Varoluşçuluğun Derinliğinde: Varoluşçuluğa Yolculuk

Etik Ve Ahlak Felsefesi

Hayatın hiçbir anlamının olmadığını söyleyen insanlar ahlakın tamamen saçmalıktan ibaret olduğunuda söylerler. Peki hayatın bir anlamının olduğunu söyleyen insanlar neden ahlaklı olmalı?

Bu sorunun basit bir yanıtı insanının kendisine koyduğu kurallardır. Bizim için kötü olan bir şey başkası için iyi olabilir ve ya tam tersi bizim için iyi lan başkaları için kötü olabilir.

Etik ve ahlak konusuna geçmeden önce bu iki şeyin ne anlama geldiğini anlayalım.

Etik nedir?

Etik kişinin toplumsal ve ya bireysel olarak davranışlarını ele alan bir bütündür.

Ahlak nedir?

İnsanın doğuştan getirdiği ve ya sonradan kazandığı bir takım iyi ve güzel olan özellikleridir.

İkiside aslında çok benzerdir. Fakat  tamamen birbirleriyle ayrı ve zıt felsefedir. Yinede aynı ortak yönleri taşırlar.

Niçin ahlaklı olmalıyız?

Kimse kötü olarak doğmak ve ölmek istemez. Bu yüzden en azından diğer insanların ve kendimizin gözünde iyi, dürüst, erdemli, ve ahlaklı bir kişi olarak öldükten sonra bile yaşamımızda öyle tanınmak için ahlaklı olmak gereklidir. Kısaca ahlaksız olmak insana bir şey katmaz, ama ahlaklı olmak insana çok fazla şey katar saygınlık ve iyimserlik bunların en başında gelir.

Ahlaki ilkeler doğuştan mı gelir?

Bu sorunun cevabı hayır kötülük doğuştan gelmez. Ama iyilik doğuştandır, her bir insan masum doğar, sonradan hayata tutunur ve dış koşullara bağlı olmadan kendi kararlarını verir kötü ve ya iyi olmayı kendisi seçer. Yani kötülük sonradan kazanılan bir özelliktir.

Ahlaklı olmak insana ne katar?

Ahlaklı olmak bireyin kendisini huzurlu, refah içinde, ve mutlu olmasını sağlar. Çünki başkaların yilik yaptığında sana gülümseyerek teşekkür edip minnettar olması sizi her daim mutlu eder.

Son olarak etik ve ahlak herkese göre değişen bir olgudur. Yine de toplumun kabul görmüş bazı ahlak kuralları vardır. Bazıları bu kuralları kabul görmeyip kendi ahlak kurallarını belirleyebilirler.