12

741 66 31
                                    

Bu sefer bölüme yorum sınırı koyacağım. Emeğimin karşılığını alamıyormuğ gibi hissediyorum.

Sınır: 25 yorum


Bilinmezliğe doğru yavaş yavaş çekiliyor gibiyim. Tanımadığım insanların arasında, kendi kutuma çekilip kapandım. Olanları düşünüyordum. Kapkaranlık odanın içinde, duvarın dibinde oturarak...

Odaya sadece dolunayın ışığı yansıtıyordu. Beni bu karanlıktan kurtarmak için buradaydı sanki.

Abimin uzun zamandır aradığı kişi şuan dibimdeydi. Beni abimle tehdit etmiş, suçum olmamasına rağmen kötü şeylere maruz kalmıştım.

Murat'ın dediklerini düşünüyordum. Melisa'nın yaptığı şeylerin üzerimde kalmasıyla bana yaptıkları ile asıl suçlunun kim olduğunu öğrendikten sonra ona hiçbir şey yapmamalarını.
Tamam ona bana yaptıkları gibi bir şey yapmalarını tabi ki istemiyorum ama bu biraz ağrıma gidiyordu.

Sen onun hiçbir şeyi değilsin.

Onun hiçbir şeyi olmayabilirim, onun için yoldan geçen biri olabilirim. Ama bana bunları yaşatmasının bir sebebi olamaz. En ağır olan şey beni abim ile tehdit etmesiydi. Bana her şeyi söyleyebilir, her şeyi yapabilirdi ama ailemden birini bu işe karıştırmasaydı.

Ya o an düşük yapmasaydım? Abime bir şey yapsaydı? Ben ne yapacaktım o zaman? Gerçi yaşayıp yaşamayacağım meçhuldü.

Gözleri derin bir çukuru anımsatıyordu bana. Gözleri fazlasıyla tehlikeli. Bir insanı kukla gibi oynatacak kadar tehlikeliydi o kara gözleri.

Dipsiz bir kuyuydu ve ben oraya düşersem benim bir daha çıkışım olamazdı. Onun gözlerinde mahsur olmak, kuklası olmak istemiyorum. Gözlerinin içine baktığımda gözleri tarafından çekiliyor onun kara gözlerine mahkum olacak gibi hissediyordum. Bir kez baktığımda ise gözleri tarafından kopmak zor geliyor.

Tehlikeli biri. Şuan burada olmamam, o şirketten uzak durmam gerekirdi. Burada bulunmamam gerekirdi.
Bacaklarımı kendime doğru çekip kendime sarıldım.

Bunların hepsi geçecek Işıl.

İnandım. Bunların hepsi geçecek. İnanmaya ihtiyacım vardı çünkü. Bu yaşananlar hem ruhen hem de bedenime çok ağır gelmişti. Düşündükçe sarsılıyor, dengemi kaybediyordum.
Daha fazla yıpranmamak adına düşünmeyi bıraktım. Yada denedim diyebiliriz. Her ne kadar da zor gelmiş olsa da yapabilirim. Oturduğum yerden yavaşça kalkıp yatağın içine girerek yorganı kafama kadar çekip yumdum gözlerimi.

Eve gitmek istiyorum.

Ev sahibine rağmen huzurla yaşadığım o eve gitmek istiyorum.

Bugün okula gidecektim. Bugün iki saatlik bir dersim vardı. Allah'tan öğle saatindeydi. Sabah sabah bu baş ağrısıyla hayatta ders dinleyemezdim.

Uyandığımda başucumda bulunan kutuyu elime alıp içine baktım. İçinde giyebileceğim kıyafetler ve içinde bulunan başka poşette ise iç çamaşırları vardı. Kendimi kokuşmuş gibi hissediyorum. Kısa bir duş alıp öyle gitsem daha iyi olurdu. Dün banyoda temiz bir havlu görmüştüm. Onu kullanabilirim sanırım. Burası misafir odasıydı ve burada bulunan havluda büyük ihtimalle misafirler içindir.

Öyle değil mi?

Hızlı bir şekilde banyoya girip üzerimde ki kıyafetlerden kurtulup kenara koydum. Suyu açıp ısınmasını beklerken bir yandan da kafamdaki tokayı çıkarıp kulağımdaki küpelerden kurtulmaya çalışıyordum. Sol kulağımda 3 sağ kulağımda ise iki delik vardı. Küpelerimi çıkarıp duvara monte edilmiş rafın üzerine koyup suyun altına girdim. Su damlacıkları vücudundan aşağıya süzüldükçe bedenimde ki bütün yorgunluğu alıyormuş gibi hissediyorum. Rahatlayana kadar suyun altında kalmayı isterdim.

Gölge'nin Gerçek YüzüWhere stories live. Discover now