Yeni iş

35K 2.2K 878
                                    

Yorumlarınız o kadar tatlı ki, hepinizi ısırmak istiyorum 🤎

Yatağımın üzerinde ilk alındığı günki gibi kahverengi kutuda olan Linus'u görmeyi hiç beklemiyordum.

Sanırım bu bir tür her şey yeniden başlıyor işaretiydi.

Bana yaşattığı tüm acılar film şeridi gibi gözümün önünden geçti. Bunlar da yetmiyormuş gibi yeniden ilk günki haliyle karşımdaydı.

Sinirden ve korkudan ellerim titriyordu. Ani bir sinirle kutuyu aldım ve duvara fırlattım.

"Seni aldığım güne lanet olsun" Sesleri duymuş olacak ki Alya koşarak yanıma geldi.

"N'oldu?"diye sordu tedirginlikle. Ben ellerimi başıma koymuştum ve devamlı aynı şeyi tekrarlıyordum.

"Neyi aldığın güne?" Kafamı kaldırıp baktığımda Linus yoktu. Ayağa kalktım ve etrafa baktım. Hiçbir yerde yoktu.

"Linus buradaydı. A...az önce buradaydı. Yemin ederim" Alya korkuyla yüzüme baktı. Linus'tan en az benim kadar korkuyordu.

"Nereye gitti peki?"

"Bilmiyorum. Sen gelince gitmiş olmalı"

"Belki de sen fazla etkisinde kalmışsındır ha?"dedi hem kendini hem de beni rahatlatmaya çalışarak.

"Umarım" Ellerim hâlâ titriyordu.

"Bu gece beraber uyuyalım mı?" Kafamı salladım. Pijamalarımı alıp onun odasına gittik. Üzerimi giydim ve yatağa uzandım. Alya da ışığı kapatıp yanıma geldi. Bu gece ikimiz de doğru düzgün uyku uyuyamayacaktık.

Saat gece 03:27'ydi. Alya yanımda yoktu. İçimi bir korku sarmıştı. Yerimden kalkmaya cesaret edemiyordum. Yattığım yerde Alya'ya seslendim. Kaç defa seslensem de cevap alamayınca endişeye kapıldım.

Sessizce yataktan kalktım ve odadan çıktım. Salonda yoktu. Kendi odama gittim. Banyodan sesler geliyordu. Konuşma sesi gibiydi ama anlaşılmıyordu. Kapıya tıklattım.

"Alya sen misin?" Cevap gelmedi. Birkaç kez daha tıklattım. Ama yine cevap yoktu. Anlık bir cesaretle kapıyı açtım. İçerisi boştu.

Birisinin omuzuma dokunduğunu hissedince çığlık attım. Alya olduğunu görünce derin bir nefes aldım.

"İyi misin sen?"diye sordu endişeyle.

"Neredeydin sen?"

"Mutfakta. Acıkmışım biraz"dedi elindeki elmayı göstererek. Bu kız gerçekten deliydi.

"Banyodan fısıltılar geliyordu duydun mu?"

"Hayır" Neden bu kadar soğuk kanlı? Aklıma doğum günümde olanlar gelince onun Alya olduğundan şüphelenmiştim.

"Sen Alya değilsin!" Güldü.

"Canım sen iyi misin? Benim Alya. Başkasına benzer bir halim mi var? Eğer istersen yarın bir psikoloğa gidelim. Pek iyi değilsin" Konuşma tarzı sanki yanımda başka biri varmış gibi hissettiriyordu.

"İyi geceler"dedim ve kendi odama girip kapıyı kilitledim. Arkamdan seslenmesi umurumda bile değildi.

Yorganın altına girdim ve derin bir nefes aldım. Eğer o gün o ormanda kendimi öldürebilseydim şu an bunlar yaşanmayacaktı.

Sabah olmuştu. Uyandığımda odamın kapısının tıklatıldığını  duydum. Gidip açtığımda Alya'yla karşılaştım.

