymiş. Onlardan da konu geçti. Ben herkesi dinleyip arada sohbete katılıyordum.   Sohbet ederken Lale arada bana bakıp gülümseyip duruyordu. Ben de tam karşımda olduğu için gözüm onun gözüne kayıyordu diye gerildim. Hoşlandığımı sanar diye telefona girmeye başladım. Ceyda bizim eski anılardan arada bahsedince benden onay alıyodu.

"Böyleydi demi"

"Hıhı. O sırada asıldığın erkek gay çıkmıştı. Sen "yalan  söylüyo.  Naz yapıyo" diyip daha da peşinden koşmuştun. Çocuk sonra koşa koşa çıktı mekândan. Bi daha da görmedim."

Herkes kahkaha atmıştı. Ben de gülmeye  başladım. O anda biri girdi mekana, seslice konuştu.  Aniden gülmem kesildi. Semanın sesiydi bu.

"Ooo kuzen napıyosun burda"

"Oturuyoruz içiyoruz sen de gelsene"

Onlara dönmemiştim ama ikisinin de sesi tanıdıktı. Semanın gerçekten kuzeni varmış ve yanlış duymadıysam o kısa Esra onun kuzeniymiş.  Sema'nın tekrar sesi geldi.

"Otursana aşkım" kime demişti. Kuzenine değildi herhalde.

"Tamam" diyen kişinin sesini yıllar geçse de unutmazdım. Kokusunu gülüşünü sarılışını ezberlediğim insanın sesini bırak, kalp atış ritmini bile ezberlemiştim. Gözümden bi damla yaş düştü.

Ceyda onlara doğru bakıyordu. Ama ben yerimde  donup o tarafa bakmıyordum.
Kulaklarımdan emindim. Güçsüz görünmekten insanların bana acımasından hep nefret etmişimdir. Bu yüzden gözlerim daha da dolunca yerimden kalkıp sandalyeyi sertçe geriye ittim. Sandalye yere düşerken mekandan çıktım. Nefes alamıyodum. Göğüs kafesim sıkışmıştı. Ağrı vardı. Ceyda adımla seslendi.

"Bekle geliyorum" dediğinde beklemek istemedim. Koşar adımlarla motora bindim. Gözlerim durmuyorken silip motoru çalıştırdım.  Motor sürerken gaza asıldım. Yüzümdeki gözyaşlarım rüzgarla kuruyordu ama gözümden gelenler durmuyordu. Gözlerim sanki buğulanıyordu. Acaba rüya mıydı bu. O, o piçe gerçekten aşkım mı demişti. Ölmek istiyorum. Bir kere gerçekten  birine  tutulurum. O da benim olmamışken kaybederim. Böyle hayatı sikeyim.  Yaşamanın anlamı kalmamıştı benim için. Çift yönlü yolda olduğumu farkettim. Sol şerite geçtim. Acaba yapabilir miydim. Henüz araba yoktu. Sonuna kadar gaza bastım. Kendimce düşünmeye başladım. İnsanlar kendine taş bağlayıp göle attıktan sonra  bile çırpınan, ölümden korkan, aciz mahlûklardır. Peki ben başarabilir miyim. Korkuyor muyum? Bilmiyorum.  Ölümden korkmam için kaybedecek bir  şeyim olmalı. Ne kaybedebilirim ki.  Onu mu? Ailemi mi? Paramı mı? Tek kaybedeceğim şey bunların yokluğunun artık koymaması olacak. Hepsi kalıcı değil ve hepsi gidiyor veya gittiler. Artık ölmeliyim diye düşünüyorum. Karşıdan uzaktan araba gördüm. Çok hızlıydı ben de hızlıydım. Ben düşünürken önüme çıktı. Yavaşlamaya çalıştım. 120 km hızda olduğumu azaltmaya çalışsam da aniden azalamadığını, başaramadığımı anladığımda gözlerimi kapattım. Sadece korna sesi duydum ve Kalbimin öleceğiz dercesine attığını hissettim.

Yaz aşkım(GXG)Where stories live. Discover now