Hastalık

42.4K 2.8K 1.1K
                                    

Sabah bi kalktım kitabım 1k olmuş. Onun şerefine okulda bölüm yazıyorum rndkdnjdnd

{Sonradan düzenleme: Şu an 700k olmak üzere. Vay be. Başardıkk 🤧🤎}

Ali'nin yardım çığlığıya kendime geldim. Büyük bir kaba su doldurdum ve Ali'nin yanan kolunun üzerine döktüm. Yangın anında söndü ama artık çok geçti. Ali'nin kolu omuzuna kadar yanmıştı. Hatta boynunda da bazı yanık izleri vardı. Acısı dinmemiş olacak ki hâlâ inliyor kolunu musluktan ayırmıyordu.

Çok kötü bir görüntü yaranmıştı. Ne yapacağımı bilmiyordum.

"Hadi Ali hemen hastaneye gidelim"dedim omuzuna dokunarak. Hemen küfür edip geri çekildi.

"Sakın dokunma bana!" Belli ki bana kızgındı. Haklılık payı az da olsa vardı. Ama zaten ben onu uyarmıştım.

"Ben sana yapma dedim"

"O ne tür bir oyuncak böyle? Nesiniz siz ha? Beni öldürmeye mi çalışıyorsunuz?" Ali sinirle kolunu musluktan çekti ve evden çıkıp gitti. Uzun zaman sonra bir arkadaşımı bulmuştum ve o da gitti.

Kendimi fazlasıyla suçlu hissediyordum.

Sıkıntıyla nefes aldım ve kendimi kanepeye attım. Ağlamak istiyordum.

Linus mutfak tezgahının üzerinde hiçbir şey olmamış gibi oturuyordu. Şu an üzüntü ve kızgınlık o kadar tavan yapmıştı ki, Linus'u tutup parça parça yapmak istiyordum. Ama öyle bir şey yapsam olan yine bana olurdu.

Oturduğum yerden kalktım ve odama gidip yatağa uzandım. Gözlerimi kapattım ve tüm bu olanları unutmaya çalışarak uyudum.

Uyandığımda saat gece 4:25'di. Hayret, evden hiç ses gelmiyordu. Belki de fırtına öncesi sessizlikti.

Yataktan kalktım ve su içmek için mutfağa gittim. Salondan geçip mutfağa gidecekken Linus'un insan şeklinde koltukta otururken gördüm. Pencereden dışarı bakıyordu hareketsizce.

Onu umursamamaya çalışarak mutfağa geçtim ve su içtim. Bir anda arkamda beliren gölgeyle olduğum yerde donakaldım. Bu sefer de direk boynumu kıracaktı sanırım.

Korktuğum için arkamı dönmüyor öylece duruyordum. Aynı şekilde gölge de hareketsizce duruyordu. Sanırım ilk hamleyi benden bekliyordu. Ancak bende bu korku varken sonsuza kadar heykel gibi dururdum.

Bir süre gözlerimi kapatıp bekledim. Gözlerimi açtığımda gölge gitmişti. Daha doğrusu Linus gitmişti. Ancak ayak seslerini duymamıştım. Geldiğini de duymamıştım zaten.

Arkamı döndüm ve odama gittim. Oradaydı. Yatağımın üstünde. Neyse ki oyuncak bedenindeydi.

Onu aldım ve salona koydum. Kendim de yatağıma geri döndüm. Bugün de hayattayım çok şükür.

Yani şimdilik.

Sabah alarmın sesiyle uyandım. Kendimi çok hasta hissediyordum. İşe gidecek halde değildim. Ama bu gün de kaytarsam müdür net beni işten kovardı. Bu yüzden mecbur kalktım ve banyoya gittim. Yüzümü soğuk suyla yıkayıp kendime gelmeye çalıştım. Midem bulanıyordu.

Üzerimi değiştirdim ve mutfağa gittim. Kahvaltı yapmadım çünkü yemek yersem kusardım büyük ihtimalle.

Evden çıkmak için kapıyı açmaya çalıştığımda kilitli olduğunu gördüm. Anahtarla da denedim ancak kapı açılmadı. İşe geç kalacaktım.

Nerdeyse yarım saat kapıyla uğraştım ancak açılmadı. Apartmanda kalıyordum. Pencereden de çıkamazdım. Mecbur müdürü aradım.

"Alo" müdürün sesi sinirli çıkıyordu.

"Günaydın efendim. Kusura bakmayın sanırım kapım sıkışmış. Ne kadar denediysem de kapıyı açamadım. Çilingir çağıracağım birazdan. Geç kalacağım sanırım özür dilerim" Neyse ki beni anlayışla karşıladı. Daha sonra çilingir çağırdım. Ancak bilin bakalım ne oldu?

Evet o da ne kadar denediyse kapıyı açamadı. İnana biliyor musunuz?

En sonunda bıktı ve gitti. Ama bu nasıl olabilirdi? Lanet olası kapı demirden olduğu için kırmak da çok zordu ki zaten kırarsam pahalıya patlardı. Şu an yeni bir kapı alacak param yoktu.

Pes ettim ve koltuğa uzandım. Müdüre olayı anlattım ve özür diledim. Tabii ki maaşımdan kesti.

Nedense içimden bir ses bu olayın Linus'la bağlantılı olduğunu söylüyordu. Ama kendisi de ortalıkta gözükmüyordu.

Oturduğum yerde uyuyakalmıştım. Uyandığımda berbat haldeydim. Sanki alev alıp yanıyordum. Yerimden kalkacak halim yoktu.

Odamdan gelen adım sesleri Linus'un yine insan bedeninde olduğunu gösteriyordu. Kapının açılma sesini duyunca uyuyormuş gibi yaptım. Adım seslerinden yanıma geldiğini anlıyordum.

Yere çöktü ve bana yaklaştı. O kadar soğuktu ki temas etmesem bile anlaşılıyordu.

Elini saçlarımda hissettiğimde içim ürperdi. Daha sonra elini alnıma koydu. Ateşimi mi ölçüyordu?

Ayağa kalktı ve yatak odama geri döndü. Tam kalkacakken yeniden geldiğini duydum. Tekrar gözlerimi kapattım.

Yanıma geldi ve alnıma soğuk bir şey koydu. Sanırım bez parçasıydı. Ateşimi düşürmeye mi çalışıyordu?

Acaba o gerçekten Linus mu? Belki de Ali gelmiştir.

Aklıma gelen gelen bu düşünceyle aniden gözlerimi açtım ve karşımda bir çift simsiyah gözle karşılaştım.

LİNUS (Tamamlandı)Where stories live. Discover now