"Dün olanların hesabını daha sonra soracağım. Şimdi hazırlan gidiyoruz"

"Nereye?"diye sordum aniden kendime gelerek.

"Hani iş bulmaya gidecektik ya?" Bir de iş bulmamız lazımdı değil mi?

"Senin okulun n'olacak?"diye sordum. Suratını astı.

"Para mı var? Siktir et şimdi okulu. İkimizin de para kazanması gerekiyor" Onu onayladım ve içeri girip üzerimi değiştim. Sade kıyafetler, sade saç ve sade makyajla hazırdım.

"Ben hazırım"dedim Alya'nın yanına giderek. Kahvaltı yapıyordu.

"Gel bir şeyler ye de öyle çıkalım" Kafamı salladım ve masaya oturdum. Alya şu an çok normal davranıyordu ama dün gece bir tuhaftı. Belki de bana öyle geliyor. Belki de gerçekten de bir psikoloğa görünmeliyim.

Bulaşıkları yıkadık ve evden çıktık. Para bulunca ilk bulaşık makinesi almam gerekiyor. Çünkü bulaşık yıkamaktan nefret ederim.

Alya'yla beraber tanımadığımız bu şehirde iş arıyorduk. Ben büyük ihtimalle yine garsonluk yapacaktım. Ama Alya konusunda hiçbir fikrim yoktu.

Bu şekilde iş bulamayınca ayrılmaya karar verdik. Tek başıma etrafta dolaşırken küçük bir pastanenin camındaki iş ilanını gördüm. Burası muhtemelen yeni açılmıştı. Bir işçiye ihtiyaçları vardı. Yani bana.

İçeri girdim ve içerideki adama iş ilanı için geldiğimi söyledim. Çok sevindi. Kendisi buranın müdürüydü. Aynı zamanda o hariç başka çalışan yoktu. Genç ve oldukça yakışıklı bir adamdı.

Ona arkadaşıma da iş var mı diye sorduğumda kabul etti. Arayıp Alya'yı çağırdım. Konumu attıktan sonra gelmesini bekledim.

O da geldi ve konuşup anlaştık. Ben siparişleri hazırlayacaktım. Alya ise garsonluk yapacaktı. Maaşı da gayet yeterliydi.

Müdür yarından başlayacağımızı söylediği için dışarı çıktık. İş de tamamdır.

"Bunu kutlamalıyız"dedi Alya heyecanla. Kafamı salladım. Bir markete girdik ve abur cubur alıp eve döndük.

Film izleyerek aldıklarımızı mideye indirdik. Akşam olmuştu ve ikimiz de çok yorgunduk. Kendi odamıza geçtik.

Normalde duş alacaktım ama dün olanlardan sonra cesaret edemedim. Yarın işe gideceğimi hatırlayınca da mecbur banyoya gittim.

Küvete girmeden direkt duş başlığıya kısa bir duş alıp hemen dışarı çıktım. Hiçbir şey olmamıştı. Şu an bunun için bile korkabilirdim.

Pijamalarımı giyip yatağa girecekken Alya'nın çığlığını duydum. Bu kadar normal bir gün bekleyemezdim zaten.

Koşarak yanına gittiğimde yatağının kan olduğunu gördüm. Alya midesi bulandığı için banyoya koştu. Ben de öylece yatağa bakıyordum.

Yorganı biraz daha çektiğimde tahmin edin kimle karşılaştım?

Doğru bildiniz Linus. Ama bu sefer kutuda değildi. Onun da üstü başı kan içindeydi. Artık herhangi bir tepki veremiyordum.

"Sen gelmeye devam ettikçe ben seni parçalamaya devam edeceğim. Ne olursa olsun" Onu yataktan aldım ve pencereden sert bir şekilde aşağı fırlattım. İnsanlar etrafına toplaştı. Çünkü aşağı insan bedeninde düşmüştü.

LİNUS (Tamamlandı)Where stories live. Discover now